Mağaralarda yüzyıllar boyunca biriken ‘Yarasa gübresi’ çobanından üniversitelisine kadar kısa yoldan zengin olma hayali kuran girişimcilerin gözdesi oldu. Girişimciler organik tarımda kullanılan ve ham olarak kilosu 5 dolara işlenmiş hali ise yaklaşık 25 dolara satılan yarasa gübrelerini toplamak yarış halinde.
Yıllardır Toroslar'da keçi otlatan çobanın artık yeni bir işi var. Hem de onu hayallerindeki kadar zengin yapacak bir iş. Mağaralarda yüzyıllar boyunca biriken "Yarasa gübresi" çobanından üniversitelisine kadar kısa yoldan zengin olma hayali kuran girişimcilerin gözdesi oldu. Organik tarımın Türkiye ve dünyada giderek büyümesi yarasa gübresini altın kadar değerli yaparken, mağaralar da altın madeni gibi kıymete bindi. Ham olarak kilosu 5 dolara, işlenmiş hali ise yaklaşık 25 dolara satılan yarasa gübrelerini toplamak için girişimciler Orman Bakanlığı ve Milli Emlak Müdürlüğü gibi yetkili makamların kapısını aşındırmaya başladı.
36 yaşındaki Adanalı Ziraat Mühendisi Şevket Akçam ve İzmirli Harun Serbest yarasa gübresi işine soyunan girişimcilerden sadece ikisi. Ortakları ile birlikte Orman Bakanlığı'ndan Toroslar'da bir mağara kiralayan Şevket Akçam, üç mağara için daha başvuruda bulunurken, Harun Serbest ise Türkiye'nin yarasa gübresi üretme iznini alan ilk firmalardan birinin sahibi oldu.
6 milyon tonluk rezerv
Yaklaşık 40 bin mağara ile Türkiye, dünya çapında mağara cenneti olarak tanınıyor. Mağara yoğunluğu açısından ise Avrupa'da ilk sıralarda yer alıyor. Mağaraların ise sadece 20'si turizme açık. Geri kalan mağaraların büyük bir kısmı ise hala gün ışığına çıkmamış durumda. Yapılan tahminler Türkiye'deki mevcut mağaralarda 5-6 milyon tonluk bir yarasa gübresi rezervi olduğu yönünde.
Türkiye'nin yarasa gübresiyle tanışması ise organik tarımla oldu. Yarasa gübresi organik tarım için büyük bir önem taşıyor.
Bünyesinde çok zengin azot, nitrat, fosfor, potasyum, kalsiyum, magnezyum, demir bulunan yarasa gübresi, yıllarca beklemekten dolayı mikroorganizmalar tarafından parçalanarak, inorganik bileşiklere dönüşüyor. Çok küçük miktarı ile daha fazla verim alınıyor. Bu nedenle de konsantre gübre olarak da tanınıyor. Bunun nedeni ise sadece organik olması değil. Aynı zamanda verimliliği yüzde 56 ile yüzde 112 oranında artırıyor olması.
Diğer yandan başka hayvan gübreleri gibi kolay bulunamıyor olması fiyatı artıran bir diğer etken.
İşte tüm bu faktörlerden dolayı yarasa gübresi bulanlar altın bulmuş gibi seviniyor. Yarasa gübresi toplama işine soyunan girişimcilerin pazarlama yöntemleri de hayli ilginç. İnternette verdikleri ilanlarla ellerinde yüklü miktarda yarasa gübresi olduğunu belirten girişimciler, toplama işlemini gelen talebe göre yapıyor.
İş fikrini çoban arkadaşı verdi
"Türkiye yarasa gübresinin önemini yeni yeni keşfetmeye başladı" diyen girişimci Şevket Akçam, yarasa gübresi toplama işine Toroslar'da keçi otlatan bir çoban sayesinde girdiğini anlatıyor. Devletin “keçiler ormana zarar veriyor diyerek” dağlarda ve orman içlerinde keçi otlatılmasını yasaklaması üzerine işsiz kalan bir çoban tanıdığının önerisi ile yarasa gübresi toplama işine başladıklarını söyleyen Akçam, şöyle devam ediyor: "Çoban olan tanıdığım keçileri otlatırken bir mağarada çok azla miktarda yarasa gübresi olduğunu görüyor. Bana gelip 'Bu gübre çok değerli. Bu işi yapalım' dedi. Hemen Orman Bakanlığı'na başvurduk ve kiralama işlemini yaptık. Kiraladığımız mağarada tahminen 300-400 tonluk bir yarasa gübresi var. Çıkardığımız gübrelere de çok yoğun bir taleple karşılaştık."
