Panelin açılış konuşmasını yapan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, kentlerin kendilerini her yönüyle tanıtma zorunluluğunun bulunduğunu ve tanınırlığın avantajlarından faydalanması gerektiğini söyledi.

 İzmir'in sporda altyapı konusunda önemli bir aşama kaydettiğini ifade eden Başkan Kocaoğlu, "İzmir spor konusunda 1971 yılında Akdeniz Oyunlarına ev sahipliği yaptı. Altyapıda önemli bir aşama kaydetti. 2005'te Ahmet Piriştina öncülüğünde alınan ve bizim başkanlığımız döneminde gerçekleştirilen Universiade İzmir'in spor salonlarında eksiğini bırakmadı. İzmir spor konusunda altyapısı tamamlanmış bir kent. İzmir'in gerçekten futbol oynanacak bir stada ihtiyacı olduğu konusunda fikir alışverişinde bulunduk. Uluslararası standartlarda buz pateni sahamız yok. Bornova'da önümüzdeki yıllarda buz pateni pistini de hayata geçireceğiz, projesi bitti. Bu eksikleri tamamlamadan uluslar arası organizasyonlara talepte bulunmamız söz konusu olmuyor" dedi. İzmir'in Türkiye Süper Ligi'nde takımı bulunmadığını ve İzmir'in bunun acısını, ezikliğini yaşadığını ifade eden Kocaoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bir sürü yol, yöntem arayışımız var. İzmir'de 5 kulübümüz var. Çok sayıda denememiz oldu ama hiçbiri netice vermedi. Bütün kulüplerimizi maddi ve manevi olarak destekliyoruz. Onları besleyecek amatör kulüplerimize ve branşlara destek veriyoruz. İzmir Büyükşehir Belediyesi Spor Kulübü de bireysel branşlarda çok ciddi başarılar elde ediyor. İzmir spora en yatkın kentlerden birisi. Biliyorsunuz
bir sene Sakarya karşısında finalde kaybettik, Kasımpaşa karşısında da son dakikalarda kaybettik. Umarım buradaki katkılarla birlikte bu çemberi kırarız. Bu kadar altyapısı olan bir kentin birinci ligde en az bir takımla temsil edilmemesi bizim için çok üzücü. Marka kent olmanın bir çok ayağı var. Birçok branşı hareketlendirerek, bir sinerji yaratarak kenti marka kent haline getiririz. Süper ligde oynayabilecek iki tane takımımız var. Karşıyaka ve Altay'ı süper ligde görmeyi diliyoruz"
TFF Başkanı Mahmut Özgener panelde yaptığı konuşmada, Türk futbolunu yapısal açıdan sağlam zemine oturtmak için tüm paydaşların geniş katılımı ile stratejik bir plan oluşturduklarını söyledi. Özgener, "En geç Şubat 2009'da kamuoyu ile paylaşacağımız bu plan Türk futbolunun rekabetçi yapısını yükseltecek ve uluslar arası alanda söz sahibi yapacak sürecin önünü açacaktır" dedi.
Dünya genelinde yaşanan ekonomik krizin Türk futboluna yansımalarına ilişkin değerlendirmede bulunan Özgener, şunları söyledi: "Son aylardaki yaklaşımımız ve çalışmalarımızla krizin Futbol Federasyonu'nun gelirlerine gol atmasına izin vermedik. Benim ve yönetim kurulu üyelerimizin iş hayatından gelmesi önemli bir avantaj sağladı. Şirketlerimizde nasıl kriz planları oluşturduysak aynısını Futbol Federasyonu'nda da oluşturduk ve uyguladık." Özgener, önümüzdeki iki aylık sürede 3 sponsor ile daha iyi
koşullarda sözleşme imzalamanın hazırlığı içinde olduklarını belirterek, "Sponsorlarla aynı gemide yolculuk yapıyoruz. Geminin daha hızlı ve güvenli yol olması için hep beraber gayret gösteriyoruz" diye konuştu.

