Talat, “yeni Kıbrıs politikasının atak olacağını” belirterek, “Biz her zaman müzakereye hazırız. Müzakere ederken de bir tek şartımız var; otururken ve kalkarken bir anlaşmaya varılmazsa hiçbir şey kaybetmeyeceğiz, otururken de eşit olacağız” diye konuştu. Mali ve doğrudan ticaret tüzükleriyle ilgili olarak Türk ve Rum heyetlerinin Brüksel'de yaptığı ve sonuç alınamayan görüşmelere değinen Talat, “Türk tarafının Brüksel'de gerekli esnekliği gösterdiğini, artık tutum takınıp adım atması gerekenin AB olduğunu” kaydetti. Talat, “Şu ana kadar izolasyonların tümünün kaldırılması mücadelemize cevap olacak bir adım atılmış değil” dedi. “Müzakerelerde Kıbrıs Türk halkının kendilerine emanet ettiği hakları koruma görevini hakkıyla yerine getirmeye kararlı olduklarını” vurgulayan Talat, “herhangi bir şekilde oyuna gelerek veya kazaya uğrayarak Kıbrıs Türk halkının haklarını ve çıkarlarını masada bırakmayacaklarını” söyledi.
YENİ POLİTİKA
“İlk kez bir AB platformunda Kıbrıslı Türkler ve Rumlar karşı karşıya oturdu. Bu tarihte ilktir” diyen Talat, “bunun son derece önemli ve yeni politikayı bir anlamda tanımlayan bir gelişme olduğunu” belirtti.Talat, “Yeni politikamız; biz her zaman müzakereye hazırız. Müzakere ederken de bir tek şartımız var, otururken ve kalkarken bir anlaşmaya varılmazsa hiçbir şey kaybetmeyeceğiz, otururken de eşit olacağız. Bunun dışında şartımız yok. Her zaman için masaya oturmaya hazırız” dedi. Brüksel'deki toplantının, AB Dönem Başkanı Lüksemburg'un Brüksel'deki daimi temsilciliğinde yapıldığını ve toplantıya kişilerin davet edildiğini, eşitlik olduğunu kaydeden Talat, “toplantıdan kalkınca tarafların bir şey kaybetmediğini, ancak aslında Kıbrıs Türk tarafının bir şey kazandığını” ifade etti. “Eski görüşmeme, masaya oturmama ve masadan kaçma politikasının değiştiğini kanıtladık. Artık masadan kaçan taraf biz değiliz” diyen Talat, “toplantıda esnek olunabileceğini de kanıtladıklarını ve çok iyi çalışıldığını” kaydetti.
“BOZUK PARA GİBİ HARCADILAR”
KKTC Cumhurbaşkanı Talat, “Maalesef bizden önceki yönetimler, Kıbrıs Türk halkının haklarını bozuk para gibi harcadılar. Maalesef diyorum, çünkü bugün onların yarattığı kötü ortamın zorluklarını yaşıyoruz. Eğer bugün 'Kıbrıs Cumhuriyeti' adına Kıbrıs Rum tarafı AB'deyse ve onun kurumlarını bize karşı kullanabiliyorsa bunun sorumlusu sanıyorum ki eski yönetimdir. Kopenhag zirvesi öncesinde anlaşmanın mutlaka yapılması gerektiğini kavrayamayan eski yöneticiler, ne yazık ki Kıbrıslı Türkleri silahsız bıraktılar. Bugün kaybedilmiş bir davayı yeniden oluşturup kazanmaya çalışıyoruz. Kolay bir iş değil yaptığımız, çünkü kaybedilmiştir. 'Kıbrıs' artık AB üyesi ve onu Kıbrıs Rum hükümeti temsil ediyor. Buna karşı mücadele uzun soluklu mücadele olacak. Adım adım, anlata anlata gideceğiz. Küçücük küçücük başarılar elde ede ede gideceğiz. Birden bire büyük bir zafer bekleyemeyiz. Büyük bir zafer, ancak bütünlüklü bir çözümle olur. Bütünlüklü çözümü Kıbrıs Türk halkının çıkarlarını koruyacak şekilde gündeme getirebilmek için atılan küçük, ama önemli adımları planlıyoruz. Hiç kimse Kıbrıs Türk tarafının dünyaya küserek, dünyayla kavga ederek, meydan okuyarak içine kapanmasını beklemesin. Biz içimize kapanmayacağız. Biz sürekli atak olacağız. Hem AB, hem de dünya platformunda sesimizi duyuracağız. Bu bir politika değişikliğidir. Bunu herkes anlamalı ve kavramalı. Değişik siyasi çevre ve aydınlardan değişik yorumlar çıkacaktır, bu demokrasinin bir gereğidir. Ancak bize halkımızın verdiği görev, haklarını en iyi şekilde koruyacak bir anlaşmaya Kıbrıs Türkünü taşımaktır. Bunun için de bir günde başarı elde etmek mümkün değildir. Çünkü bizden öncekiler mücadeleyi kaybetti” dedi.
“Maraş'ın verilmesi konusu bizim gündemimizde yok” diyen Talat, ”Maraş'ın bütünlüklü çözümün parçası olduğunu” kaydetti.