Günün Haberleri   |   Giriş sayfam yap   |   Favorilere ekle   |   Künye   |   İletişim   |   Sitene haber ekle


 
DOLAR
36,1027
EURO
37,5529
IMKB
9.780,000
ALTIN
3.366,690
 
Hava Durumu ANKARA
-1 / 5 C°
Değiştir
 
     
 
Medya Spot Google
 
 
 Ana Sayfa  Gündem   Ekonomi   Dünya   Yaşam   Medya   Spor   Magazin   Polis Adliye 
 
YENİŞAFAKÇILAR'DAN GERÇEKLERİ GÖRENLER
YENİŞAFAKÇILAR DAN GERÇEKLERİ GÖRENLER
 
Türkiye'nin bütünlüğüne kastedenlerin Ülkemiz insanlarını nasıl kamplara ayırdıklarını nihayet YeniŞafak Yazarlarından'da görmeye başlayanlar oldu. İşte YeniŞafak yazarlarından Yusuf Kaplan'ın bugünkü yazısı.
 
29.7.2008 - 06:05
Ergenekon'la “dolmuşa bindirilmediğimizden” emin miyiz?

'Laikçi şebeke'nin Türkiye'nin başına nasıl belâ olduğunu, önünü nasıl tıkadığını, tarihî yürüyüşünü nasıl engellediğini en ağır dille yazan yazarlardan biriyim. Ama bir insan olarak, bir müslüman olarak, ABD'lilerin güdümündeki Soros tarafından finanse edilen fesat yuvası Cumhuriyetçiler Entitüsü'yle -son derece şikâyetçi olmama rağmen- bu ülkenin ilkel laiklik anlayışını ve uygulamalarını aslâ tartışmaya kalkışmayacak kadar kişilikli, onurlu ve asil bir Türkiye çocuğu olarak, Ergenekon davası konusunda ciddî soru işaretlerim ve şimdiye kadar geliştirilen kutuplaştırıcı, Türkiye'yi tam ortadan ikiye bölücü Ergenekon söylemlerine ve operasyonların yürütülüş ve özellikle de medyada yansıtılış biçimlerine ciddî itirazlarım var. Aptal yerine konulduğumuz ve fenâ hâlde “dolmuşa bindirildiğimiz” hissi var içimde.

Ergenekon davası, neyin ve kimin davası? Türkiye'nin hakîkaten düzlüğe çıkmasını sağlayacak ülkemizin önünü tıkayan urların, virüslerin gerçekten temizlenmesi hikâyesi mi bu; yoksa ABD'nin yaklaşık 50 yıldır kullandığı, ABD'nin çıkarlarını korumak için çalışan ama artık işi bittiğine karar verilen, adına ulusalcı denmesine rağmen bu milletin temel değerleriyle, tarih yapmamızı mümkün kılan İslâmî ruhuyla kavgalı laikçi şebekenin tasfiye edilerek ABD için küresel ölçekte daha kullanışlı başka bir “şebeke”nin ikamesi “operasyon”u mu? İslâm'ın ehlileştirilmesi, sekülerleştirilmesi, bizzat kalenin içerden ve derinlemesine ama çaktırmadan teslim alınarak Türkiye'nin ruhunun, bu kez bu ruhu temsil ettiği düşünülen aktörlere “elma şekerleri verilerek” yok edilmesi çabası mı bütün olup bitenler?

Ergenekon “davası”, bütünüyle Türkiye'nin içindeki bir iradenin, fâili meçhul cinayetler, sosyal kutuplaşmalar, hatta türlü iç savaş senaryolarıyla Türkiye'yi yönetilemez hâle getiren, yapay sorunlarla boğuşturan, “laikçilik” yaparak Türkiye'nin tarihte tatil yapan bir ülke konumundan yeniden tarihin yapılmasında kilit rol oynayabilecek bir medeniyet yürüyüşüne soyunmasını akla hayale bile gelmeyecek yöntemlerle önleyen yarım asırlık bir şer şebekesini tasfiye ederek, barış içinde, sağcısı-solcusu, laik olanı ve İslâmî duyarlıkları güçlü olanı ile Türkiye'nin bütün kesimlerini kucaklayabilecek yeni bir Türkiye'nin tesis edilmesi çabasının yollarını açma girişimi mi?

