Kredi Yurtlar Kurumu (KYK) ile Gençlik ve Spor Bakanlığınca Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Hukuk Fakültesi Sabahattin Zaim Konferans Salonu'nda düzenlenen "KYK Geleneksel 3. Tematik Kış Sinema Kampı"nın açılış dersini veren İbrahim Eren gençlerin televizyon seyretmediğini, bu nedenle onlara yönelik televizyon kanalı kurmanın bir anlamı olmadığını, gençlere yönelik içerik üretiminin tartışılması gerektiğini söyledi.
Bu kapsamda bir müjdesinin olduğunu dile getiren Eren, "Şimdi müjdesini vereyim, nasip olursa tekrar TRT-2'yi yani TRT kültür sanat kanalını açıyoruz. Burada gençlere yönelik çok güzel içerikler üretmeyi hedefliyoruz. Ana mecrasında olmayan ancak gençlerin ilgi duyduğu birçok içeriği bu kanalda yayınlamayı düşünüyoruz. Gençlik kanalı, televizyon kanalı olarak tartışmalı bir konu. Çünkü bu konuda kurulan televizyon kanalları bugüne kadar başarılı olmamış, televizyon seyretmedikleri için. Gençlere yönelik içeriği tanımlamak lazım, örneğin absürt komediler, daha popüler olmayan içerikleri TRT-2 kanalı kapsamında değerlendirmeyi düşünüyoruz." ifadelerini kullandı.
"Artık tek başına yayın yapan bir TRT yok"
TRT'nin bir kamu malı olduğunu kaydeden Eren, üniversitelerde nasıl eğitim görülüyorsa TRT'den de alınacak şeylerin olduğunu kaydetti.
TRT'nin aynı zamanda Türkiye'nin menfaatlerini yurt dışında koruyan, kollayan, anlatan bir kanal, bir kurum olduğuna dikkati çeken Eren, şöyle konuştu:
"16 tane radyomuz var. Yurt dışına 33 farklı yayın yapan radyo kanallarımız var. Şimdi Türkiye'nin muhatap olduğu ülkeler, Amerika, Rusya, Çin. Türkiye artık farklı bir ligde. Farklı ligde olan ülkenin uluslararası ve ulusal taşıyıcısı, bunun kültürünü aktarıcısı TRT'dir. TRT ne benimle ne de başkasıyla alakalıdır. TRT Belgesel ile ilgili o kadar güzel işler oldu ki. 2018 Eylül'ünden itibaren relansman yapacağımız TRT Belgesel kanalını, uluslararası isim hakkı vererek, diğer ülkelere de bunu yayınlayan bir kanal haline getirmeyi hedefliyoruz. Artık tek başına Türkiye'de yayın yapan, bir tane dizi çeken, bir tane film çeken TRT değil, dünyada Türk Hava Yolları Türkiye'yi nasıl temsil ediyorsa, ilk uluslararası milli markamız ise TRT'nin de böyle bir marka olabilmesi için sizlerin desteği şart."
Eren, TRT dışında da Türk sinemasının gelişmesi için yeni neslin kendini yetiştirmesi gerektiğine işaret ederek, şunları söyledi:
"Kendi özgün anlatım tekniklerimizin, anlatım dillerinin gelişmesi için, alternatif üretimimiz için, hakim egemen kültürün karşısına kendi anlatım metotlarıyla çıkan farklı bir sinema dili oluşturabilmemiz için de tüm dünya sinemasına hakim olup özgün işler denemekten korkmayan, yeni bir neslin yetişmesi gerekir. O yüzden sizler, elinizde olan tüm imkanlarla korkmadan özgürce istediğiniz içeriği üretmeye çalışın. Zorluklarla karşılaşırsınız, bunları aştığınız takdirde de sadece Türkiye'de değil, dünya çapında içerikler üreten ve bir yaptığınız içerikle milyonları etkileyen, tüm dünyaya hitap eden birisi olabilirsiniz. Bu potansiyelinizi unutmayın ve bu minvalde de çalışmalarınızı devam ettirmenizi arzu ederim."
Kaynak:Hürriyet