Günün Haberleri   |   Giriş sayfam yap   |   Favorilere ekle   |   Künye   |   İletişim   |   Sitene haber ekle


 
DOLAR
36,5494
EURO
39,5969
IMKB
10.422,000
ALTIN
3.389,000
 
Hava Durumu ANKARA
7 / 18 C°
Değiştir
 
     
 
Medya Spot Google
 
 
 Ana Sayfa  Gündem   Ekonomi   Dünya   Yaşam   Medya   Spor   Magazin   Polis Adliye 
 
TOBB BAŞKANI EKONOMİYE DEĞERLENDİRDİ, İYİMSER KONUŞMADI
TOBB BAŞKANI EKONOMİYE DEĞERLENDİRDİ, İYİMSER KONUŞMADI
 
Ekonomi gerçekten iyiye gidiyor mu, Özelleştirmede stratejik kurum ayrımı olur mu, Telekom ucuza mı gitti, Erdemir'i yerli sermaye alacak mı?" TOBB cevap veriyor... Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu'yla Funda Özkan görüştü. İşte o röportaj:
 
18.7.2005 - 08:17

Erdemir ihalesi için 23 rakipbiraraya geldi ve Türkiye'de pekde bilmediğimiz uzlaşma kültürüne yönelik çok büyük adım attı. Bu elbirliği, güçbirliği yeni kapıları açar mı?
Buradan elde edilecek sonuca bağlı. Bugüne kadar denenmemiş, büyük sermaye gruplarının bir çatı altında toplu olarak yer aldığı, ilk defa denenen, kimsenin söz sahibi olmadığı, paylaşımcı, katılımcı bir model. Dünya şirkelerinde görüyoruz, paylaşma kültürünü ki bu medeniyet kültürünün, medeni olmanın altında yatıyor. Paylaşabildiğin ölçüde büyüksün, paylaşabildiğin ölçüde global anlamda söz sahibi olabilirsin. İlk defa denendi. İnşallah da başarıya ulaşır.
Ne kadar iddialısınız?
Benden daha çok şirketlerin iddiası. Erdemir'in ucuza gitmesine engel olacağız. Sonuna kadar varız. Bizim burada aldığımız rol (Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği-TOBB-olarak) koordinasyon görevi. 'Başkan bizi bir araya getir. Biz sabahtan akşama rekabet içindeyiz, bizim bir araya gelme şansımız yok. O yüzden bize öncülük et. Senin koordinasyonunda bir araya gelebilelim' dediler. Herkes özveride bulunabildi ve 23 şirket bir araya geldi. Teklif verme aşamasında daha da büyüyeceğine inanıyoruz.
Bu şirketler Erdemir'in ne olduğunu çok iyi bilenler. Bilfiil Erdemir'in malını kullanan insanlar. Erdemir'in Türk sanayisi için ne anlama geldiğini çok iyi bilen işadamları. Biz de sonuna kadar destekliyoruz. Haziran başına kadar bekledim, 'İçeride oluşumlar olur mu, Türk şirketleri girer mi' diye bazı temaslarda bulundum. Alttan da böyle bir talep gelince koordinasyon görevine soyunduk.
Şunu da belirteyim. Niye böyle bir koordinasyon? Kesinlikle yabancı sermaye, yatırımcı karşısında olan bir şey değil. Türk iş âlemi olarak zaten böyle bir şeyi başlatamayız. Türkiye'deki 500 firmanın içine baktığınız zaman yüzde 30'u yabancı sermayedir. 500 firmanın istihdamda yüzde 25'lere varan etkileri var. Bizim kendi üyemize karşı olmamız söz konusu olamaz. Bu oluşum içinde de yabancı orijinli ama Türk menşeli şirketler de var.
'Ulusal sermaye' kavramını gündeme siz getirdiniz. "Türkiye'de faaliyet gösteren yabancılar da ulusal sermayedendir" dediniz ve oluşum içine Türkiye'de faal yabancı sermayeyi de katacağınız biliniyordu.
Doğru. İsim vermeyeyim, oluşum içinde yer alan şirketlerden birinin ortağı İranlılar. Burada esas amaç şu, bu birliktelik niye? Dünyada, ekonomide, siyasette söz sahibi ülkelerin hepsinin global ölçekte şirketleri var. Erdemir de global oyuncu olabilecek, Türkiye'yi global oyuncu haline getirebilecek şirketlerden bir tanesi. Türkiye'deki şirketlerin de artık global oyuncu olması lazım. İlk 100 şirketin arasında niye Türk şirketleri olmasın.
Koç Grubu'nun da Ereğli Ortak Girişim Grubu'na katılacağı beklentisi vardı. Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç'un "Ortak girişimin başarısına inanmıyorum" sözleri bir gazetede yer aldı. Koç'un Ortak Girişim Grubu'na dahil olması için bir çabanız oldu mu?
Görüşmemiz oldu. Ortak Girişim içinde yer almalarını arzuladık ama herhalde kendilerinin farklı bir bakış açısı oldu. Yine de kendilerini bu girişim içinde görmeyi arzuluyoruz.
TOBB olarak niye oluşumun içinde yer almıyorsunuz, sadece 'koordinasyon göreviyle' konumunuzu sınırlı tutuyorsunuz?
Biz şu anda işin koordinasyonunda varız. Ama ileride ihtiyaç duyulursa, kaynak noktasında, TOBB Yönetim Kurulu da uygun görürse kaynak açısından girebiliriz. Esas olan burada bizler de siyasetçiler gibi seçimle gelip gidiyoruz. Seçimle gelip gitmenin olduğu yerde de maalesef popülizm olabilir. Bugün özelleştirmeye taraftar olmamızın nedeni de bu. Bir tarafta seçimle gelip gidilen yerde popülizm tehlikesini görüyorsak, bizler de odalar başkanlığına, odalar birliği başkanlığına seçimle geliyorsak, yönetim kurulu oluşturulmasında seçim varsa ister istemez popülizim olabilir. Bir başka KİT oluşturmayalım.
Başbakan Erdoğan'ın Erdemir için 'Şu anda teknolojisini bile yenilemekte güçlük çekiyor' sözlerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Başbakan'ın sözleri herhalde özelleştirme karşıtlarına verilmiş cevap.
Başbakan orada söylerken, siyasetin kadrolaşmasından bahsetti. Bugüne kadar yönetim kadrolarının atanmasında siyaset etkin rol oynadı.
Ama Başbakan Erdoğan "Erdemir'in dünyada ne etkinliği var ki. Pislik içinde" dedi.