Yoksa, önceden ABD'ye çalışan, milletin burnundan getiren, başbakanlarını astırtan, ev ya da hücre hapislerinde çürüten, başbakanlarını öldürmeye kasteden ucu içerde kökü kesinkes dışarıda iğrenç bir “laikçi şebeke”nin oynadığı rolün, Soğuk Savaş şartlarının nihâyet Türkiye'de bitirilmesine karar veren dünya sisteminin lordu ABD tarafından dünya sisteminin çıkarlarını daha iyi koruyup kollayacak, üstelik de İslâmî kaygıları önceleyen başka bir “ekip”e havale edilmesi operasyonu mu? Eğer böyleyse, yazıklar olsun!

Ayrıca henüz suçları mahkemece kesin olarak ispatlanmayan insanların, istersek hiç sevmeyelim, handiyse bütün televizyonlarda milletin önünde tam anlamıyla şeytanlaştırılması, beni her hâl ve şartta adaletten ve hakkaniyetten yana olan bir Müslüman olarak yeteri kadar tedirgin ediyor.

Benim gerçekten önemsediğim Mümtaz'er Türköne'ye bile “ürpertici” satırlar yazdırtan bir operasyon ve atmosfer, açıkçası beni Ergenekon-sonrası süreç için ürkütüyor: Türköne, Ergenekon iddianamesini okurken, gözünde canlanan manzarayı şöyle tasvir etmiş: “Koskoca bir kaya yerinden oynuyor. Kayanın altını mesken tutmuş haşeratın panik içinde kaçmaya başladığını görüyorsunuz. / Yılanlar, çıyanlar, akrepler, solucanlar panik içinde sağa sola koşuyorlar. Onları koruyan koca kaya kütlesi kalkınca, artık her birini teker teker ayağınızla ezebilirsiniz.” (!) Pes doğrusu!

Bu dil, benim Türköne'den hiçbir zaman beklemeyeceğim kadar ürkütücü ve ürpertici bir dil.

Tekrar ediyorum: Türkiye'nin başına belâ olan, Türkiye'yi fenâ hâlde karıştıran bir fitne ve fesat şebekesinin çökertilmesi, elbette ki, takdirle karşılanacak bir cesaret örneğidir.

Ancak her şeye rağmen eğer yeni bir dünya kuruluyor ve Türkiye'ye de orada yeni bir Truva atı rolü biçiliyorsa, fena hâlde dolmuşa bindirildiğimizi ve ayartıcı bir şekilde dolduruşa getirildiğimizi nasıl olur da göremeyiz, göremiyoruz, anlayamıyorum doğrusu.

Eğer bu “hareket”, “Soğuk Savaş artıkları”nın tasfiyesi hareketiyse, bunun anlamı açıkça şudur: Birileri Türkiye'yi, sahibi aynı olan bir dolmuştan indirip başka bir dolmuşa bindiriyor, demektir bu.

Eğer durum gerçekten buysa, Türkiye'de içeri tıkılanlar, gerçek azmettiriciler değil; yalnızca taşeron. Asıl azmettiricinin yakasına esaslı bir şekilde yapışıp ondan hesap soramadığımız sürece, bu operasyonun, “laikçi şebeke”nin, “Uğur Mumcu'yu, Üçok'u, Kışlalı'yı dinciler öldürdü; Danıştay cinayetini, Cumhuriyet gazetesinin bombalanma hâdisesini dinciler yaptı” diyerek, sözümona “dinci” taşeronu suçlamak ve taşeronu bulduktan sonra da “suçluyu bulduk!” diye nârâ atmaktan ne farkı kalıyor ki?

