Bilge Adamlar Stratejik Araştırmalar Merkezi (BİLGESAM) Proje Yöneticisi Dr. Salih Akyürek, yaptıkları ankette “yeni anayasanın bir uzlaşma komisyonu tarafından hazırlanması” görüşünün, Türkiye genelinde her 3 kişiden 2'si tarafından desteklendiğini belirterek, “Bu görüşü destekleme oranının Kürt-Zaza ve Alevilerde daha yukarılara çıkması, bu grupların uzlaşı noktasında daha yüksek bir beklenti içinde olduklarını göstermektedir” dedi.BİLGESAM'da düzenlenen basın toplantısında, “toplumun farklı kesimlerinin yeni anayasa ile ilgili görüşlerini ortaya koymak” amacıyla, 6 ilde toplam 6 bin 810 kişiyle yüz yüze yapılan anketin sonuçları açıklandı.
Dr. Akyürek, “anayasadaki değiştirilemez hükümlerin, yeni anayasada da yer alması” konusunda genel bir mutabakatın olduğunu, Türkler arasında her 3 kişiden birisinin, Kürt-Zazalar arasında ise her 3 kişiden 2'sinin, “anayasanın değiştirilemez hükümlerinin bazıları veya tamamı ile ilgili problem algıladığının” görüldüğünü kaydetti.
“Anayasa, Meclis'ten hangi oyla geçerse geçsin halkoyuna sunulmalıdır” görüşünün, Türkiye genelinde her 3 kişiden 2'sinin desteğini aldığını ifade eden Akyürek, “Bu desteğin hem Kürt-Zazalarda hem de Alevilerde çok daha yüksek oranlarda olması, nüfus olarak azınlıkta olmasına rağmen, bu grupların anayasa konusundaki toplumsal mutabakat arayışlarının daha fazla öne çıktığını göstermektedir” diye konuştu.
“Türkçe, Türk bayrağı ve Milli Marş'ın, yeni anayasada da değiştirilemez” hüküm olarak yer alması konusundaki desteğin, sağ eğilimli ve dindar olanlarda, sol eğilimli olanlara göre çok daha yüksek olduğunu vurgulayan Akyürek, “Ayrıca, bulgular, Cumhuriyet ve laiklik ilkelerinin, zaman zaman dile getirilen endişelerin aksine, özellikle Türkler arasında dindarlar dahil, tüm toplumsal kesimlerce genel olarak benimsendiğini de göstermektedir. Kürt-Zaza nüfus içinde değiştirilemez hükümlere bakıştaki göreceli olumsuzluğun, sisteme karşı hoşnutsuzluk ve tepkiden kaynaklandığı değerlendirilmektedir” ifadelerini kullandı.
Akyürek, “Anayasada Türklük dahil, hiçbir etnik gruba atıf olmamalıdır” ve “Türklük yanında diğer etnik gruplara da atıf olmalıdır” şeklindeki iki görüşün Kürtler ve Zazalar arasında yüzde 90'ları bulan bir oranda destek bulması, bu kesimin bu konuda yeni anayasadan beklentilerinin hayli yüksek olduğunu gösterdiğini bildirdi.
Ayrıca bu bulguların, Türkler arasındaki öğreti ve söylemlerin aksine, Kürt-Zazalar arasında Türklüğün etnik temelde bir tanım olarak algılandığını göstermesi açısından oldukça çarpıcı olduğunu aktaran Akyürek, “(Anayasada sadece Türklüğe atıf olmalıdır) görüşünün, Türkler arasında yalnızca her üç kişiden birisince desteklenmiş olması, bu konuda Türklerin bakış açısının çok katı olmadığını da göstermektedir. Bu durum, yeni anayasada Türklük yanında diğer etnik gruplara da atıf yapılmasının önünü açabilecek bir uzlaşı noktası olarak değerlendirilebilir. Bu alternatif, Türklük kavramını yeni anayasa yapım sürecinin önündeki problem konularından birisi olmaktan çıkarabilecek çıkış kapısını sunmaktadır” şeklinde konuştu.