Yarasa gübresi çıkarma işleminin çok meşakkatli bir iş olduğuna dikkat çeken Akçam, bu işin eğitimli insanlar tarafından çok özenli bir şekilde yapılması gerektiğine değiniyor. Mağarada gübre çıkarma işleminde yöre halkı ve çobanlarla çalıştıklarını söyleyen Akçam, "Bütün çalışanlara özel bir eğitim verdik. Çünkü çok derinlere iniliyor ve azot zehirlenmesi tehlikesi var. Bu nedenle de tüm çalışanlarımız özel kıyafetler kullanıyor" açıklamasını yapıyor.
Akçam, içinde yüksek miktarda yarasa gübresi olduğunu tahmin ettikleri üç mağara için daha Orman Bakanlığı'na başvurduklarını söylüyor. Akçam'ın yerlerini sır gibi sakladığı yeni mağaralar ise toplam 500 tonluk bir yarasa gübresi rezervine sahip.
İzmirli girişimci Harun Serbest de bu işle uğraşan arkadaşlarının tavsiyesi üzerine harekete geçmiş. Arkadaşlarının yıllık 155 YTL’ye mağara kiraladığını duyan Serbest de Milli Emlak'a ait araziler üzerinde bir mağarayı kiralamak için tüm başvurularını yapmış durumda. Bu işe girmeden önce geniş bir araştırma yapan ve profesörlerin görüşlerine başvuran Serbest, diğer yandan yarasa gübresi satışında kullanacağı Best Organik markasının da tescilini yaptırmış. Kiralamak için başvuruda bulunduğu mağarada 600-700 tonluk bir yarasa gübresi olduğu tahmininde bulunduklarını belirten Serbest, şu açıklamayı yapıyor: "Yarasa gübresi Türkiye'de çok fazla tanınan bir şey değildi. Ancak Avrupa'da çok yüksek talep gören bir ürün."
Kısa yoldan zengin olmak istiyorlar
40 yıldır mağaralar üzerinde çalışma yapan ve uzun yıllar Maden Tekkik Arama'da (MTA) görev yapmış Yer Bilimlimleri Doktoru Necip Mülazımoğlu da yarasa gübresinin son yıllarda girişimcilerin gözdesi olduğunu doğruluyor. "Yarasa gübresi mağaralara ilgiyi arttırdı" diyen Mülazımoğlu, sahibi olduğu Mağara-İş Turizm şirketine yarasa gübresi çıkarmak isteyen girişimcilerden başvuru geldiğini söylüyor. Mülazımoğlu, "Yarasa gübresinin organik tarım için çok değerli. Sadece organik tarım değil kimya sektöründe de kullanılan değerli bir madde. Ancak yarasa gübresinin mağaradan çıkarılması öyle kolay değil. Birtakım koşulları var. Yüzlerce hatta binlerce yılda biriken yarasa gübresini mağaranın içindeki konumunu bozmadan almak gerekiyor. Ancak vatandaşlar şu anda kısa yoldan zengin olmak için 'hemen gidip çıkaralım' mantığı ile hareket ediyor. Normal bir hayvan gübresi gibi 'Çuvallara koyup satalım' diyorlar. Genelde yarasa gübresi çıkarma talepleri mağaranın bulunduğu yöre halkından geliyor" açıklamasını yapıyor.
Kurutulup granül hale getiriliyor
Mağaralardan nemli olarak çıkarılan yarasa gübrelerinin işlenmesi halinde değeri de katlanıyor. Standartlara göre yarasa gübresinin en fazla yüzde 20 nem oranına sahip olması gerekiyor. Bunun içinde mağaradan çıkarıldıktan sonra kurutulması gerekiyor. Kurutulup granül haline getirilen yarasa gübreleri daha sonra 5x5'e eleklerde eleniyor. Tüm bu işlemlerden sonra bir tondan geriye 400-500 kilogram satılmaya hazır gübre kalmış oluyor.
