Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) 2009 Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması'na göre, 2009'da gelir dağılımı eşitsizlik ölçütlerinden gini katsayısı bir önceki yıla göre 0,01 puan artışla 0,415 olarak tahmin edildi. Katsayı sıfıra yaklaştıkça gelir dağılımında eşitliği, 1'e yaklaştıkça ise bozulmayı ifade ediyor.
Göreli yoksulluk hesaplamasında eşdeğer hanehalkı kullanılabilir gelirlerine göre nüfusun yüzde 17,1'i yoksulluk sınırının altında kalıyor. Bu oran, bir önceki yıl yüzde 16,7 düzeyindeydi. Araştırmaya göre, 2009'da, 70 milyon 542 olarak belirlenen kurumsal olmayan nüfusun yüzde 60,5'i 'iki günde bir et, tavuk ya da balık içeren yemek' yiyemiyor. TÜİK açıklamasında, gelirin nüfusa dağılımındaki eşitsizliğin grafik gösterimi olan 'Lorenz eğrisi'nin de bir önceki yıla göre gelir dağılımında önemli bir değişim olmadığını, eğrilerdeki çakışmayla gösterdiği belirtildi. Eşdeğer hanehalkı kullanılabilir gelirlere göre oluşturulan yüzde 20'lik gruplarda, en yüksek gelire sahip son gruptakilerin toplam gelirden aldığı pay yüzde 47,6, en düşük gelire sahip ilk gruptakilerin toplam gelirden aldığı pay ise yüzde 5,6 oldu. Son yüzde 20'lik grubun toplam gelirden aldığı pay, ilk yüzde 20'lik gruba göre 8,5 kat fazla oldu. 2008'de oran 8,1 kat civarındaydı. Türkiye'de hanehalkı başına düşen ortalama yıllık kullanılabilir gelir, 2009'da 21 bin 293 YTL olarak hesaplandı. Ortalama yıllık eşdeğer hanehalkı kullanılabilir gelir ise 9 bin 396 YTL. İstanbul 12 bin 795 YTL ile kullanılabilir geliri en yüksek olan bölge durumunda. Bunu, 11 bin 501 YTL ile Batı Anadolu izledi. En düşük bölge ise 4 bin 655 YTL ile Güneydoğu Anadolu oldu.
Maaş-ücret gelirleri yüzde 42,9'luk oranla toplam gelir içinde en fazla paya sahip. Bunu, yüzde 20,4 ile müteşebbis gelirleri izledi. Müteşebbis gelirlerinin yüzde 73,7'si tarım-dışı sektörden oluştu. 2008 yılı sonuçlarıyla karşılaştırıldığında, bir önceki yıla göre maaş-ücret gelirlerinin payında 1 puanlık bir artış, müteşebbis gelirlerinin payında ise 2 puanlık bir azalış gözlendi. Sosyal transferlerin yüzde 93,6'sını emekli ve dul-yetim aylıkları meydana getirdi. Emekli ve dul-yetim aylıkları toplam gelir içinde yüzde 18,3'lük paya sahip, diğer sosyal transferlerin payı ise yüzde 1,3. ANKARA ZAMAN
Rakamlarla Türkiye'de hayat şartları (*)
Yüzde 60,8'i kendilerine ait konutta oturuyor. Yüzde 22,4'ü kiracı.
Yüzde 42,2'sinin konutunda 'sızdıran çatı, nemli duvarlar, çürümüş pencere çerçevesi ve benzeri' problemler söz konusu.
Yüzde 42,9'unun oturduğu konutta 'izolasyondan dolayı ısınma sorunu' yaşanıyor.
Yüzde 59,3'ünün hanesinin taksit ödemeleri ve borçları (konut alımı ve konut masrafları dışında) bulunmakta, bu borç ödemeleri yüzde 29,3'ünün hanesine 'çok yük' getiriyor.
Yüzde 87,4'ü 'evden uzakta bir haftalık tatili', yüzde 62,5'i 'beklenmedik harcamalarını' ve yüzde 82,1'i 'yıpranmış ve eskimiş mobilyalarını yenileme ihtiyacını' ekonomik sebeplerle karşılayamıyor.
Yüzde 60,5'i 'iki günde bir et, tavuk ya da balık içeren yemek' yiyemiyor.
Yüzde 37,8'i evin ısınma ihtiyacını 'yeterince' karşılayamıyor.
Yüzde 43,9'u 'yeni giysiler' alamıyor.
(*) TÜİK araştırmasına göre, kurumsal olmayan nüfusun hayat şartlarına ilişkin bazı önemli göstergeler.2 MART 2011/ZAMAN