"İZMİR'İN MARSİLYA'DAN EKSİĞİ YOK"
Plaj futbolunun İzmir ve Ege Bölgesi'nin futbolda bir marka olmasını sağlayacak en önemli araçlardan biri olabileceğini belirten Özgener, İzmir'in plaj futbolunda iyi yerlere gelecek potansiyele sahip olduğunu kaydetti. Özgener, "3.5 milyon nüfusu iklimi ve plaj futbolunun uluslar arası alanda yapılmasını sağlayacak tesislerin varlığı İzmir'i bu süreçte avantajlı kılıyor. Bu yıl Foça'da düzenlenen plaj futbolu etabı ilk adım olarak sevindirici. İzmir'in tüm kademeleri ile bu dalı benimsemesi Brezilya dışında düzenlemeye başlanan Dünya Plaj Futbolu Şampiyonası'nın önünü açacaktır. İzmir'in bu sene dünya plaj futbolu şampiyonası düzenleyen Marsilya'dan eksiği bulunmamaktadır. Biz TFF olarak bu konuda her türlü desteği vermeye hazırız"
Milli Takımlar Teknik Direktörü Fatih Terim ise yaptığı konuşmada, İzmir'i çok sevdiğini ve İzmir'e her geldiğinde karmaşık duygular yaşadığını ifade etti. İzmir'de çalıştığı döneme ilişkin açıklamalarda bulunan Terim, "İzmir'de çalıştığım yıllara gidiyorum. Birlikte ter döktüğüm arkadaşları anıyorum. Bir yandan da pek de başarılı olmadığımızı hatırlayınca da bir burukluk yaşıyorum. 30 yılda nereden nereye geldik. Bizim oynadığımız dönemlerde, 1970'lerde, 1980'lerde Türkiye, Avrupa'da oynayan ama Avrupalı
olamamış bir ülkeydi. Beraberlik olduğunda bile büyük sevinç yaşardık. Onların nasıl güçlendiğini, bizi neden sürekli yendiklerini, araştıran değil, bu durumu kader gibi kabullenmiş bir yönetim tarzımız vardı. Ne değişti? 'Biz de yapabiliriz' dediğimizde, çalıştığımızda, emek verip iyi organize olduğumuzda kazanabileceğimizi gördük. Önce inanmak sonra kendine güvenmek, en önemlisi de çalışmak prensiplerini bir araya getirdik'' dedi.
Türkiye'nin futbolda 15-20 yıl süre içerisinde çok ciddi bir sıçrama yaptığını belirten Terim, şunları söyledi: ''Türkiye Arupa'nın önemli güçlerinden biri haline geldi. Avrupa Birliği'ne elbette girer. Ancak takdir etmek gerekir ki ter dökmeden, emek vermeden bir şey olmuyor. Avrupa'nın en büyüklerinden biri olabilir mi? Evet, olabilir, en güçlüsü olabilir. Türkiye yeni bir Brezilya olabilir. 70 milyonu aşkın nüfusumuz var. Futbola olan ilgi malum"
Türkiye'nin sporda ve futbolda büyük atılım yapacak potansiyele sahip olduğuna dikkat çeken Terim, bunun için istikrarlı bir büyümenin şart olduğunu söyledi. Futbolun ülke ekonomisine olan katkısına da vurgu yapan Terim, şöyle konuştu: "Yeter ki çocuklarımıza okullarda spor yapma imkanı sağlansın. İlköğretim çağında 17 milyon gencimiz var. Bunları sporda kullanabiliriz. Okullarla futbolu barıştırmamız lazım. Futbolun ülke ekonomisi için katkısını geç anlamamıza rağmen Dünya üçüncülüğü ve Avrupa üçüncülüğü
elde ettik. Geçtiğimiz ay FIFA sıralamasında ilk 10'un içerisine girdik. İstikrarlı bir büyüme ile Avrupa'yı sarsacak, Şampiyonlar Ligi'nde kupa alacak takım oynatabiliriz. Büyük organizasyonlarda, uluslararası organizasyonlarda sürekli zirvede yer alabiliriz. Bu potansiyel bizde var.''
