Vahdettin Han, milli mücadelenin son dönemlerinde 1 Kasım 1922'de saltanatın kaldırılmasına ilişkin kanunun çıkarılmasından 16 gün sonra, 17 Kasımda, bir İngiliz gemisiyle İstanbul'dan ayrıldı.
Ömrünün son yıllarını geçirdiği İtalya'nın San Remo kentinde 16 Mayıs 1926'da vefat eden Vahdettin Han'ın cenazesi, damadı Ömer Faruk Efendi'nin nezaretinde Beyrut'a, oradan Şam'a nakledildi.
Vahdettin Han, kardeşi 2. Sultan Abdülhamid'in kızı Ayşe Sultan'ın ilk eşi, Suriye'nin o dönemdeki Cumhurbaşkanı Ahmed Nami Bey'in de katıldığı, Suriye hükümetinin düzenlediği resmi törenle Şam'daki Süleymaniye Külliyesi'ndeki caminin bahçesinde defnedildi.
Edinilen bilgiye göre, Vahdettin'den sonra, Avrupa'nın çeşitli şehirlerinde yaşayan Osmanlı ailesinin bazı fertleri de Vahdettin'in mezarının hemen yanında toprağa verildi.
Suriye'nin başkenti Şam'da Mimar Sinan'ın 'kalfalık dönemi eserim' dediği Süleymaniye Külliyesi'ndeki caminin yanındaki bahçede Osmanlı ailesinden Seniha ve Hatice Sultan'ın mezarlarının bulunduğu da biliniyor.
Suriye'ye tur düzenleyen şirketlerin rehberleri, asma kilitle açılıp kapanan demir kapının arkasında adeta gizlenen bir bahçedeki mezarların yalnızca Türkiye'den gelen turistler için ziyarete açıldığını belirtmelerine rağmen, son dönemlerde mezarların ziyaretine izin verilmiyor.
Süleymaniye Külliyesi'nin yakınındaki turizm ofisine başvuran Türk turistler Vahdettin'in mezarını ziyaret etmek istediklerinde görevliler, mezarlığın ziyarete kapalı olduğunu söylüyor.
Mezarlığın kendileri için ziyarete açıldığını bildiklerini belirten Türklere görevliler bu kez 'Mezarlıkta restorasyon çalışması yapılacak' gerekçesini öne sürerek, külliyenin arkasındaki bir pencereden mezarlığı görebileceklerini ifade ediyor.
Bu arada, mezarlıkta, Osmanlı ailesinin iki ferdi için daha iki mezar yeri bekletiliyor.