Günün Haberleri   |   Giriş sayfam yap   |   Favorilere ekle   |   Künye   |   İletişim   |   Sitene haber ekle


 
DOLAR
34,2398
EURO
37,6309
IMKB
9.109,000
ALTIN
2.922,340
 
Hava Durumu ANKARA
19 / 28 C°
Değiştir
 
     
 
Medya Spot Google
 
 
 Ana Sayfa  Gündem   Ekonomi   Dünya   Yaşam   Medya   Spor   Magazin   Polis Adliye 
 
SON OSMANLI ŞEYHÜL İSLAMI MUSTAFA SABRİ KİM?
SON OSMANLI ŞEYHÜL İSLAMI MUSTAFA  SABRİ KİM?
 
Türklükten istifa eden Son Osmanlı Şeyhülislamı Mustafa Sabri Efendi Vakfı ve düşündürdükleri
 
24.6.2008 - 00:20
I. Dünya Savaşı ardından Osmanlı İmparatorluğu tarihe karışıyor, ve "hasta Mustafaadamın" mirası yağmalanmaya başlıyordu. Bu korkunç tablo Mustafa Kemal'in Samsun'a ayak basması ile değişti ve Türk Milletini yüzlerce yıllık uykusundan uyandırarak ulusal bağımsızlık ve ulusal egemenlik hareketinin dinamik gücü yaptı.

O'nun önderliğindeki bu milli uyanış, başta Ankara Müftüsü M. Rifat Efendi, Amasya Müftüsü Tevfik Efendi, Denizli Müftüsü Ahmet Hulusi Efendi gibi pek çok din adamının da destek ve çabalarıyla kısa zamanda yurdun her köşesine yayılmıştı. Bununla birlikte kimi din adamları da Milli Mücadele ve onun lideri Mustafa Kemal'e, Türk Devrimlerine karşı düşmanca bir tutum içinde olmuşlardı. İşte bu din adamlarından birisi de Mustafa Sabri Efendi'dir.

Mustafa Sabri Efendi'nin Milli Mücadele esnasında ve sonrasındaki Türk Milletine karşı düşmanca davranışlarının ayrıntılarına gelmeden önce kısa bir bilgi verelim.

Geçtiğimiz günlerde Güneş Gazetesi'nde, Rıza Zelyut imzasıyla yayınlanan bir makalede Tokat'ta kurulan bir vakıftan sözediliyordu. Makaleye göre, Tokat'a hizmet etmeyi amaçlayan vakfın yöneticileri arasında Adalet ve Kalkınma Partisi Tokat milletvekil Resul Tosun ve AKP Kurucu Üyesi, Tokat Milletvekili Mehmet Ergün Dağcıoğlu da bulunuyor Buraya kadar normal görünen olay "nedir bu vakfın adı?" sorusuyla bambaşka bir boyut alıyor.

Vakfın adı Mustafa Sabri Efendi Vakfı.

Tokat milletvekili Resul Tosun'un verdiği bilgiye göre, 1994 yılında seçilen Tokat Belediye Başkanı, hayır yapmak amacıyla bir vakıf kuracaklarını ve kendilerinin de bu vakıfta kurucu üye olmalarını teklif ediyor. Resul Tosun da haberin ardından gazeteye gönderdiği tekzip metninde; "vakıf kurucuları belli bir siyasi görüşe mensup insanlar değildi, Tokat'a hizmet etmeyi amaçlana insanlar bir araya gelmişlerdi, ben de şehrimize faydası olacak her oluşumun içinde olduğum gibi bu teklifi de kabul ettim ve vakfın kurucuları arasında yer aldım" diyor.

Tekzipte yazının son bölümüne atıfta bulunularak: "yazınızın milli iradeyi küçümseyen ve bizi hedef gösteren son paragrafı, objektiflikten ne kadar uzak olduğunuzu ve bizi o kahraman Tokatlıların seçtiğini unuttuğunuzu göstermesi açısından oldukça düşündürücü ve gazetecilik adına da bir o kadar üzücüdür." diyordu AKP Tokat Milletvekili resul Tosun fakat kahraman Tokat'lılara hizmet etmek için kurulduğunu iddia ettiği vakfa bir hainin ismini vererek kahraman Tokat'lılara en büyük hakareti yaptığının farkında bile değildi.

