Devlet Bakanı Abdüllatif Şener, TMSF'nin bir yandan alacakların tahsili ile uğraşırken, diğer yandan da varlıkların değerlendirilmesi
ile ilgili çaba gösterdiğini söyledi. Bu çalışmaların da büyük zorluklarla sürdürüldüğünü belirten Şener, art niyetli kişilerin
hukukun boşluklarından yararlanma çabasında olması ve süreci sonuna kadar kullanma girişimleri nedeniyle devlet alacaklarının tahsilinde büyük güçlükler olduğunu anlattı. Bu çerçevede bazı yasalara ihtiyaç
duyulduğunu ve onların da TBMM'ye getirildiğini kaydeden Şener, TMSF'nin bir talebi olduğunu, tam onu değerlendirirken Meclis'e bir
teklif sunulduğunu dile getirdi. Şener, bu nedenle tasarıdan vazgeçildiğini ancak, 4 dönemdir Meclis'te bulunduğu halde ilk kez,
''neden teklif olarak geldi'' değerlendirmesi ile karşılaştığını
söyledi.
Milletvekillerinin yasama sürecine etkin katılımı açısından teklifin daha anlamlı olduğunu belirten Şener, teklif üzerinde görüşmelerin tasarıya göre kolaylığının, milletvekillerinin daha rahat
katkı koyabilmelerinden kaynaklandığını dile getirdi.
Abdüllatif Şener, teklifte maddenin uzunluğunun zorunluluktan kaynaklandığını, ilgili bankalar kanunun bir maddesinin, bir
fıkrasının, bir bendi içindeki bir paragrafın değişmesinin söz konusu
olduğunu, yasaya uyum açısından teklifin bu şekilde yazıldığını
kaydetti.
Star grubundan 600 dolayında kişinin işten çıkarıldığı ve bunlara kazanılmış haklarının da ödenmediği yolundaki eleştiriye yanıtlarken
de Şener, bağımsız kurulların çalışmalarını bakanlardan bağımsız olarak yürüttüklerini, sadece zaman zaman bilgi notu aktardıklarını
ifade etti. Şener, Star'da yapılan son operasyonla ilgili bilgisi olmadığını da bildirdi.
Yabancı sermayenin medya sahipliğinde payının ne olması gerektiği konusunda kesin bir görüşü bulunmadığını belirten Şener, şöyle dedi:
''Teknolojideki gelişmeler, yerli yabancı sermaye ayrımı ve bazı koruma önlemlerini aşacak boyutlardadır. Kaldı ki RTÜK, denetim yapacaktır. Milli hassasiyetlere aykırı birtakım sonuçlar çıkarsa
bunlarla ilgili bağımsız kurul olarak RTÜK'ün yetkileri vardır.
Denetim yetkisi vardır, müeyyide uygulama yetkisi vardır. Bu yetkileri
her zaman devreye girebilir. Bununla birlikte yabancı sermaye ile
ilgili bazı sınırlamalar yapılabilir.''
Komisyondaki görüşmeler sırasında, CHP İstanbul Milletvekili Kemal
Kılıçdaroğlu, getirilen teklifin alacakların tahsili değil, bazı
çevrelere çıkar sağlama amacını güttüğünü ileri sürdü. Bu tasarıya
katılmalarının mümkün olmadığını ifade eden Kılıçdaroğlu, teklifte,
satılacak şirketlerde çalışanların haklarının korunmasına ilişkin
düzenleme yapılmasını, Star'da yaşananları da dikkate alarak
önerdiklerini belirtti. Kılıçdaroğlu, TMSF'nin Star'ı devralmasından
sonra yaptığı ilk işin, ''hükümet aleyhine yazan gazetecilerin işine
son vermek olduğunu, bu kişilerin tazminatlarının bile ödenmediğini''
söyledi.
CHP İstanbul Milletvekili Birgen Keleş, yasa teklifinin ''hükümet
destekli teklif'' diye nitelendirildiğini, bu terimi de siyasi
literatüre AK Parti'nin soktuğunu iddia etti. Keleş, teklifin
anayasaya aykırı olduğunu öne sürdü.
Türkiye'nin yabancı sermayeye çok büyük ödünler verdiğini iddia
eden Keleş, ''AB ülkeleri, tam üye olduktan sonra bile diğer ülkelere
eşit koşullarda ihalelere girme hakkı tanımadı. AK Partililere
soruyorum; Allah aşkına siz bu ülkede yaşamıyor musunuz? Nasıl etnik
ve dini azınlık yaratmak için çırpındıklarını görmüyor musunuz? Bir de
istediklerini yapmaları için televizyon bağışlıyorsunuz'' dedi.
-''...İSTEDİĞİN GİBİ BEYNİMİ YIKA...''-
CHP Mersin Milletvekili Mustafa Özyürek, TBMM'ye sunulan teklifte
yabancı sermaye sınırının yüzde 49 olarak öngörüldüğünü anımsatarak,
''Nereden çıktı bu ihtiyaç da tüm sınırlamayı kaldırdınız?'' diye
konuştu.
Türkiye'deki kamuoyunun ABD'ye karşıtlığına son verilmesi
konusunda, her gelenin ''fırça attığını'' iddia eden Özyürek, şunları
kaydetti:
''Halkın ne düşüneceği, ne zamandan beri nota gibi önümüze
getiriliyor? Bizde ABD karşıtlığı yüzde 82 ise Fransa'da bu oran yüzde
86. ABD, Fransa'dan böyle bir talepte bulunabiliyor mu? ABD'nin
istediği doğrultuda kamuoyu oluşturulmak mı isteniyor? Bunun için mi
bu düzenleme getiriliyor? Bu teklif ile 'Ey yabancı, ey ABD'li gel
istediğin televizyonu, radyoyu kur, istediğin gibi beyinlerimizi yıka'
diyorsunuz.
RTÜK falan da denetleyemez. Parayı veren, düdüğü çalar. O kadar
yatırım yapan, RTÜK'ü falan dinlemez. Bu teklif, yabancıların
Türkiye'de istediği gibi kamuoyu oluşturmasına fırsat vermek, ulusal
direnci yok etmektir.''
Özyürek, yabancı sermayenin basında bu kadar etkin olması
durumunda, Türk halkının da tıpkı ABD vatandaşları gibi Irak'ta olup
bitenden haberi olmayacağını ifade ederek, ''O zaman ABD askerinin
Müslüman kardeşlerimize neler yaptığını göremeyiz'' dedi.
Mustafa Özyürek, yüzde 49'luk bir sınırlamanın kabul
edilebileceğini de sözlerine ekledi.
Komisyon çalışmaları sürerken Devlet Bakanı Şener, bir süre
toplantıdan ayrılarak CHP'li Özyürek ile görüştü.
CHP'li Kumkumoğlu, AK Parti'de de son zamanlarda ''müthiş bir
yabancı sermaye ve yabancı hayranlığı'' başladığını belirterek, ''Size
akıl verenler yanlış yaptırıyorlar. Sizi, siz olmaktan çıkarıyorlar''
dedi.