Alternatif turizm arayışları mağaraların yıldızını parlattı
Son dönemde mağaralara artan ilgi yarasa gübresi ile sınırlı değil. Alternatif turizm arayışına giren irili ufaklı yatırımcılar mağara işletmeciliğine soyunuyor. MTA'da yaklaşık 28 yıldır mağara araştırmaları yaptıklarını dile getiren Dr. Lütfü Nazik, mağara işletmeciliğine olan talebin giderek arttığını belirtiyor. MTA Mağara Araştırma Grubu'nun yaklaşık 10 kişilik bir ekiple araştırmalar yaptığını belirten Nazik, özel sektörün yoğun talebinden dolayı son yıllarda yılın 7-8 ayını arazide geçirdiklerini söylüyor: "Özellikle 1990'lardan sonra 22 mağaranın 15 tanesini MTA olarak biz projelendirdik. Onlar hem korunuyor hem de düzgün bir şekilde işletiliyor. Bu örnekler yatırımcıları harekete geçirdi. Mağara taliplilerinin sayısı arttı."
Yeni taslak hazırlanıyor
Nazik, mağaralar konusunda belirli bir yasal mevzuatın olmadığını bu nedenle de kiralamaların Turizm Bakanlığı bünyesinde değil valilik ve kaymakamlık gibi yerel yönetimlerce yapıldığını söylüyor. Lütfü Nazik şöyle devam ediyor: "Eğer mağara ormanın içindeyse Orman Bakanlığı, Hazine'nin sınırları içindeyse Milli Emlak gibi... Özel işletmecinin bu yasal boşluğu atlaması zor. Mevcut işletilen mağaralar bu nedenle de valilik ve kaymakamlık gibi bölge yönetimleri tarafından özel işletmelere verilebiliyor. Bugüne kadar Turizm Bakanlığı tarafından sadece Tınaztepe ve Dim mağarası özel işletmeye verildi. Geri kalanlar özel idare, kaymakamlıklar gibi yönetimler tarafından kiraya verildi. Turizm Bakanlığı, Çevre Orman Bakanlığı ile birlikte bir yasa teklifi hazırlıyoruz. Teklif mağaraların korunmasından işletilmesine kadar birçok şeyi kapsıyor. Geçerse yatırımcının önü açılacak."
Araplar en iyi müşteri
Osman Savul, son dönemde mağara işletmeciliğine soyunan girişimcilerden biri. Antalya'da gezdiği bir mağaranın etkisinden kurtulamayan Osman Savul, yaşadığı heyecanı iş hayatına taşımaya karar veriyor. "2005 yılında Oylat Mağazası'nın özel işletmeye kiralanarak turizme açılacağını öğrenince kafamda şimşekler çaktı" diyerek mağara turizmine attığı ilk adımı anlatan Savul, mağara içindeki yürüme yolundan aydınlatmaya, sosyal tesislere kadar bugün kadar Oylat Mağarası'na yaklaşık 2 milyon YTL'lik bir yaptırım yaptıklarını söylüyor. Savul, şöyle devam ediyor: "Oylat Mağarası'nı turizme kaymakamlık açtı. Biz de kaymakamlıktan burayı 30 yıllığına kiraladık. Mağara turizmini canlandırmak için mağara çevresinde de yatırımlar yapacağız. Günübirlik gezilerden çok bir iki günlük turlara ev sahipliği yapabilmek için Bungalovlar yapmayı düşünüyoruz."
Osman Savul'un mağaraya yaptığı yatırım yüzünü kara çıkarmamış. 2006 yılının Haziran ayında yerli ve yabancı turiste kapılarını açan mağaranın ziyaret edenlerin sayısının giderek arttığını belirten Savul, hedeflerinin yılda 50 bin ziyaretçi olduğunu söylüyor.
Özellikle arap turistlerin mağaralara çok ilgi gösterdiğini belirten Savul, "Bu yaz açıldığımızdan beri çok fazla Arap turiste Oylat Mağarası'nın gezdirdik. Bu sayıyı daha da artırmak için tanıtım çalışmalarına eğildik" diyor.
Oylat Mağarası'nın içi bir film platosun gibi
Referans-Bursa
Bursa’nın İnegöl ilçesine 20 km. mesafede bulunan Oylat Mağarası, ilk ziyaretçilerini beş ay önce kabul etmeye başladı. Birbirine bağlı iki kattan oluşan mağaranın şu an için ziyaretçilere yönelik gezilebilecek kısım 650 metre uzunluğunda. Daha 200 metrelik bölümde gezilebilecek şekilde uzatılacak.