Rıza Zelyurt makalesinin son bölümünü aynen alalım;

"Vakıflar Genel Müdürlüğü,şu bilgiyi verir: 'Vakfın adı; kanuna, ahlaka, adaba aykırı olmamalı ve vakfın amaçları ile uyumlu olmalıdır. Üçüncü kişileri vakfın amacı konusunda yanıltıcı ya da yanlış çağrışımlar uyandıracak isimler verilemez'.

Bu durumda; düşmanlara karşı verdiğimiz savaşa; Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşuna ve kurulduktan sonra yaptığı tüm devrimlere karşı çıkan, bu uğurda büyük çabalar gösteren bir hainin adına vakıf kurulamaz.

Fakat, aralarında Resul Tosun ve Mehmet Ergün Dağcıoğlu gibi AKP milletvekillerinin de yer aldığı bir heyet, böyle bir vakfı yürütüyor.

Tokat'tan Gazi Osman Paşa başta olmak üzere birçok büyük insan yetişmiş iken neden böyle bir kişinin adı öne çıkartıldı?

Cevap gayet açık: Hayır işi yapar görünüp şeriatçı Mustafa Sabri Efendi'nin zihniyetini yaygınlaştırmak.

Çanakkale'de, Sakarya'da, PKK eylemlerinde binlerce şehit veren Tokat'ın Atatürkçü, yurtsever, yiğit halkı; Atatürk ve cumhuriyet düşmanı bir hainin adına kimlerin, niçin vakıf kurduklarını düşünecek ve zamanı geldiğinde onlardan bunun hesabını soracaktır"

Adalet
AKP'li Resul Tosun'un, şeriat yanlısı Son Osmanlı Şeyhülislamı Mustafa Sabri Efendi Vakfı ile ilgili "vakfın adından bir şey olmaz, önemli olan yaptığı hizmettir" mealindeki sözleri kim söylerse söylesin bu şekilde basitleştirilemeyecek kadar önemlidir. Fakat bunu asıl önemli kılan Tosun'un mensubu olduğu Aydınlık ve Kalkınma Partisi saflarından zaman zaman yükselen şeriatçı Mustafa Sabri Efendi'ninkilere benzer söylemlerdir. Örneğin bazı meselelerde "Ulemeya soralım" şeklindeki yaklaşımları bu olayın hiç de bahsedildiği gibi basit olmadığını kanıtlar niteliktedir.

Mustafa Sabri Efendi hakkında bazı makaleler göze çarpıyor. Örneğin Diyanet İşleri Başkanlığı sitesinde, başkanlığın süreli yayınlarından birinde Fatih Koç imzasıyla yayımlanan makalede Mustafa Sabri Efendi'nin büyüklüğünden (!) bahsedilirken Milli Mücadele ve sonrasındaki ihanetlerine asla yer verilmiyor. Hayatı anlatılırken "II. Meşrutiyetten sonra (1918) Tokat'tan Mebus seçildi. Beyanü'l-Hak Dergisinin başyazarlığını yaptı. Damat Ferit Paşa kabinesinde şeyhü'l-İslam oldu (1919). Ferit Paşa'nın istifasından sonra ikinci kez şeyhü'l-İslamlığa getirilmiştir (1920)" şeklinde ,Mustafa Sabri Efendi hakkında eksik bilgi veriliyor.
Mustafa
Gelelim Rıza Zelyurt'un "Türkiye, hainlerin alkışlandığı bir stadyuma dön. DTP'liler; terör elebaşısı Abdullah Öcalan'a, 'Sayın!' diye sesleniyorlar. Çanakkale'ye, Sakarya'ya, PKK terörüne binlerce şehit veren Tokat ilimizde ise başka bir hain adına vakıf kurulmuş." dediği Şeyhülislam Mustafa Sabri Efendi'ye.