Dr. Salih Akyürek, Türkçe dışındaki ana dillerin öğrenimi ve kamusal alanda kullanımı konusunda Kürt-Zazalarda üst düzey bir talep olduğunu, Türkler arasında da bu haklara bakışın olumsuz olmaması ve her 2 Türk'ten birisinin bu hakların verilmesini desteklemesinin çözüm için önemli bir bulgu niteliğinde olduğunu kaydederek, “Bu durum, ülkede demokrasi kültürünün ulaştığı düzeyi göstermesi bakımından dikkate değerdir. Bu noktada, Kürtçe dışındaki ana dillerde seçmeli ders, ana dilde özel okul ve bu dillerin kamusal alanda kullanımı konusunda uzlaşma noktasında çözümler üretilebilmesi mümkündür” dedi.
UZLAŞI İSTEĞİ
“(Anayasa için önce temel ilkeler üzerinde uzlaşı sağlanmalıdır) görüşünün, Türkiye genelinde ve tüm toplum kesimlerinde üzerinde uzlaşı sağlanan temel bir ilke olarak desteklendiği görülmektedir” diyen proje yöneticisi Akyürek, şunları söyledi:
“Yeni anayasanın bir uzlaşma komisyonu tarafından hazırlanması görüşü ise Türkiye genelinde her üç kişiden ikisi tarafından desteklenmektedir. Bu görüşü destekleme oranının, Kürt-Zaza ve Alevilerde daha yukarılara çıkması, bu grupların uzlaşı noktasında daha yüksek bir beklenti içinde olduklarını göstermektedir. Konuyla bağlantılı olarak, (Uzlaşma komisyonuna üye seçiminde partilerin son seçimde aldığı oy oranı esas alınmalıdır) görüşünü destekleme oranı ise Türkiye genelinde yüzde 60 civarındadır. Komisyona üye seçiminde partilerin son seçimde aldığı oy oranının esas alınması görüşü şu an en büyük parti olan Ak Parti taraftarlarınca çok büyük oranda desteklenen bir eğilim olmakla birlikte, özellikle BDP'ye oy verenlerin bu görüşü çok fazla desteklememesi beklenen bir sonuç olarak da değerlendirilebilir.”
SİVİL-ASKER İLİŞKİLERİ
Çalışmada sorgulanan bir diğer ana konu başlığının ise sivil-asker ilişkileri olduğunu dile getiren Akyürek, sözlerine şöyle devam etti:
“Sivil-asker ilişkileri ve TSK ile ilgili gündemde tartışılan değişimlere (Genelkurmay Başkanlığının Milli Savunma Bakanlığına bağlanması vb.) bakış; Türkler arasında orta düzeyde olumlu iken, Kürt ve Zazalarda bu oranlar çok daha üst düzey bir değişim talebine işaret etmektedir. Bu durum, Kürt-Zazaların sivil-asker ilişkilerinin mevcut yapısından daha fazla rahatsız olması veya TSK'ya tepkisi temelinde de açıklanabilir. Bu noktada, sivil asker ilişkileri alanında öngörülen değişimlere tüm toplum kesimlerince olumlu yaklaşıldığının vurgulanması da gerekmektedir. Yukarıdaki konuyla bağlantılı olarak, Türkiye genelinde insanların yaklaşık yarısı, general terfi ve atamalarına siyasi iradenin bir şekilde müdahil olması gerektiğini düşünürken, diğer yarısı bu müdahaleye farklı gerekçelerle olumsuz bakmaktadır. General terfi ve atamalarına siyasi iradenin müdahil olması konusunda Kürt-Zazaların Türklerden daha fazla istekli olduğunu da vurgulamak gerekmektedir.”
SEÇİM BARAJI
Dr. Salih Akyürek, çalışmada insanların yaklaşık yarısının yüzde 10'luk seçim barajının korunması gerektiğini düşündüğünü, diğer yarısının ise barajın düşürülmesi veya kaldırılması yönünde görüş bildirdiğini belirterek, “Bu noktada, Kürt-Zazalar arasında seçim barajının düşürülmesi veya kaldırılması görüşünü savunanların yüzde 70 düzeyinde olduğunu da vurgulamak gerekmektedir. (Seçim barajı düşürülmelidir) diyenlerin seçim barajı tercihleri incelendiğinde ise insanların yaklaşık yarısı (yüzde 54) seçim barajının yüzde 5'e düşürülmesi gerektiğini ifade etmektedir. Kürt-Zazalar arasında bu oran yüzde 60 düzeyindedir. Bu durum, yüzde 10'luk seçim barajının sadece Kürt-Zazalar arasında değil, Türkler arasında da önemli bir problem olarak algılandığını göstermektedir ve çözüm olarak yüzde 5'lik bir barajı öne çıkarmaktadır” ifadelerini kullandı.
(HÜRRİYET)