A Milli Takımın Avrupa Şampiyonası'nda milyar dolar harcansa yapılamayacak tanıtım kampanyası yaptıklarını ifade eden Terim, bunu futbolun inanılmaz gücü sayesinde yaptıklarını söyledi. Milli Takım gösterdiği başarının ülke tanıtımına katkısına vurgu yapan Terim, "Müthiş galibiyetler kazandık. Siyasilerin 20 yılda yapamayacağı şeyi biz futbolcularımla birlikte 20 günde yaptık. Türkiye'nin sempatik bir ülke olduğunu gösterdik. İlişkilerimizi düzeltemediğimiz ülkelerden bile tebrik mesajı aldık. Daha sonra
Ermenistan'da bile çok büyük saygı gördük'' dedi. Spor turizmi sektörünün dünyada hızla geliştiğine dikkat çeken Terim, Antalya'nın futbolun en önemli merkezlerinden biri haline gelebileceğini söyledi. İzmir'in de kış aylarında futbol yatırımları yapması gerektiğini belirten Terim, kamp için dünyayı Türkiye'ye çekmek gerektiğini kaydetti.

"MİLLİ TAKIM HAK EDEN HERKESE AÇIK"
Milli Takımlar teknik direktörü Fatih Terim, Mesut Özil'in Türk Milli Takımında oynayıp oynamaması ile ilgili bir soru üzerine, konuyla ilgili gerekli açıklamaları yaptığını, Türk Milli Takımı'nın isteyen her yetenekli kişiye açık olduğunu söyledi. Milli takımda oynamak isteyene engel koymadıklarını belirten Terim, ''Formayı pazarlık konusu ettirmeyeceğimizi açıladık. Oynamak isteyene engel koymadık. Kamuoyuna doğruları söylemekte yarar var. Mesut ve onun gibi olan arkadaşlarımızı genç takım ve bölge
hocalarımız çok önceden bulmuştur. Bugünün konusu değildir. Mesut daha önce davet edildi. Ancak hiçbirine cevap vermemiştir. Milli Takım hak eden herkese açıktır. Türk milli takımında oynamak isteyen milyonlarca gencimiz var. Merak etmeyin milli takım formasını isteyerek giymek isteyen gençlere biz ulaşıyoruz. Hocalarımızın kamuoyuna Barış ile ilgili de beyanları oldu. Futbol Federasyona başka, kamuoyuna başka açıklama yapmak çok doğru bir şey değil. Biz oyuncularımızı çok sevdiğimiz için bazı şeyleri
paylaşmıyoruz. Emin olun ki biz en yetenekli Türk gençlerine ulaşıyoruz.'' Galatasaraylı Baryaış Özbek'in Milli Takım'da oynaması için en az 5 kez teklif götürüldüğünü belirten Terim, Milli takımda oynayabilmesi için 13 Eylül'ün son tarih olduğunun da futbolcuya iletildiğini ifade etti.
Terim, İzmir'in organizasyonlar için her zaman gözdeleri olduğunu belirterek, bazı müsabakaları azalttıklarına rağmen İzmir'de düzenlenen ve 8 ülkenin katıldığı Ege Turnuvası'na dokunmadıklarını söyledi. Milli maçların nerede oynanacağına Futbol Federasyonu Başkanı Mahmut Özgener ve yönetim kurulu tarafından karar verildiğini, hocaların karar vermediğini kaydeden Terim, ''İzmir'de çok maç oynayabilir. İspanya maçı olur mu, olmaz mı bilmiyorum ama son hazırlık maçımızı burada oynayacağız''
Futbol Federasyonu Başkanı Özgener de, milli maçların oynanacağı statları Fatih Terim ile karara bağladıklarını, İspanya karşılaşmasının nerede oynanacağının UEFA'ya bildirilmesi için Ocak ayı ortasına kadar zamanlarının olduğunu belirtti. İspanya karşılaşması için ana düşüncenin maçı İstanbul dışında oynamak olduğunu ifade eden Özgener, "Alternatifler var. Rakip karşısında en büyük baskıyı kuracağımız yerler, zemin, seyirci, bunların hepsi önemli. İzmir de bir alternatif. Nerede oynayacağımızı belirlemek
için daha zamanımız var" dedi. Federasyon Başkanı Özgener, TFF 3. ligi kaldırmayacaklarını, ancak genel olarak liglerin formatını değiştireceklerini söyledi. Bunu kulüplere de danışacaklarını belirten Özgener, ''TFF 3. Lig'de kulüp sayısını azaltmamız gerekiyor. Arkadaşlarımız çalışıyor. Netleşince sizlerle de paylaşacağız. Umarım iyi bir format oluştururuz'' diye konuştu.