Demokratik Sol Parti (DSP) Genel Başkanı Zeki Sezer, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahim Yaçınkaya'nın AKP hakkında kapatma davası açmasına, "Bugün açılan davayı hiç istemezdik ancak AKP aldığı yüzde 47 oy ile Türkiye'yi başka bir sisteme doğru götürüyor" dedi.
Sezer, bazı izlenimler ve ziyaretler için geldiği Adana'da Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahim Yaçınkaya'nın AKP hakkında laikliğe karşı eylemlerin odak noktası olduğu gerekçesiyle açtığı kapatma davasını değerlendirdi. Sezer, "Tabi ki demokrasinin bir ayağı da yargıdır. Yargı da görevini yapacak. Yapıyor yapmalı. Ama bunu söylerken yasalara, anayasaya, sadece yönetilenlerin değil, yönetenlerin de uyması zorunluluğu vardır. Yani 'ben yüzde 47 ile iktidar oldum öyleyse yasalara uymam' deme hakkı kimsenin yoktur" dedi. Sezer şöyle devam etti:
"Bu türban krizini çıkarttıkları gün başbakana gidip 'yapmayın, toplumu germeyin, toplumsal uzlaşıyla soruna çözüm bulalım' dedik. Bizi dinlemediler. 'Bizim yüzde 47'miz var, isteğimizi yaparız' dediler ki bu hiç doğru değil. AKP ekonomiyi, işsizliği, eğitim sorunların bir kenara bırakıp başka değerler üzerinden siyaset yapma yolunu seçti. Bu da son derece yanlıştı. Yani sorun çözmek yerine sorun üretiyor AKP."
'Biz laikliği savunuyoruz' demenin yetmeyeceğini söyleyen Sezer, "Ona uygun davran demek de sanırım bizim hakkımız. Yargı da üzerine düşen görevi yaparken 'demokrasilerde parti mi kapanırmış' şeklinden herhalde suçlanmamalı. Yönetilenler kadar en az özellikle yönetenlerin de yasalara, anayasaya uyması gerekir" dedi.
Gül'ün davayla ilgili açıklamaları hakkında da görüşlerini dile getiren Sezer, "'Mecliste bu kadar çoğunluğu olan partiye kapatma davasının açılması ne getirir ne götürür' demiş. Tam da risk burada. Bu kadar çoğunluk varsa yasalara uymuyorsa, kim bilir sen Türkiye'yi nereye götüreceksin? Türkiye'yi sizin bu söylediğiniz duruş nereye götürür? Onun da hesabını iyi yapmamız gerekir" diye konuştu.
Muhalefet partilerinin de gelinen bu son noktada payları olduğunun altını çizen Sezer, "Tabi bu arada sözüm ona bazı muhalefet partileri de sorunlara çözüm yerine askerle kavga ederek, başka tartışmalar yaratarak bugünkü gelinen noktanın Türkiye adına bir olumsuzluk olarak ortaya çıkmasına ne yazık ki katkı verdiler" dedi.
Sezer, Türkiye'nin zor bir süreçten geçtiğini, sağduyu ile yasalara uyarak demokrasi kuralları içerisinde sorunların çözülebileceğini, olgunluğa erişildiğini göstermenin tam da zamanı olduğunu, bu süreçte DSP'nin üzerine düşeni yapacağını söyledi.
Sezer, daha sonra gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin 'AK Parti'nin laikliğe karşı eylemelerin odağı olduğu gerekçesiyle dava açılmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?' sorusuna, "Odağı olup olmadığını saptamak yargının görevi ama laikliğe uygun davranmadığı, laikliği her vesile ile yaralayacak adımlar içerisinde olduğu AKP'nin çok açık. Başbakanın sözlerinde bu var. Ama yeri geldiğinde 'laikliğin güvencesi benim' diyor. Yani güvencesi isen güvencesi gibi davran demek hakkımız var.
Ancak dediğimiz gibi parti kapatmanın sorunlara çözüm getirmediğini biliyoruz. Biz bu noktaya gelmesini istemezdik. Gelinen bu noktada hepimize sağduyulu davranmak düşüyor. AKP'nin de, onun gibi düşünenlerin de artık bu Türkiye'nin gerçeklerini göz önüne alarak hareket etmeleri gerekiyor. Mahkemenin sonucunu bekleyip göreceğiz. Türkiye'de demokrasi işleyecek, bundan en küçük şüphem yok. Türkiye, sorunlarına çareyi bulabilecek bir olgunluğa artık erişti. Yani sorunlara çözüm bulamayıp başka ümitlerle hayatını geçiren bir iktidara mahkum olmadığımız açık. Ama bunu söylerken tekrar ediyorum, buraya gelmesini istemezdik.
Sorunların demokrasi ve siyaset yoluyla çözülmesini isterdik. Ama demokrasi, yargı, yürütme ve yasama eşit bağımsız erklerdir. Yani ben yüzde 47 aldım. 'Yargıyı, anayasayı da tanımam' deme hakkı hiç kimsenin, hiçbirimizin yok" diye cevap verdi.