TGC Yönetim Kurulu, 19 Mart 2025’te yaşanan gelişmelerin Türkiye’de demokrasi adına önemli bir kırılma noktası olabileceğini vurguladı. Açıklamada, seçimle gelen siyasetçilerin seçimle gitmesi gerektiği belirtilirken, hukukun üstünlüğünden ve demokrasi ilkelerinden vazgeçilmemesi gerektiğine dikkat çekildi.
“Internet ve habere erişim engelleniyor”
TGC, soruşturmayı takip eden gazetecilerin internet trafiğinin yavaşlatılması nedeniyle ciddi zorluklar yaşadığını, böylece vatandaşların da bilgilendirilme hakkının engellendiğini ifade etti. Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Ebubekir Şahin’in “terör ve örgütlü suçlar soruşturmalarına ilişkin yayınların incelendiğine” dair açıklaması da “basın kuruluşlarına yönelik bir tehdit” olarak nitelendirildi.
“İsmail Saymaz gazetecidir, derhal serbest bırakılmalıdır”
Açıklamada, Gezi süreci kapsamında “Türkiye hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım” iddiasıyla gözaltına alınan TGC üyesi ve Halk TV yorumcusu İsmail Saymaz’ın mesleğini yapmasının engellendiği belirtilerek, bu suçlamanın kabul edilemez olduğu vurgulandı ve Saymaz’ın bir an önce serbest bırakılması istendi.
“Gezi olaylarının takibi gazetecilik faaliyetidir”
TGC, Gezi sürecinde gazetecilerin ağır baskı gördüğünü, bunun yeniden gündeme getirilerek medya kuruluşlarının hedef alındığını ifade etti. 13 yıl öncesine dayanan bu soruşturmaların, iktidar ve muhalefet arasındaki çekişmede gazetecilere yönelik yeni bir baskı aracı olarak kullanılmasından duyulan rahatsızlık dile getirildi.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, iktidara “gazetecilere yönelik haksız gözaltı uygulamalarından vazgeçme, temel hak ve özgürlükleri koruma ve Anayasa’ya uygun davranma” çağrısında bulundu ve “Gazetecilik suç değildir” mesajını yineledi.