Mustafa Sabri Efendi, Millî Mücadele'ye de şiddetle karşı çıkanlardandı. Ona göre Milli Mücadele, devlete başkaldırma hareketi, bu hareketin başında bulunan Mustafa Kemal Paşa ise, Hilafet ve Saltanatı kaldırarak "Sultan Osman Oğlunun makamına" geçmek isteyen bir kişiydi.

Milli Mücadele'nin önemini kavrayamayan Mustafa Sabri bunu İttihat ve Terakki hareketi olarak değerlendiriyor, meclis içinde ve dışında İttihat ve Terakki Partisi'ne karşı saldırılarda bulunuyordu. Bu yüzden İttihat ve Terakki Partisi'nin düşmanlığını kazanmış ve Romanya'ya kaçmıştı.

Mustafa Sabri, İngiliz muhipleri Cemiyeti mensubuydu. Milli harekete katılmamış, dahası düşmanca davranışlar segilemiş bukişi ulusal harekat lehinde çalışan din adamlarından başta Denizli Müftüsü Ahmet Hulusi, Isparta Müftüsü Hüseyin Hüsnü, Uşak Müftüsü Ali Rıza , Burhaniye Müftüsü Mehmet , Antalya Müftüsü Ahmet Hamdi ve Sinop Müftüsü İbrahim Hilmi Efendiler olmak üzere pekçok müftüyü görevlerinden azletmiş, ulusal harekatın meşru olduğuna dair fetva veren Ankara Müftüsü Mehmet Rifat Efendi'nin idama mahkum edilmesinde etkili olmuştur.

İstanbul Hükümetlerinin, Anadolu hareketine karşı yumuşak davrandıklarına inanan Mustafa Sabri, bu konuda eleştirilerde bulunuyor, Padişah Vahdettin'in huzuruna çıkarak Anadolu hareketine karşı Tevfik Paşa Hükümeti'nin gevşekliğinden şikayet ediyor ve bir gün kendilerinin de ezilebileceğini söylüyordu. Ona göre, Damat Ferit Paşa, Anadolu'ya karşı sert önlemler almıyordu.Aciz, bilgisiz ve beceriksizdi.

Mustafa Sabri'nin de üyesi olduğu Damat Ferit Hükümetinin Anadolu hareketinin silah yoluyla bastırılması konusunda görüşlerinde Mustafa Sabri'nin etkili olduğunu görüyoruz. Bunun için 18 Nisan 1920'de Hilafet Ordusu adı altında bir ordu kurulmuştu. Kuva-yı Milliye'ye karşı Kuva-yı İnzibatiye adı da verilen bu ordunun görevi, ayaklanmalara destek olmak ve Ankara meclisini doğmadan boğmaktı.

Türkiye'yi parçalayan maddeler içeren Sevr'i imzalayan hükümette de Şeyhülislam olan Mustafa Sabri, anlaşmanın imzalanmasından önce Yıldız saray'ında Vahdettin başkanlığında toplanan Meclis-i Âlî'de anlaşmanın kabul edilmesi yönünde görüş bildirenler arasındaydı.

Sevr Antlaşması'nın imzalandığı günün gecesi evine dönen Mustafa Sabri'nin, eşi Ulviye Hanım'ın ağlayarak sorduğu şu soruları ile karşılaştığı ve cevap veremediği ileri sürülüyor.

"Sen Allah'tan korkmadın mı?
Peygamber'den utanmadın mı?
İzmir'in Yunanlılara verilmesine nasıl razı oldun?
İstifa edeydin de imza etmeseydin"

Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Bey'in Ermeni tehciri ile ilgili olarak divan-ı harpte yargılanmasına ve sözde bu cürmünden dolayı idama mahkum edilmesine neden olan olaylardan sonra yurtseverlerin yaptıkları gösterilerden korkan Vahidettin, Şeyhülislâmdan mahkeme kararının şeriata da uygunluğuna dair bir fetva almak zorunda kaldı. Kemal Bey'in idamına fetva veren Şeyhülislâm da Mustafa Sabri'dir.

