Devletteki çeteleşmeyi ortaya çıkarmak için kurulan Susurluk Komisyonu'nun Başkanı Elkatmış, JİTEM'in üzerine gidilmeden Ergenekon soruşturmasında derine gidilemeyeceğini söyledi. Elkatmış, Genelkurmay'ın Susurluk Komisyonu'na ifade vermesine izin vermediği JİTEM'in kurucusu Veli Küçük'ü koruduğunu belirterek “O dönemde MİT, asker ve Jandarma bizi engelledi“ dedi.
Susurluk skandalından sonra devletteki derin çeteleşmeyi ortaya çıkarmak için kurulan TBMM Susurluk Komisyonu Başkanı Mehmet Elkatmış, Ergenekon'un en önemli yapılanması olan JİTEM'in üzerine gidilmeden soruşturmanın derinleştirilemeyeceğini söyledi. Elkatmış, Susurluk skandalında Genelkurmay Başkanlığı'nın Veli Küçük'ün komisyona ifade vermesine gerek olmadığı yönünde karar aldığını belirtti. Ergenekon'da tutuklanan ve Susurluk skandalı ile faili meçhul birçok cinayette adı geçen dönemin Kocale İl Jandarma Alay Komutanı Veli Küçük'ün bu nedenle ifadesine başvurulamadığını söyleyen Elkatmış, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Teoman Koman ve MİT'in de Susurluk komisyonunun çalışmalarını engelediğini ve kendilerine yanlış bilgi verdiklerini kaydetti.
SUSURLUK'LA AYNI YAPI
TBMM Susurluk Araştırma Komisyonu Başkanı eski Milletvekili Elkatmış, Ergenekon soruşturmasını y'a değerlendirdi. Susurluk Araştırma Komisyonu'nun çalışmalarıyla mafya-devlet-siyaset arasındaki kirli ilişkilerin bir bölümünü ortaya çıkardığını belirten Elkatmış, “Susurluk olayı ile Ergenekon olayı aslında aynı şey. İkisinin birbirinden tek farkı ismi. O zaman Meclis komisyonu devlet içindeki derin yapılanmayı ortaya çıkarmıştı. Ülkeyi kollamak adına ortaya çıkan bir kısım insanların zamanla devlet içinde bir yapılanmaya girdikleri ve bu işi ranta çevirdiklerine kamuoyu şahit olmuştu” dedi.
JİTEM'İN ÜZERİNE GİDİLMELİ
Elkatmış, Ergenekon soruşturmasıyla kendilerine 'derin devlet' süsü vererek ülkeyi kaosa götürmeyi amaçlayan bir yapılanmanın ortaya çıktığını belirtti. Bu yapılanmanın en önemli ayaklarından birinin JİTEM olduğunu söyleyen Elkatmış, Ergenekon soruşturmasında ortaya çıkan JİTEM yapılanmasıyla ilgili bilgilere dikkat çekerek şöyle konuştu: “Bu yapılanmayla ilgili emekli Tuğgeneral Veli Küçük, öldürülen emekli Binbaşı Cem Ersever ve emekli Albay Arif Doğan'ın ismi geçiyor. Bunların elindeki silahlar ve yaptığı eylemler gündeme geliyor. Burada şuna dikkat edilmesi lazım: Böyle bir yapılanma varsa sadece bu üç kişi mi eylem yapmış. Bu 3-5 kişinin işi değil. Derinleştirilmesi lazım. Derinleştirildikçe daha çok kişiye ulaşılacağı kesindir.”
EMNİYET VE SİYASET AYAĞI EKSİK KALDI
Elkatmış, Ergenekon soruşturmasında illegal yapılanmanın bir çok bağlantısının ortaya çıkarılmadığını ifade ederek, “Bu yapılanmanın ortaya çıkmayan medya, siyaset, asker, emniyet ve dış bağlantıları var” dedi. Ergenekon yapılanmasında kimin elinin kimin cebinde olduğunun anlaşılamadığına dikkat çeken Mehmet Elkatmış, “Bakıyorsun yapılanma içinde yok yok. Bir yanda Milli Görüş'ten biri, diğer yandan İşçi Partili, bir yanda ulusalcı, bir yanda Haham ortak hareket etmişler. Bu oynanan oyunun büyüklüğünü gösteriyor” şeklinde konuştu.
