Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Yönetim Kurulu Başkanı ve Ziraat Bankası Genel Müdürü Alpaslan Çakar, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıkladığı TL mevduata 'kur farkı' sistemine kamu ve özel bütün bankaların dahil olabileceğini söyledi. Çakar açıklamasında, "Cumhurbaşkanının açıklaması sonrasında şu ana kadar 1 milyar dolar bozduruldu" dedi.
Habertürk TV'de Kübra Par'ın sorularını yanıtlayan Çakar, kamu ve özel, bütün bankaların dahil olabileceğini söylediği sistemi şöyle anlattı: “Sabah bizim şubeye geldiğinizde sizin 100 bin dolarınız olsun. Size belli bir vade vereceğiz. Buradaki vade konusu sizin tercihiniz çerçevesinde şekillenecek husus. O vade sonuna geldiğinde kur hangi seviyedeyse biz o günkü kurdan paranızı değerlendiriyor olacağız. Vade sonundaki faizli bakiyenizle o günkü kur seviyesinde paranızın geldiği noktada hangisi yüksekse onu alacaksınız. Yabancı para mevduatınız bozdunuz bugünkü kurdan yine belli bir vadeyle o ürünü aldınız. O ürünün vade tarihindeki kur bugünkü kur ya da o zamanki kur hangisi yüksekse o zamanki kurdan paranızı alırsınız”
Çakar vatandaşların istedikleri zaman bu üründen faydalanabileceğini vurguladı.
Maliyeti Hazine karşılayacak
Özel bankaların da modele dahil olabileceğini kaydeden Çakar “Bir çok özel banka genel müdürü arkadaşımla konuştum onlar da girecek. Buradaki maliyetin kamu bankaları ve ilgili bankalar tarafından karşılanması söz konusu değil. Bu maliyet Hazine tarafından karşılanacak. Buradaki bu ürün hane halkları için geçerli. Gerçek kişi müşteriler için geçerli” dedi.
Ortalama vade artacak
Yarın Hazine ve Maliye Bakanının detayları açıklayacağını aktaran Çakar, Dövize Çevrilebilir Mevduat ile ortalama vadenin artacağını öngördü.
Çakar, “Ülkemizde tasarrufların ortalama vadesi 55 gün gibi bir oranda. Bu ürünle beraber ortalama vadenin de arttığını göreceğiz. 3-4 ay önce TL-yabancı para dengesi 52'ye 48 iken, şu anda 64'e 36. 3-4 aylık bir oransal bozulma söz konusuydu. Ben kendi olağan mecrasına döneceği kanaatindeyim bunu görmek gerekir. Kurdaki çözülmeyle enflasyona etki edeceğini düşünüyorum. Enflasyondaki azalmayla beraber faiz oranları ve genel ekonomik büyümeye, istihdama bir bütün olarak sirayet edeceğini düşünüyorum” diye konuştu.
TL ya da döviz mevduatı olan başvurabilecek
3.4 trilyon TL'lik gerçek kişi mevduatın tamamının bu ürüne kaymasını beklemediğini aktaran Çakar, “Kısa bir süre bekleyip göreceğiz. Birçok insan TL'de olup da vadeli olan mevduatlarını bozmayacaklar. Bu ürüne Türk Lirası cinsinden ya da yabancı para cinsinden mevduatı tasarrufu olan müşterilerimiz müracaat edebilecekler. Finansal olarak bu hareketlik içerisinde yer alan müşterilerin yoğunlukla geleceğini ve yabancı parada ciddi bir çözülme olacağını öngörüyorum” ifadesini kullandı.
Çakar yastık altındaki altınların ekonomiye kazandırılması konusunda da şunları kaydetti:
“Kamu bankaları olarak İstanbul Altın Rafinerisi ile bir kaç yıldır yürüttüğümüz çalışma var. Vatandaşın altınını alıp menkul kıymetleştiriyoruz. Sisteme kattıklarında kendilerine bir hesap açıp onu mevduat olarak değerlendiriyoruz ve bunu sisteme katıyoruz. Önümüzdeki dönemde bu konuda agresif olacağız. Özel bankaların da katılacağını ümit ediyoruz. Yastık altındaki altınların sisteme katılması, finansal sistem içinde yer alması için önümüzdeki süreç içerisinde vatandaşlarımızın biraz daha hayatlarını kolaylaştırıcı onların finansal erişimini kolaylaştırıcı bazı aksiyonlar alacağız”
Çakar, ihracatçı firmalara Merkez Bankası aracılığıyla verilecek ileri vadeli kur rakamıyla ilgili de şöyle konuştu:
“Merkez Bankamız herhangi bir ithalatçı müşterimiz 3 ay sonra yapacağı ödemeyi bugünden gelip kur yükselebilir endişesiyle yabancı para almak zorunda değil. Merkez Bankası bugünkü kur üzerinden onun durumunu koruyacak”
Bankacılık sektöründe bütün parametrelerin yerinde olduğunu belirten Çakar şöyle devam etti:
“Uluslararası normların çok ilerisindeyiz. Çok daha iyiyiz. Sektörü ciddi anlamda fonlama kabiliyetine sahibiz. Turizmde 35 milyar dolar bir beklenti var. Biz de (Ziraat Bankası)104-105 milyar civarında 740 bin civarında müşterimize kredi kullandırmış durumdayız. Bunlardaki geri dönüş oranı yüzde 99. Buradaki problem maalesef ekonomide beklenti yönetimi olduğunun farkındayız. Gerek ulusal gerek uluslararası manipülatif spekülatif farklı mülahazalarla fiyatlama mekanizmasında maalesef bazı olumsuz kavramlar ön plana çıkmaya başladı. Cumhurbaşkanın açıklamasıyla dengelerin yerine oturacağını, ekonominin hak ettiği yere geleceğini TL'nin hak ettiği değere kavuşacağını biliyoruz. Kısa sürede TL'de bu kadar değer kaybını yapacak bir yapısal problemimiz yok”
Çakar kurdaki bu akşamki düşüşün kalıcı olup, olmayacağı sorusuna şu yanıtı verdi:
“Çok dışsal bir etki olmamak kaydıyla ben zaten ilk günden bu tarafa kurdaki bu yükselmenin rasyonel bir ekonomik temeli yoktu. Dolayısıyla kendi mecrasında bu ürün süreci hızlandıracak. Bu ürün olmasaydı yeniden bir dengeye geleceğini düşünüyordum. Bu ürünle makul bir dengeye geleceği kanaatindeyim”
Çakar sistemin kredi faizlerini nasıl etkileyeceği sorusunu da şöyle yanıtladı:
“Kamu bankaları olarak uyguladığımız faizlere bakıldığında Merkez Bankası'nın politika faiz oranına yakınsak bir noktada konumlanmış durumdayız. Özel bankalar faiz oranlarına bakıldığında onlarda müşteri grubu bazında fiyatlamalarını yapıyorlar. Kur enflasyonu etkileyen bir kavram. Enflasyon oranının düşüşüne sebebiyet vereceği için dolaylı olarak bir süre sonra bunun da aslında genel fiyat mekanizmasına etki edeceğini ve genel faiz oranlarını aşağı getireceği kanaatindeyim”