Mustafa Sabri, ulusal çıkarlarımızla bağdaşmayan, birlik ve beraberliğimizi bozucu, işgal kuvvetlerinin destek ve yardımları ile kurulan derneklerden Tealî-i İslam (İslami Yükseltme) Cemiyeti'nin yöneticileri arasındaydı. Padişahlık düzenini savunan ve başkanlığını Mustafa Sabri'nin yaptığı bu cemiyetin yönetim kurulunda ilginç bir isim daha var. Atatürk'ü kıyamete yakın bir zamanda ortaya çıkacak olan yalancı ve kötü yaradılışlı kimse anlamına gelen "teccal", şapka takanlara da "teccalın mikropları" diye isimlendiren, nurcuların reisi Said-i Kürdi(Nursi).

Fethiye Müftüsü Mehmet Dirlik, 14 Nisan 1966'da Kaymakamlığa gönderdiği yazıda şöyle diyor: 

" Fethiye'de Nurcuların Atatürk'ü "teccal" olarak gördüğü, şapka takan herkese "teccalin mikrobu" diyor.Müftülük görevini üzerime aldığım tarihten bu yana aşağı yukarı kazaya bağlı bütün köyleri dolaştım. Vatandaşlarla ve köylerdeki din adamları arkadaşlarımızla tanıştık. Hasbıhaller etti bu günki feza devrinde aya ulaşılmaya çalışıldığı bir devirde iptidai ve geri düşüncelerle memleketimizin kalkınıp ileri milletler seviyesine ulaşamayacağını ancak geri değil ileri düşüncelerle bir memleketin kalkınabileceğini ve ilerlemeye dinin engel olmadığını daha yardımcı olduğunu Hazreti Peygamber'in, "okumakla ilimle çalışanların ibadet etmiş insanlar kadar muteber olurlar' sözünü hatırlatarak telkinlerde bulundum.

Fakat kökü taşrada bulunan ve birkaç senedir Fethiye'nin birçok köylerini kapsayan Nurcular, Müslüman dininini kabul etmediği, Mukkades kitabımızda da yeri bulunmayan bambaşka ayrı bir (hatta vatandaşı birbirinden ayıran), ikilik yaratma metodlarla başka bir din yolu takip edilmektedir ve bu durum önlenmediği takdirde bir iki sene içinde bütün Fethiye köylerini kaplıyacak, camilere devam eden hakiki Müslümanlardan bunların yollarına kapılacak, camilerimiz boy kaldığı gibi vatandaşlarımızda, Nurcular ve Teccallar adı altında ikiye ayrılıp önlenmesi çok güç bir durum olacaktır.)

Namus ve şerefimle üzerime devir aldığım vazifemde noksanlık bırakıp ileride günahkâr olmamaklığım için Büyük Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyet Rejimi'nin bir çocuğu olarak ve bu rejime kutsal dinin her türlü baskı ve tazyikten uzak olarak salim bir şekilde gelişeceğine inanan insanlar olarak gerek dinimizin ve gerekse Büyük Atamız ve O'nun kurduğu rejimin korunması bakımından bizzat görüp müşahede ettiğim tehlikelerden birkaçını yüksek bilgilerinize arzetmeyi uygun buldum. Bu büyük tehlikenin önlenmesine ve kandırılmış cahil vatandaşların gittiği yolların yanlış olup doğru yola gitmelerinin memleket millet menfaatlarına rejimin selametine olacağının kendilerine duyurulup inandırılmasına delaletlerini dilerim.


İşte Said-i Nursi ve Mustafa Sabri Efendi'nin de içinde olduğu Tealî-i İslam Cemiyeti, postayla, Anadolu'ya geçen kimseler aracılığıyla ve hatta ülkeyi işgal etmiş Yunan ve diğer itilaf devletleri aracılığıyla dağıtılan, uçaklardan atılan fetva ve bildiriler ile Milli Mücadele'ye karşı iç ayaklanmaların yayılmasında ve halkın yanıltılmasında etkili olmuş, bu isyanlar yer yer Ankara'ya kadar sıçramıştı.