BİZİ ASKER VE MİT YANILTTI
Susurluk Komisyonu'nun çalışmaları sırasında asker ve MİT'in kendilerine yardımcı olmadığını vurgulayan Elkatmış Ergenekon soruşturmasında bu durumun tersine döndüğüne dikkat çekti. Elkatmış şöyle konuştu: “Biz MİT'e derin yapılanmayı ve ilişkileri sorduk. MİT bize doğru bilgi vermedi. Dönemin Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Teoman Koman, 'JİTEM diye bir şey olmadığını' söyledi. Ama JİTEM'in icraatları ortadaydı. Genelkurmay Başkanlığı, bir çok faili meçhul cinayete ismi karıştığı iddia edilen Kocaeli Jandarma İl Komutanı Albay Veli Küçük'ün komisyona bilgi vermesine gerek olmadığına karar verdi. Susurluk'un ucunun birçok kişiye ulaşmasından korkuluyordu. Bu yüzden üzerine gidilmesine izin verilmedi. Ancak bugün askerler emekli bir orgeneralin askeri lojmanlarda gözaltına alınmasına karşı çıkmıyor”
ERGENEKON PKK İLE İLİŞKİLİ
Elkatmış, soruşturmayla bu yapılanmanın bir çok terör örgütüyle işbirliği içinde olduğunu ortaya çıkardığını ifade ederek, “Bu yapılanmanın Hizbullah, PKK ve DHKP-C ile ilişkileri olduğu ortaya çıkmıştır. DHKP-C'li Osman Gürbüz ile derin devletin ilişkileri kamuoyunu uzun süre meşgul etmişti. Gürbüz, 1990'da gözaltına alındıktan kısa süre kaçmayı başarmıştı. Bu nasıl olmuştu. Gürbüz'ün yakalandığı otomobilin askerin malı olduğu gündeme gelmişti. Bu ilişkiler dikkat çekicidir” dedi.
Susurluk'tan Ergenekon'a 'asker'in zihniyeti değişti
Elkatmış, Ergenekon soruşturmasında yol alınmasındaki en büyük etkenlerden birinin asker içinde yaşanan zihniyet değişikliği olduğunu söyledi. Susurluk araştırmasında askerlerin komisyona yardımcı olmadığını belirten Elkatmış, “Bugün şunu görüyoruz ki asker içindeki komuta kademesi bu konuda daha duyarlı davranıyor. Bir zihniyet değişikliği var. Bu işlerin böyle yürüyemeyeceğini ve bunun üstüne gidilmesini istiyor” dedi.
SİLAHLAR İYİ ARAŞTIRILMALI
Ergenekon soruşturmasında ele geçirilen silah ve bombaların önemli olduğunu belirten Elkatmış şöyle konuştu:
“Şimdiye kadar Eskişehir ve Ümraniye başta olmak üzere birçok yerde cephanelik ele geçirildi. Buna benzer daha kaç cephaneliğin ortaya çıkmadığını kimse bilmiyor. Ne kadar silahın kayıp olduğunu kimse bilmiyor. Kaybolan silahların ne kadarının ağır silahlar olduğunu da bilmiyor. Silahlı kuvvetlerin elinde olması gereken silahlar bugün bazı cephaneliklerde çıkıyor. Ağır silahların da bazı cephaneliklerde olmadığını kim bilebilir. Biliyorsunuz bir çok bombalama eylemindeki silahlar silahlı kuvvetlerin silahıydı. Şemdinli'de patlayan bombalar MKE yapımıydı. Bunun üzerine gidilmesi lazım. Bütün silahların envanterinin yapılıp dışarıda olan silahların ortaya çıkartılması gerekir. Cephaneliklerde çıkıyor.”
Sol bu kez sınıfta kaldı
Elkatmış, sol kesimin Ergenekon soruşturmasına ideolojik baktığını söyledi. Sol'un Susurluk olayı üzerine gidilmesini isterken Ergenekon'un derinleştirilmesini istemediğini belirten Elkatmış, “Sol bir çok cinayeti Müslümanların üzerine atmıştır. Şimdi bu cinayetlerin derin bir yapılanmanın ürünü olduğu ortaya çıkıyor. Sol bundan rahatsız oldu”dedi.