Konutlarda elektrik tüketimini ölçmek üzere 2000’li yıllardan itibaren elektro-mekanik sayaçların yerine takılan elektronik sayaçlarda, yazılım hatası nedeniyle tüketicilerden yüzde 30’lara varan oranlarda fazladan haksız yere para tahsil edildiği ve bugüne kadar milyonlarca dolar tutarında paranın enerji satan firmaların cebine girdiği anlaşıldı.
Bunu doğrulamak için, basit bir laboratuvar düzeneğinde yüz yılı aşkın zamandır güvenilir olarak kullanılmakta olan elektro-mekanik sayaçla elektronik sayaçın karşılaştırılması yapılmış, dengesiz 3 fazlı sistemlerde elektro-mekanik sayaçların doğru, elektronik sayaçların ise özellikle reaktif enerji ölçümlerinde tüketici aleyhine hatalı ölçüm yaptığı tespit edilmiştir.
Üstü örtülüyor
Elektronik sayaçların 3 fazlı dengesiz yüklerde hatalı ölçüm yaptığı evvelki yıllarda da gündeme gelmiş, TÜBİTAK Ulusal Metroloji Enstitüsünce (UME) gerçekleştirilen testlerde bu hata tespit edilmiş ve konuya ilişkin bir rapor hazırlanmıştır. Ne var ki ilgili kuruluşlar bu raporu görmezden gelerek elektronik sayaçlardaki yazılım hatasını düzeltecekleri yerde konuyu geçiştirmeye üstünü örtmeye çalışmışlardır.
Durumu daha belirgin olarak açıklığa kavuşturmak ve yurtdışında uygulamanın nasıl olduğunu saptamak üzere, Avrupa’nın enerji konusunda söz sahibi olan Leonardo Enerji’nin üst düzey bir teknik elemanına bu konuyu sorduk. Cevabı aynen şu oldu: “Türkiye’de elektrik enerjisi işini düzenleyen ve satan kuruluşlar, tüketiciyi ya aptal yerine koyuyorlar ya da Elektrik Mühendisliği konusunda en ufak bir bilgi birikiminden yoksunlar. Ama hangisi olursa olsun bu kabul edilebilir bir durum değil.”
Aynı şekilde, yine dünyanın saygın kuruluşlarından biri olan Delhi Elektrik Düzenleme Kurulu, “Tüketiciler tarafından kullanılan elektronik sayaçlarda yazılım hataları nedeniyle hesaplama ve faturaya yansıtmada yanlışlıklar olabileceğini, bu durumda enerjiyi satan şirketlerin, yazılımı düzelterek sayaçların gerçek enerji sarfiyatını ölçmesini sağlamaları ve geçmişe yönelik elektrik faturalarını revize ederek tüketicilerden haksız olarak tahsil ettikleri parayı iade etmelerinin zorunlu olduğunu” belirtmiştir.
Ancak Türkiye’de durum ne yazık ki farklıdır. Hem 10 yıldan bu yana elektronik sayaçlardaki yazılım hatası düzeltilmemekte, hem de dünyada eşi benzeri görülmemiş bir şekilde reaktif enerji oranları daraltılarak küçük ve orta ölçekli sanayi tüketicisine eziyet edilmektedir. Burada Devlet-özel sektör işbirliği ile karşı karşıya olduğumuzu söyleyebiliriz. Devlet işin yasal teknik alt yapısını hazırlıyor. Özel sektörde, sözde tüketicinin teknik sorunlarını çözüyorum bahanesiyle sürekli değişen versiyonlarla reaktif güç ölçüm pazarlaması yapıyor. TEDAŞ uygulamanın adil olmadığını, elektro-mekanik sayaçlara sahip tüketicilerin elektronik sayaç kullanan tüketicilere nazaran daha fazla avantajlı olduğunu adı gibi biliyor bu nedenle de yasa, kontrol vb. gerekçelerle bu sayaçları söküp yerlerine elektronik sayaçları takıyor. Sayacı değiştirilerek tuzağa düşen tüketici, inanılmaz masraflara katlanarak kompanzasyon tesisi yaptırsa bile çoğu zaman yeni cezalı reaktif enerji fatura ödemesi gerçeği ile karşılaşmaktan kendisini kurtaramıyor.
Reaktif enerji bedeli ödemekten yırtan ve tek fazdan (220 Volt) beslenen mesken aboneleri ise bu kez Afrika ülkelerinde bile görülmeyen ve çıplak aylık aktif enerji tüketiminin yüzde 15’i oranında Kaçak Kayıp Bedeli ödemek zorunda bırakılıyor.