Tahmin ediyorum sayın Başbakan İsdemir'i kastetti. Yoksa Erdemir bugün Türkiye'nin altıncı büyük şirketi. Türkiye'nin gurur duyacağı bir şirket, Kâr rakamları da gayet güzel. Bir köyü ilçe hatta il haline getirmiş. Türk sanayisinin de yüzde 50 ihtiyacını karşılan bir şirket. Genel müdüründen idari kadrosuna, çalışanlarına iyi yönetildiği kanaatindeyiym.
Hiç tüccar malını kötüleyerek pazara çıkar mı? Hangi tüccar benim ayranım ekşi der?
Kimse çıkmaz da. Sayın Başbakan'ı birebir dinlemedim ama İsdemir'i kastediyor olmalı.
Stratejik önemi haiz ne demektir? Hangi kuruluşlar 'stratejik' kategoriye girer?
Stratejik kelimesi o kadar sık kullanılır oldu ki artık bu kavramın da ne ifade ettiği noktasında kimse açık fikir ortaya koyamıyor. Yıllardır sabit hatlı telefon sisteminin stratejik olduğu savunuldu. Arkasından mobil telefon sistemi geldi. Kullanıcı sayısı özel sektörün dinamizmiyle beş yılda sabit hattı geçti. Ama kimsenin aklına 'Mobil hatlar stratejiktir, kalmulaştıralım' demek gelmedi. Şirketlere de stratejiktir veya değildir şeklinde bir yaklaşımı doğru bulmuyoruz. Sorulması gereken soru, bir şirketin ekonomiye katkısının nasıl daha fazla sağlanabileceğidir. Bu çerçevede özelleştirmenin asıl hedefi de, sektörü devlet tekelinden, verimsiz kamu işletmeciliğinden kurtarıp, rekabete açmak, verimliliği yükseltmek olmalıdır.
Türk Telekom'da da sizin milli oluşuma benzer hava oluşmuştu. Sabancı ve Koç güçbirliğine gidecekti, daha sonra ayrıldı. Burada da bir ayrılık olur mu?
Tahmin etmiyorum. Mümkün değil. Bu oluşum güçlü bir oluşum.
ihale şartnamesinin gerektirdiği liderliği Kibar Holding yapıyor. Duydukları heyecan itibarıyla insanın tüyleri diken diken oluyor. Erdemir'in ucuza gitmemesi için çaba gösteriliyor.
Ulusal sermaye kavramıyla iş dünyasında yabancı sermaye karşıtlığı mı başladı?
Türkiye'nin yatırımcı yabancı sermayeye çok ihtiyacı var. 5 milyon işsizimiz var. Ayrıca her yıl 750 bin insana iş bulmak durumundayız. 250 milyar dolar yatırım yapılırsa mevcut işsizlere iş bulabileceğiz. Her yıl istihdam ordusuna katılacak 750 bin kişi için de 30 milyar dolarlık yatırım gerekiyor. Geçen yıl 45 milyar dolarlık yatırım olmuş. Bunu da Türk özel sektörü yapmış. Bütün kaynağı, yatırımı Türkiye'den bulmamız imkânsız. Türkiye'nin gayrisafi milli hasılası 300 milyar dolar. 250 milyar doları bulmamınız çok zor. Bu açığı kapatmak için Türkiye olarak doğrudan yabancı sermayeyi çekiyor olmamız lazım. Çin her yıl 60 milyar dolar yabancı sermaye çekiyor. 60 milyar dolar ile her yıl yeni bir sanayi ülkesi ortaya çıkar. Bizim 20 yılda topladığımız 17 milyar dolar. Biz Türkiye'de kurulmuş her şirketi, ortakları ister yerli ister yabancı olsun, Türk şirketi olarak görüyoruz. Artık bu konudaki ayrım da yerli-yabancı değil, Türkiye'de üretim yapan-yapmayan şeklinde olmalıdır.
Başbakan "Erdemir ile yabancı sermaye girişi artış gösterecektir" dedi. Bu yönlendirme değil mi?
Yabancıya gitmesin diye bir kampanya başlattığımız falan yok. Rayicine satılsın. Ucuza gitsin, yerli sermaye alsın demiyoruz.
Türk Telekom ihalesi için de birçok şey söylendi, ihale çok şeffaf, herşeyi kurallarına uygun yapıldı. Başbakan'la sık görüşüyoruz. Demedi ki Türk şirketleri girmesin, şu girsin, şu girmesin diye ifadesi olmadı.
Erdemir Ortak Girişim Grubu'na yani 'milli takıma' girecek yeni isimler var mı?
Her yeni gireni kamuoyuna bildireceğiz. Bizimki aslında dikkat çekme operasyonu. İlk defa yapılıyor. Bir araya gelinebiliyormuş, beraber paylaşılabiliyormuş, beraber yönetetilebiliyormuş, beraber aynı hedef doğrultusunda atış yapılabiliniyormuşun bir göstergesi.
Başarılı olursa değil mi? Yoksa gelecek örneklerin önünü tıkar.
Yoo. Model olduğu için de güzel bir örnek olmaya devam eder.
Özelleştirme politikalarında ortak bir zemin var mı? Bir ihale öncesi kamu 'En fazla parayı verene satacağız' diyor, bir diğerinde 'İhaleye çıkarılan kurumun nitelikleri yaşasın yeter' deniliyor.
20 yıldır konuşulmasına rağmen tamamlayamadığımız özelleştirme konusu, aslında stratejik vizyonumuzun eksik olduğunun göstergesidir. İlk zamanlarda her kamu şirketine 'stratejik' denildi. Yatırımcılara pek çok hukuki ve bürokratik zorluklar çıkarıldı. Bunun sonucunda ne kaybettiğimizi görmek için sadece Telekom örneğine bakmak yeter. Sonra yaptığımız hatanın kısmen de olsa farkına vardık, bu sefer de 'Özelleştirelim ama çoğunluk hisseleri kamuda kalsın' dedik. Hiçbir yatırımcı, parasını yatıracağı şirketin yönetimini, bu işi yapamayacağı kanıtlanmış kamu idaresinin insafına bırakacak kadar saf olmadığından, sonuç alınamadı.
Bugüne geldiğimizde, dün yaşanan kafa karışıklığından kurtulduğumuzu görüyoruz. Bu sefer de, bir diğer uç noktaya kayıyoruz. Dün özelleştirmeleri engellerken ne kadar hatalıysak, bugün de sadece satış gelirine odaklanarak, 'Kim alırsa alsın, yeter ki satılsın' demek, aynı ölçüde yanlıştır. Özelleştirmenin esas amacı, ekonominin toplam verimini artırmak ve sağlıklı bir rekabet ortamı sağlamak olmalıdır. Bir de ülke hazinesine iyi bir satış geliri sağlamışsanız çok daha iyidir. Özelleştirmenin arkasından o sektörde serbestleşme sağlanmalı, eşit rekabet koşulları tesis edilmelidir.