Mağarada on binlerce yılda oluşmuş sarkıt ve dikitler, farklı renklerde bir renk cümbüşü içinde ziyaretçileri karşılıyor.
Merdivenlerle ve çelikten yapılmış yürüyüş yoluyla gezilebilen Mağara içerisinde içindeki ortam fantastik bir film platosunu andırıyor. Mağaranın derinliklerine doğru gidildikçe sarkıt ve dikitlerin oluşturduğu sütunlar ve sanki özel yapılmış heykel görüntüsü veren sarıklı adam, baba anne ve çocuk görüntüsü veren dikitler, işlemeli saray sütunlarını andıran sarkıt ve dikitler ayrı bir güzellikte sizleri karşılıyor.
Mağara içinde yer alan birçok yan yollar ve dehlizler de keşfedilmeyi bekliyor. Mağara içinde milyonlarca yarasa yaşıyor. Yarasaları ürkütmemek ve sarkıt-dikitlere zarar gelmemesi için mağarada fotoğraf çekimine izin verilmiyor.
Ayrıca yarasaların rahatsız olmaması için ışıklandırma sadece ziyaretçi olduğu zamanlar yapılıyor.
Kaptan Cousteau'nun 'harika' dediği Tınaztepe mağarası turizmin hizmetinde
Dünyanın en uzun üçüncü, Türkiye'nin ise en uzun mağarası olan Tınaztepe Mağarası da özel işletme ile turizme kazandırılmış yerlerden. Kaptan Cousteau’nun “dünya harikaları” listesinde de yer alan ve 22 kilometre uzunluğa sahip olan Konya Seydişehir'deki Tınaztepe Mağarası'nın işletmecisi Hasan Çelmeli isimli bir yatırımcı. Özel ilgisinden dolayı 1992 yılından beri mağara üzerinde araştırmalar yapan birçok ilgili birimlere işletmecilik için başvurular yapan Çelmeli, hayalini 2001 yılında hayata geçirme fırsatı buldu. Tınaztepe işletmecilerinden Harita Mühendisi Bayram Çelmeli, "Yıllar önce dedelerimiz bu mağaranın uzunluğunu anlatır dururdu. Turizm yöresi olarak da gelişmekte olması Hasan Çelmeli'yi harekete geçirdi. Buradaki potansiyeli gördü" diyor. Mağara içinde yürüş platformları ve ışıklandırma yatırımları yaptıklarını belirten Çelmeli, 22 kilometrenin 1580 metresini turizme açtıklarını söylerken, bugüne kadar yaptıkları yatırımın ise 1 milyon YTL'yi bulduğunu kaydediyor. Mağara haziran-eylül döneminde 20-30 bin kişi tarafından ziyaret ediliyor.
Özel sektörün mağara turizmine olan ilgisinin mühendislik firmalarına da yansıdığını dile getiren Mağara İş Turizm İşletmecilik ve Mühendislik şirketinin sahibi Dr. Necip Mülazımoğlu, "Mağara işletmeciliği yapmak isteyen yatırımcılar bu alanda özel hizmet veren mühendislik firmalarına proje yaptırmak için başvuruyor" diyor.
Kısa bir süre önce turizme açılan Oylat Mağarası'ndan da 40-50 ton civarında bir yarasa gübresi çıktığını dile getiren işletmeci Osman Savul, "Bu gübre çok değerli. Organik tarım için büyük bir öneme sahip olduğu söyleniyor. çıkan gübreyi kaymakamlığa gelir olması için onlara verdik. Gübrenin satışını onlar yapıp yörenin kalkınmasında kullanılacak" diyor.
REZERV 5 MİLYON TON
* Organik tarımda kullanılıyor
* Ham olarak kilosu 5 dolar
* İşlenmiş hali yaklaşık 25 dolar
* Çok küçük miktarı ile fazla verim alınıyor.
* Konsantre gübre olarak da tanınıyor
* Verimliliği yüzde 56 ile yüzde 112 oranında artırıyor
* Yarasa gübresinin en fazla yüzde 20 nem oranına sahip olması gerek.
* Mağaradan çıkarıldıktan sonra kurutulması gerekiyor.
* İşlemlerden sonra bir tondan geriye 400-500 kilogram gübre kalıyor.
* Türkiye'deki yaklaşık 40 bin mağarada 5-6 milyon ton yarasa gübresi rezervi var
Referans