AB Parlamenteri ve İtalyan Radikal Parti Üyesi Cappato, "Madeni para, dünyanın her yerinde son derece sembolik anlamlar içerir. Avrupa Komisyonu da bu yeni madeni parayı, yeni Avrupa için dizayn etmiştir ve Türkiye'nin en azından coğrafi olarak Avrupa'da olan kısmı bu tasarımda yer almıştır. Ne var ki daha sonra Avrupa Konseyi kararı ile dizayn değiştirildi ve Türkiye'ye ait olan kısım paradaki haritadan silindi. Bu bir sembol ve bence konsey yanlış sembolü seçti. Doğru sembol, Türkiye'yi de Avrupa'nın içinde gösterendir" dedi.
Bir başka İtalyan Avrupa Parlamenteri Marco Pannella ile birlikte komisyona verdikleri soru önergesiyle ilgili olarak da Cappato, net bir bilgiye ulaşamadıklarını ama bu olayın konsey kararıyla alındığı için muhakkak arkasında bir hükümet olduğunu ifade söyledi. Cappato, "Biz verdiğimiz önergeyle bu yeni dizaynda Türkiye'yi görmek istemeyenin kim olduğunu ve gerekçelerini öğrenmeye çalışıyoruz, çünkü bu bir konsey kararı. Dolayısıyla bu da dizayndaki değişikliğin bir veya daha fazla hükümetin talebiyle gerçekleşmiş olabileceğini gösterir. İlginç olan, bir ülkenin basit bir madeni para dizaynı için böyle bir girişimde bulunması. Aslında nedeni ortada, çünkü para kuvvetli bir sembol ve bu sembolde Türkiye'yi görmek istemenin, aynı zamanda Türkiye'yi AB'de görmek istemeleri anlamına gelebileceğinden endişe etmiş olabilirler. Bence, Türkiye sadece coğrafi değil, politik olarak da Avrupa'ya aittir" diye konuştu.
Bu girişimi hangi ülkenin yaptığına dair ipuçları olduğunu ifade eden Cappato, aklına ilk olarak Fransa hükümetinin geldiğini, ancak bunun sadece bir tahmin olduğunu vurguladı. Bu konuda Türkiye'yi savunmalarının nedenine açıklık getiren Cappato, "Benim partim olan Radikal Parti, Türkiye'nin AB üyeliğini en kuvvetli destekleyen partilerin başında geliyor. Çünkü 50 yıl önce Avrupa Birliği barışı, huzuru ve refahı sağlamak için kurulduğunda, Türkiye buna ilk katılmak isteyenlerdendi.
Günümüzde eğer Avrupa'da huzur istiyorsanız, yüzünüzü Akdeniz ve ötesine çevirmelisiniz. Sadece ulusal devletlerden oluşan bir Avrupa artık daha fazla huzuru, barışı ve güveni korumak için yeterli değil. Türkiye olmadan Avrupa'da barış ve huzur olamaz ve Türkiye Avrupa'da olmayı hak ediyor. Türkiye onlarca yıl önce bu konudaki kararını net bir şekilde gösterdi, NATO bunun en önemli örneği. Fransa o zaman NATO'da yoktu ama Türkiye vardı. Türkiye, demokrasinin yayılması ve korunması adına gerekenleri o zamandan bu yana yapmıştır. Üstelik bu kararları aldığı sırada, tepesinde Sovyet tehdidi vardı. Bize düşen, şimdi bu tarihsel gerçekleri hatırlamak ve ona göre hareket etmektir" şeklinde konuştu.