AKP hükümetinin karnesi
Türk iş âleminin çatı örgütü olarak en iyi siz bilirsiniz, ekonomik gidişat nasıl?
Ekonomide bugünü değerlendirirken geçmişi unutmamak lazım. Neleri başardık, bundan sonraki motivasyonumuzun devam edebilmesi için çok önemli. Çift haneli enflasyonda 35 yıl sonra tek haneli enflasyona inmiş olmamız, nominal fazin yüzde 70'lerden yüzde 9'lar seviyesine düşmesi, 2001 krizinden sonra ekonominin üst üste üç yıldır büyüyor olması, bu büyümenin de tarihinde ilk defa Türk özel sektörünün yatırımlarıyla olması, borçların gayrisafi milli hasılaya oranının yüzde 110'lar seviyesinden yüzde 70'ler seviyesine düşmesi, sanayide verimliliğin artmış olması, üç yılda yüzde 30 verimlilik arttı, başarı.
Başarılamayanlar ise, işsizlik oranı düşmedi. Büyüme olmasına rağmen hâlâ istihdam sağlayamıyoruz. Geçen yıl 640 bin kişiye yeni istihdam olanağı çıkmasına rağmen, 150 bin kişi işsizler ordusuna katıldı. Demek ki bizim tempolu büyümeyi devam ettirmemiz lazım. Bu rakamın da yüzde 7'lerin altına düşmemesi lazım.
Ayrıca istihdam üzerindeki vergi yüklerini düşüremedik. Vergi oranlarını düşüremedik. Enerjinin piyasasını liberalleştiremedik. Enerji piyasasında halen en yüksek bedelle Türk sanayisi kullanmaya devam ediyor. Bunun dışında Türk girişimcisi kaynak ihtiyacı doğduğu zaman, bankalardan almış olduğu kredi, reel fazin 15 puan üstünde. İthalat ihracat arasındaki dengeyi oturmadık, hatta açtık. Bürokratik engelleri kaldıramadık. Bunların içinde en önemlisi de kayıtdışı ekonomiyi küçültemedik.

