Çiçek, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından kurulun gündemine ilişkin açıklamalarda bulurdu. Ulusal Program ile ilgili Dışişleri Bakanı Ali Babacan'ın siyasi partilerle görüşmeler yaptığını belirten Çiçek, Ulusal Program'ın randevu vermediği için CHP'ye iadeli taahhütlü gönderildiğini ifade etti. Çiçek, siyasi partilerden programla ilgili görüşlerini bu ay sonuna kadar beklediklerini açıkladı.
16 Mart 2009 tarihinde İstanbul'da “5. Dünya Su Forumu” düzenleneceğini kaydeden Çiçek, Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu'nun konuşla ilgili Bakanlar Kurulu'na bilgi verdiğini söyledi. Çiçek, foruma 20 bin civarında katılımcı olacağını belirterek, toplantıyla birlikte İstanbul'un “Dünya Su Başkenti” olacağını ifade etti.
BAYRAMDA 9 GÜN TATİL
Çiçek, Şeker Bayramıyla ilgili olarak da bazı düzenlemelerin Bakanlar Kurulunda kararlaştırıldığını söyledi. Çiçek'in açıkladığı düzenlemeler şunlar:
-Bayram tatilinde kesinti olmayacak. Bayramdan arefe günü olan Pazartesi ve bayramdan sonraki Cuma günü tatil olacak. Böylece bayram tatili 9 güne çıkmış olacak.
-1-5 Ekim tarihleri arasında maaşlarını alacak olan emeklilere maaşları bayramdan önce 29 Eylül'de ödenecek. 1 milyon 33 bin kişiye yaklaşık 1 katrilyon 846 milyar lira ödenmiş olacak.
-29 Eylül 2008 Pazartesi saat 00.00'dan 2 Ekim 2008 Perşembe saat 24.00'e kadar otoyollar ve Boğaz köprülerinden geçişler ücretsiz olacak. 30 Eylül 2008 Salı günü saat 00.00'dan 2 Ekim 2008 Perşembe saat 24.00'a kadar toplu taşım hizmetleri ücretsiz olacak.
ÖĞRENCİ AFFI TBMM'YE SEVK EDİLECEK
Çiçek, öğrenci affıyla ilgili Milli Eğitim Bakanlığı tasarısının da Başbakanlığa gönderildiğini ve Bakanlar Kurulu'nda benimsendiğini belirtti. Tasarının ilk fırsatta TBMM'ye gönderileceğini açıklayan Çiçek şöyle konuştu: “Yükseköğretim kurumlarının hazırlık ve diğer bütün sınıflarında ön lisans ve lisans düzeyinde öğrenim yapan öğrencilerden 29.6.2000 tarihinden bu kanunun yürürlüğe gireceği tarihe kadar kendi isteğiyle ilişiği kesilenler dahil her ne sebeple olursa olsun ilişkileri kesilmiş öğrencilere ilişkilerinin kesilmesine neden olan bütün dersler için bir öğretim yılı devam ve 3 sınav hakkı verilmiş olacaktır bu tasarı yasalaşmış olduğu takdirde. Ümit ediyoruz en kısa sürede yasalaşmış olur."
Konuyla ilgili bir soru üzerine de Çiçek, “Ümit ederim bir daha bu tür aflara gerek kalmaz, herkes dersine çalışır. Sık sık afların çıkarılmış olmasının sakıncalarını görüyoruz. Bu kaydı silinmiş olanlara verilmiş son bir fırsattır. Herkes hesabını kitabını ona göre yapsın. 640 bin civarında olduğu ifade ediliyor. Bunun 400 bini açık öğretimde okuyanlar” açıklamasını yaptı.
