Geçen yıl Türkiye’yi "Dünyanın en büyük gazeteci hapishanesi" olarak niteleyerek dikkat çeken New York merkezli Gazetecileri Koruma Örgütü’nün (CPJ) İcra Direktörü Joel Simon, "Aslında bugün durum, kapsamlı basın özgürlüğü raporunun yayınladığı Ekim 2012’den daha kötü" iddiasında bulunurken Adalet Bakanlığı ile yaptıkları toplantıdan "biraz umutlandıklarını" da ifade etti.
Joel Simon, Huffingtonpost tarafından yayımlanan "Küresel etkinliği ile Türkiye önemli" başlıklı makalesine "Türkiye, bir özgürlüğü cenneti pek sayılmaz ama ülkeyi o kadar heyecan verici yapan unsur, herhangi bir günde ürettiği haberler miktarıdır" sözleriyle girdi.
Türkiye’de hem iç gelişmeler hem de bölge durumu açısından gazetecilik için taşıdığı öneme vurgu yapan Simon, "CPJ’nin Türkiye’yi dünyanın başlıca gazeteci hapishanesi olarak nitelemesi, geçen yılın manşeti idi" savını dile getirdikten sonra Türkiye’de "terörle mücadele yasalarını eleştirisel ifadeleri cezalandırmak için kullanmanın, Türk hükümetinin Kürt medyası ile solcu ve milliyetçi grupları bastırma stratejisinin kilit bir unsur olduğunu" iddia etti.
"GAZETECİLERİN ÇOĞU HAPSE GİRMEKTEN DEĞİL, İŞLERİNİ KAYBETMEKTEN KORKUYOR"
Joel Simon "Aslında bugün durum, CPJ’nin kapsamlı ifade özgürlüğü raporunu yayınladığı Ekim 2012’den kötü" olduğunu da savunduğu makalesinde "Ancak ana akım gazetecilerinin çoğu, dövülmekten veya hapse girmekten korkmuyor, işlerini kaybetmekten korkuyor" savını da öne sürdü.
Bu arada, makalede "Mevcut ortam ne kadar tedirgin edici olursa olsun 17 Eylül’de Ankara’da Adalet Bakanlığı yetkilisi Kenan Özdemir ile yaptığımız, kaygılarımızı dile getirdiğimiz ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a ayrıntılı bir mektubumuzu ilettiğimiz alelade toplantıdan biraz umutlandık" denildi. Simon şöyle devam etti:
"Ton açık ve yapıcı idi ve iletişim iyileştirmek ve güven tesis etmek amacıyla Adalet Bakanlığı ile, Aralık ayında yayınlanacak olan 2013 cezaevindeki gazeteciler listesinde yer vermek üzere üzerinde durduğumuz hapisteki gazeteciler listesini paylaşma konusunda mutabık kaldık. Bakanlık ise, söz konusu vakalara ilişkin perspektifini iletme sözünü verdi."
Bunun ardından "Bağımsız kararımızı alırken elbette ki hükümetin görüşlerini dikkate alacağız" diyen Simon, makalesina son verirken de "Adalet Bakanlığı ile yapılan toplantıda CPJ Başkanı Sandra Mims Rowe’nın mutabık kalınan en az bir noktayı bulduğunu belirterek şöyle devam etti:
"Dedi ki Türkiye önemlidir ve ülkede olup bitenler bölge ve dünya için önem taşıyor. Gazeteciliğe gelince de gerçekten böyledir ve budur Türkiye’nin şimdiye kadar CPJ’nin çalışmaları için bir odak olması ve böyle olmaya devam etmesinin nedeni."