Protestolu senette rekor
Kırılganlık noktaları neler?
Kırılganlık noktası olarak gördüğümüz en önemli konu, cari açığın büyüyerek devam ediyor olması. Kaynak girişi devam ettiği için çok büyük problem yok gibi görünse de bu kaynağın gelişi çok önemli. Cari açığın finansmanının yüzde 50'sini sıcak parayla karşılıyoruz. Sıcak para da yüzde 66.6 oranında getiri alarak dönüyor. Getiri mi alıyor, götürüyor mu belli değil. Önümüzdeki dönemde bu cari açığı sürdürmemiz imkânsız. İlk beş ay itibarıyla bir göstergeyi daha vermek istiyorum. Zaman zaman bize şikâyetler geliyor: Üyelerimizden 'İçeride sıkıntı var başkan. İç piyasadaki durgunluk var' diyenler çok. Bu sıkıntıyı teyit eden göstergeler de var. Bu yılın ilk beş ayında protesto olan senet sayısı bir önceki yılın ilk beş ayına göre karşılaştırma yaptığın zaman yüzde 50 artmış. Enflasyon yüzde 8 diyoruz, protesto olan senet adedinde yüzde 50 artış var. Miktardaki artış nedir diye baktığımız zaman orada çıkan sonuç da yüzde 90. Geçen yıl 514 trilyon lira. Bu yılın ilk beş ayında 926 trilyon lira. İç piyasada durgunluğun en açık iki göstergesi bu iki rakam.