İhaneti, Müslüman ve Ermenilerden oluşturacağı bir ordu ile İzmir'i kurtarıp İstanbul'a yönelen Türk Ordusuyla savaşmayı düşünecek kadar ilerleten bu adam Milli Mücadele'nin başarıya ulaşması üzerine ailesiyle İstanbul'dan ayrılarak Gümilcine'ye kaçmış fakat ülke dışında bile yeni kurulan Türk devleti ve rejimine yönelik girişilen devrimlere karşı çıkarak hain faaliyetlerine devam etmiştir.

Mustafa Kemal Atatürk'ün "Yaptığımız ve yapmakta olduğumuz devrimlerin amacı Türkiye Cumhuriyeti halkını tümüyle çağdaş ve tüm anlam ve biçimiyle uygar bir sosyal topluluk biçimine dönüştürmektir.." diyerek açıkladığı devrimlere karşı çıkan Mustafa Sabri, Türk ulusunun, refah ve huzur içinde modern -çağdaş ülkeler insanı gibi yaşamasını çok görmekteydi. Ona göre, Türk devrimlerinin arkasında İngilizler bulunmaktaydı ve özellikle de "Halifelik" onların isteğiyle kaldırılmıştır. Türkiye'de yapılan devrimlerini anlayamayıp gizli ve açık bir şekilde Batı taklitçiliği olduğunu da ileri süren Mustafa Sabri, Yeni Türkiye'nin laiklik ile Batıyı taklit ettiğini ve dinsiz bir cumhuriyet olduğunu, din ile siyasetin ayrılamayacağını ileri sürüyor, bunlar birbirinden ayrılınca devletin dinsiz, buna bağlı olarak milletin de dinsiz olacağını savunacak kadar bağnazdı.

Şapka devrimine de muhalefet eden Mustafa Sabri, 1922 yılında yayınlanan Dini Mücedditler adlı eserinde şapka giyilmesini "hem dinî hem de millî küfür" olarak değerlendirmekteydi.

Türk kadınına yönelik devrimlere de şiddetler karşı çıkan son Osmanlı Şeyhülislamı Mustafa Sabri Efendi, kadına geçim hürriyeti vermenin erkeklerin kadınları himayelerinden atmaları sonucunu doğuracağı için kadınların zararına olacağını, kadınları erkekleştirmek, evlilik hayatını ve dolayısıyla toplumu da bunalıma sevkedecekti. Çok eşliliği de savunan Mustafa Sabri, bunun yasaklanmasının zinaya sebep olacağını savunuyordu.

Mustafa Sabri, Harf İnklabından sonra Türklerin Kur'an-ı Kerim ile ilişkilerinin kesileceğini iddia ediyordu. Gelişmeler göstermiştir ki geçen sürede Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları arasında Kur'an-ı Kerim'i öğrenip okuyanların ve anlayanların sayısı daha da artmıştır.

Şeyhülislam Mustafa Sabri Efendi ve onun gibi niceleri, Kuran'ın Türkçeye çevrilmesine şiddetle karşı çıkmıştır. Mısır'da Arapça olarak yazdığı "Kuran'ın Tercüme Meselesi'' adlı kitabında bu görüşlerini savunmuştur. Din adamlarımızın Arapça ibadet diretmesi, günümüzde bile aşılamamış Türkçenin gelişimine, Türklük bilincine son derece zararlı bir anlayıştır. Bu anlayışın sebebini kendi başına Kuran okuyabilecek insanların artık olması gerektiği gibi bir aracıya ihtiyaç duymadan kendi dinlerini öğrenebilmeleri ve yaşayabilmelerine fırsat vererek imtiyazlı sınıfın etkisizleştirilmesinden korkulması olabilir.

Mustafa Sabri, Yunanistan'da bulunduğu sırada Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'nin 1 Haziran 1924 tarihli kararıyla, "Yüzellilikler" arasına dahil edilerek, ülkeye girişi yasaklanmış ancak 1938 yılında affedilmesine rağmen, Türkiye'ye dönmemiş ve 12 Mart 1954 tarihinde Kahire'de ölmüştür.

Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşları hakkında verilen idam kararını onaylayan Mustafa Sabri, sürgündeki 150'liklerin sözcüsü Yarın gazetesinin 29 Temmuz 1927 tarihli sayısında  bir şiir yazar., 340 dizelik Türklükten istifasını ilan ettiği şiirinde;

"Ben de ayniyle red edip Türk'ü,
Tövbe yarabbi tövbe Türklüğüme

Beni Türk milletinden ad etme" demişti.