TEZKERE 1 YIL DAHA UZATILDI
Türk Silahlı Kuvvetlerinin Irak'ın kuzeyine yönelik sınır ötesi operasyon yapmasına imkan veren ve süresi 17 Ekim'de sona eren tezkerenin bir yıl daha uzatılmasının Bakanlar Kurulu'nda onaylandığını ve TBMM'ye sevk edilmesine karar verildiğini söyledi. Konuyla ilgili birçok spekülasyonun yapıldığını belirten Çiçek, konunun öneminden dolayı yapılan değerlendirmelere dikkat edilmesini istedi. Çiçek, Meclis açılır açılmaz tezkerenin gündeme geleceğini söyledi. Bir soru üzerine de Çiçek tezkerenin içeriğinde hiçbir değişiklik olmadığını açıkladı.
“SAVCI BİR ŞEY YAPACAKTI DA HÜKÜMET BUNA MANİ Mİ OLDU?”
Hükümet Sözcüsü Çiçek, Almanya'da karar bağlanan Deniz Feneri e.V davasıyla ilgili olarak Türkiye'de soruşturmanın engellendiği iddialarına da tepki gösterdi. Hükümet ve parti olarak da suç işleyen kimsenin hamisi olmayacaklarını belirten Çiçek, “Öbür türlü beyanlar siyasi beyanlardır. Bu tür gelişigüzel, mesnetsiz beyanların kimseye faydası olmaz. Türkiye'de yargı bağımsızdır. Yargının yapacağı işi hükümet yapmıyor, hükümetin yapacağı işi de yargı yapmıyor. Bir suç işlendiyse suça muttali olan yargı makamları kendiliğinden devreye girer. Yani bir suç işlendiyse bunu soruşturmak, bunun gereğini, iddianameyi hazırlamak ve hakim önüne çıkarmak cumhuriyet savcılarının görevidir” diye konuştu.
Savcıların yolsuzluk gibi suçlarda hiçbir yerden izin almak mecburiyetinde olmadıklarını vurgulayan Çiçek şöyle devam etti: “Acaba hükümet, bir savcı bir şey yapacaktı da buna mani mi oldu? ‘Aman böyle bir dava açmayın, bunların üzerine gitmeyin' mi dedi? ‘Bunlarla ilgili bir işlem yapmayın' mı dedi? Ulu orta karanlığa kurşun sıkanlar evvela bunun bilgi ve belgelerini ortaya koymaları lazım. Hükümet yargının işine karışmaz karışamaz. Hem bir taraftan ‘hükümet bu işlere karışmasın, yargı siyasallaşmasın' sonra da ‘yargının işine niye karışmıyorsun' gibi tezatlar, bu lafları söyleyenlerden kurtulmazlar. Azıcık hukuk bilgisi olanlar şunu bilmesi gerekir ki Cumhuriyet Savcılarının görev alanlarına giren konularda hükümetin yapacağı bir şey yok. Biz soruşturmayı engellersek, soruşturmaya yardımcı olmazsak, soruşturma makamlarının taleplerini ağırdan alırsak o zaman bu tür sözler söylenebilir.”
“TÜRKİYE'NİN İMAJINA ZARAR VERDİ”
Hükümet Sözcüsü Çiçek, konuyla ilgili açılan bir soruşturmanın olduğunu da anımsatarak, “Biz suç işleyenin arkasında olmayız ama kendimizi de hakim ve savcı yerine koyarak kimseyi de mahkum etmek gibi bir yetkimiz de yok. Böyle bir hukuka saygısızlık da yapmayız. Hukuka saygının gereği hukuk makamlarının soruşturmalarını yapmalarına yardımcı olmaktır, destek vermektir. Biz de bu desteği bugüne kadar verdir vermeye de çalıştık” diye konuştu. Dava üzerinden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın suçlandığını, şerefiyle ve haysiyetiyle oynandığını söyleyen Çiçek, verilen kararı da şöyle yorumladı:
“Yurtdışında bir Türk vatandaşının işlediği her suç bizi rahatsız eder. İşlenen her suç Türkiye için bir lekedir. Türkiye için bir ayıptır. Türkiye'nin imajı bakımından bütün bunlara bakarlar ve kanaat hasıl olur. İşlenen bir suç için ‘iyi oldu' diyecek hali yok kimsenin. Bunların hepsi ülkemizin aleyhinedir. Türkiye'nin imajına da zarar vermiştir.”