Asıl azmettiricinin yakasına yapışamadığımız sürece, Türkiye, kolay kolay düzlüğe çıkamayacak, gerçek anlamda özgürlüğüne kavuşamayacak ve yeniden asil bir tarihî yürüyüşe soyunamayacaktır vesselâm.

Bu yazısından sonra yazar Yusuf Kaplan'ın kulağı çekilip kendisininde Ergenekondan olduğunu iddia edebilirler. Çünkü olayı çok iyi bir yerinden yakalamış ve bunu kendi taraflarındakilerede anlatmakta hayli zorlanabilir. Özelliklede Taha Kıvanç tarafından



Arkadaşına Gönder   Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
  Toplam yorum 0   Onay bekleyen 0  


Yorumunuz editörlerimiz tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

  Bu kategorideki diğer haberler


TERÖR SALDIRISI GÖRÜNTÜSÜ ÇEKMEK İSTEMİYORUZ

VATAN GAZETESİ, ARAŞTIRMA TUZAĞINA NASIL DÜŞTÜ?

ÜZMEZ'İN ŞOK EDEN SAPIK TELEFON KAYITLARI
»  GAZETECİ ÖZDEN ALPDAĞ, YAŞAMINI YİTİRDİ
»  ATV, TUNCAY ÖZKAN'I FENA KIZDIRDI
»  "SABAH'TA TOP YEKÜN DEĞİŞİKLİK YAPACAĞIM"
»  MEDYA ÇATESİNİ TANIYALIM..!
»  O TARAFTAKİ AHMET ALTAN'I ÇILDIRTAN SORULARA DEVAM
»  KISKANÇ SPİKERİN ACI İNTİKAMI
»  BURHAN-EBRU ELİŞ ÇİFTİNİN MUTLU GÜNÜ
»  FOTO MUHABİRLERİ'NDEN 'SANSÜRSÜZ GÜNLER' TEMENNİSİ
»  ALBAY ÖZ UNUTTU, CAN DÜNDAR UNUTMADI
»  "EMİR GELDİ, TARAF'A KREDİ VERİLDİ"
»  ÖZKÖK'E GELEN İLGİNÇ MEKTUP
»  ERTUĞRUL ÖZKÖK, ERDOĞANLA GÖRÜŞTÜ
»  NEO-ERGENEKONCULARIN HEDEFİNDEKİ GAZETECİ:ORAY EĞİN
»  İŞTE LEMAN'IN BU HAFTAKİ KAPAĞI: MECLİS KENELERİ
»  ERGENEKON, GOOGLE'DE REKOR KIRDI
»  TRT ESKİ GENEL MÜDÜRÜ'NE HAPİS
»  SPOT HABER'DEN ÖZÜR
»  GAZETE TİRAJLARINDA SON DURUM
»  SAHTE GAZETECİLER, SAHTE PARALARLA YAKALANDI
»  CİNER'İN GAZETESİNDE KAÇ KÖŞE YAZARI OLACAK?
»  VAKİT'İN REZİL BULMACASI
 
  ÇOK OKUNANLAR
  YAZARLAR

 
EMİN VAROL
 
GAZETEC? ACI S?YLER !

 
Ercan Deva
 
Hatalar Zinciri ve Ortak Akıl

 
MURAT ŞAHİN
 
Matematik Ucuzlugu

 
Cahit Saraçoğlu
 
100 Milyar Liralık Destek Alacaklar
  ÇOK YORUMLANANLAR
  ANKET
Ekrem İmamoğlu CHP Genel Başkanı Olmalı mı?
Evet
Hayır
İlgilenmiyorum
 Sonuçları göster   
 
 
RSS

Add to Google
Medya Spot'ta yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz.  Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Medya Spot sorumlu tutulamaz.