CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen, Ergenekon soruşturmasında gözaltına alma usulünün çağdaş ülkelerde görülmediğini belirterek, yabancı çevrelerin olaylara bakış açısını eleştirdi. AKP'ye yönelik kapatma davasına da değinen Öymen, CHP olarak partilerin yargılanmasını üzüntüyle karşıladıklarını söyledi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Öymen, partisinin Bursa İl Başkanlığı'nda ülke gündemine ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Ergenekon soruşturmasına değinen Öymen, "Ankara'da hakimler var. Yargısına güvenmeyen bir ülkede demokrasinin sağlıklı işlemesi mümkün olmaz. O bakımdan yargıya güveneceğiz. Yalnız her şeyi yargıya aksetmek acaba mümkün müdür? Son gözaltına alma olaylarında savcının talimatı görülüyor, ama gece saat 04.00'de bu insanları yataklarından kaldırın ve gözaltına alın gibi bir talimatı yok.
Savcı böyle bir talimat vermediğini söylüyor. O zaman bu talimatı kim verdi? Bu olayı gerçekleştirenlerin amirleri yok mu? Bu işin sorumluluğu kime ait? Bunu hükümete soruyoruz. Madem yargı bu talimatı vermedi o zaman kim verdi? Eğer yargının zorunlu kıldığı bir bu durum değilse, o zaman bunun arkasında bir siyasi sorumluluk arama düşüncesinde olan insanlara biz nasıl 'Siz haksızsınız' diyeceğiz. Çağdaş demokratik ülkelerde bunun bir örneğini bilen var mı? Katile yapılan bir işlem gibi gece insanları evlerinden alıp soruşturmaya götürmek, çağdaş ülkelerde görülen bir durum değildir. Eğer yargı talimatı değilse o zaman bunu yapanları kınıyoruz ve Meclis'te hesap soracağımızı söylüyoruz. Türkiye'de bazı aydınlar ve kesimler hakkında bir dava açılsa, hiçbir tutuklama olmasa bile bazı yabancı çevreler olağanüstü tepki gösteriyor. AB, AB Parlamentosu, bazı siyasi çevreler, yazarlar, büyük tepki gösteriyorlar. Ama başka insanlar hakkında dava açıldığı zaman hiçbir tepki gelmiyor. Bu da son derece düşündürücüdür. Bu davayla ilgili olarak yabancı basına bakıyoruz, 'Bu gözaltına alınanlar zaten aşırı milliyetçiydi' deniyor. Daha mahkeme karar vermemiş, bunlar hükmünü veriyor. Bu olayla ilgili hiçbir eleştiri yok. Çünkü bunlar Türkiye'de onların himaye etmek istediği insanlar değil. Onlar sadece kendilerine yakın olan ve himayesine aldıkları insanlara karşı dava açıldığı zaman tepki gösteriyorlar. Bu son derece dikkat çekici. 301. maddeyle ilgili değerlendirmelerinde sadece iki insanın adı geçiyor ve zaten o isimler de onlara yakın. Bu çifte standarttır ve hukuk alanında çifte standart uygulamak hukuka, insan haklarına ve demokrasiye zarar verir" dedi.
AKP'nin kapatılmasına yönelik açılan davayla ilgili açıklamalarda da bulunan Öymen, "İddianamenin başka siyasi amaçlarla hazırlandığı söylemlerini kınıyoruz. Biz hangi davada olursa olsun hukuka saygı gösteriyoruz. O bakımdan başsavcının siyasi düşünceyle hareket ettiğine inanmıyoruz. Bazı çevrelerin başsavcılığa sızdığı iddia ediliyor. Bu ne demek? Başka bir parti adına da kapatma davası açıldı. O zaman hükümet ne dedi, 'hukuka saygılıyız' dedi. Kendileri aleyhine dava açılınca böyle demiyorlar.
Bir tek hükümet ve parti yetkilisi partimizi savunacağız, adaletin ve yargının kararına saygılıyız demediler. Son gözaltı olaylarıyla ilgili Adalet Bakanı, 'Herkes adalete saygı göstersin' diyor. Peki kendi partiniz için açılan davayla ilgili aynı şeyi söylüyor musunuz? Biz siyasi partilerle sandıkta hesaplaşmak istiyoruz. CHP olarak, siyasi partilerin sandıkta yarışmalarını arzu ederiz. Partilerin yargılanacak duruma gelmesini üzüntüyle karşılarız. Dava açılmasından itibaren iktidar partisi, Anayasa hükümlerini nasıl değiştiririz de bu davadan kurtuluruz arayışına girdi. Eğer mahkemenin vereceği karara yönelik Anayasa hükümlerini değiştirmeye kalkarsanız, hukuk devletini tahrip edersiniz. Buna oyunun ortasında kale direklerini değiştirmek derler. Kuralları değiştiremezsiniz. Bunu yaparsanız hukuk kurallarına büyük zarar verirsiniz ve rejimi zora sokarsınız. Siyasi kanaatimiz ne olursa olsun hepimiz hukuk devletine saygı göstermeliyiz. Hukukun üstünlüğü zedelenirse o ülkeye kimse bir daha demokratik ülke diyemez" diye konuştu.