Arkadaşına Gönder   Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
  Toplam yorum 0   Onay bekleyen 0  


Yorumunuz editörlerimiz tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

  Bu kategorideki diğer haberler


KÖYLÜLER SANTRALA GELEN SUYU ÇALINCA SANTRAL ÇALIŞMALARINI DURDURDU

 TOBB, TÜRK ODA SİSTEMİNİ AB İLE ÜYELİK MÜZAKERELERİNE HAZIRLAYACAK YENİ BİR PROJEYİ DAHA TAMAMLADI

IMF'YE VERİLEN SOSYAL GÜVENLİK HEDEFİ TUTMADI
»  ESNAFA MÜJDELİ HABER...
»  "MAKARNA YİYİN SİZE YETER"!!
»  KESK'TEN TOPLU GÖRÜŞMELERE BOYKOT
»  İSTANBUL'DA YOLCU ÜCRETLERİNE ZAM
»  YENİ YASAMA YILININ İLK GÜNDEM MADDESİ MORTGAGE!
»  ÇİFTÇİLERE MÜJDELİ HABER!
»  "TMSF, DERİN DEVLETMİ?"
»  SABANCI'LARIN MİRAS KAVGASINDA KAZANAN SEVİLAY OLDU!
»  ERDEMİR SATIŞINDA YABANCIYA KARŞI MİLLİBİRLİK
»  HAZİRAN'DA BÜTÇE AÇIĞI 77 MİLYON YTL OLDU
»  PİYASA SAHTE YTL DOLU
»  BİR ZAM DA ÇAYKUR'DAN
»  DOĞALGAZ'A, TÜPGAZ'A VERGİ YOLDA!!
»  KOZLAR,BU KEZ TELSİM İÇİN PAYLAŞILACAK
»  TÜPRAŞ'TAN MOTORİNE YÜZDE 3,3 ORANINDA ZAM!!!
»  IMF:"SOSYAL GÜVENLİK YASASI YA OLACAK, YA OLACAK"!!!
»  ATA'NIN ÇİFTLİĞİ ARAPLARA SATILIYOR!!
»  YABANCI SERMAYE KAVGASI
»  ''TÜRKİYE'DE SESSİZ DEVRİM YAŞANIYOR''
»   HALK BANKASI ESKİ YÖNETİCİLERİNE BERAAT KARARINA BOZMA
»  HÜKÜMETTE YABANCI SERMAYE KAVGASI!
 
  ÇOK OKUNANLAR
  YAZARLAR

 
EMİN VAROL
 
GAZETEC? ACI S?YLER !

 
Ercan Deva
 
Hatalar Zinciri ve Ortak Akıl

 
MURAT ŞAHİN
 
Matematik Ucuzlugu

 
Cahit Saraçoğlu
 
100 Milyar Liralık Destek Alacaklar
  ÇOK YORUMLANANLAR
  ANKET
Cumhurbaşkanlığı Seçimerinde Kim Kazanır?
Recep Tayyip Erdoğan
Kemal Kılıçdaroğlu
Muharrem İnce
Diğer
 Sonuçları göster   
 
 
RSS

Add to Google
Medya Spot'ta yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz.  Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Medya Spot sorumlu tutulamaz.