Tevfik BIYIKOĞLU - Atatürk Anadolu'da (1919-1921)

Prof. Dr. Ali Sarıkoyuncu - Şeyhülislam Mustafa Sabri'nin Millî Mücadele ve Atatürk İnkılâpları Karşıtı Tutum ve Davranışları - ATATÜRK ARAŞTIRMA MERKEZİ DERGİSİ, Sayı 39, Cilt: XIII, Kasım 1997

Rıza Zelyurt - İhanet Vakfı

Emin Karaca - 150'likler - Altın Kitaplar- Kurtuluş Savaşı Kütüphanesi

Tokat Valiliği İnternet Sitesi Tokat Milletvekilleri

Fatih KOÇ - Bir Alim Bir Anı - Mustafa Sabri Efendi - Diyanet Aylık (Sayı:145)

İvedi!"Nurcular orduya sızıyor, gayeleri Atatürk rejimini kökünden yıkmak"
ONPUNTO.COM


Arkadaşına Gönder   Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
  Toplam yorum 0   Onay bekleyen 0  


Yorumunuz editörlerimiz tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

  Bu kategorideki diğer haberler


HAİN MUSTAFA SABRİ VE HAİN ŞEYH SAİD YARASALARI

BAŞSAVCI BUGÜN SÖZLÜ AÇIKLAMA YAPACAK

FUTBOLCULARA 38 YAŞINA KADAR ASKERLİK TECİLİ
»  DTP'NİN YEDEĞİ TABELASINI ASTI BİLE
»  KENDİNİ AFFETTİ HOCASINI AFFETMEDİ
»  POLİSLER SINAVDA DÖKÜLDÜ
»  FIRAT'TAN, BAHÇELİYE " AKLINI KENDİSİNE SAKLASIN"
»  "TÜRKİYE'NİN EN ÜNLÜ FAHİŞESİYDİM"
»  "KORKUNÇ GERÇEĞİ AÇIKLIYORUM"
»  BAHÇELİ'NİN SÖZLERİ AKP'Yİ PANİKLETTİ
»  BAKANLAR KURULU TUZLA TERSANESİNİ KONUŞTU
»  FIRAT'IN SÖZLERİNE ELEŞTİRİ YAĞIYOR
»  İSTANBUL BAROSU: FIRAT'IN AÇIKLAMALARI KAYGI VERİCİ
»  DEMİREL, FIRAT'A SERT ÇIKTI
»  BAŞBAKAN'LIKTAN 290 TRİLYON AÇIKLAMASI
»  42 BİN POLİS ASKERE ALINIYOR
»  MİLLİ TAKIMA ŞEREF AYLIĞI
»  YARALANAN 4 ASKERİN DURUMU AĞIR
»  GENERAL KIZI BOMBALADI
»  BAŞBAKAN, KARARGAHINI MECLİS'E TAŞIYOR
»  KIŞLADA PATLAMA, 14 ASKER YARALAND1
»  DENGİR FIRAT:"SÖZLERİM, SOSYOLOJİK ANALİZDİ"
»  ZAPSU, BBP İLE NE GÖRÜŞTÜ
»  TOPTAN'DAN FIRAT'A TRAVMA YANITI
 
  ÇOK OKUNANLAR
  YAZARLAR

 
EMİN VAROL
 
GAZETEC? ACI S?YLER !

 
Ercan Deva
 
Hatalar Zinciri ve Ortak Akıl

 
MURAT ŞAHİN
 
Matematik Ucuzlugu

 
Cahit Saraçoğlu
 
100 Milyar Liralık Destek Alacaklar
  ÇOK YORUMLANANLAR
  ANKET
Ekrem İmamoğlu CHP Genel Başkanı Olmalı mı?
Evet
Hayır
İlgilenmiyorum
 Sonuçları göster   
 
 
RSS

Add to Google
Medya Spot'ta yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz.  Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Medya Spot sorumlu tutulamaz.