Aslında olunmaz. Ya gazeteci olunur ya da çok zengin. Atadan dededen bir şey yoksa sadece gazetecilik mesleğini icra ederek zengin olanlar elbette var. Ama bir elin parmaklarını geçmez.
Bir esinlemeyle kısaca şunu diyebiliriz:
Zengin olduğunuz kesin ama gazeteci olup olmadığınız, gazeteci kalıp kalmadığınız hep şüpheli olur.
Esinlemeye gelirsek.
André Gide’in, o zamanki Sovyetler Birliği’nde proleter devrim ressamları sergisini gezdikten sonra, “Nasıl buldunuz” diye sorulunca, “Proleter oldukları kesin de, ressam olduklarından kuşkuluyum” dediği rivayet olunur.
Durumun hassasiyetini gözönüne alarak, en azından şunu söyleyebiliriz. Kimse, çok zengin olacağım diye gazetecilik mesleğine girmez, girmemelidir de. Çünkü gazetecilik mesleğinden zengin olanların sayısı bir elin parmaklarını geçmez.
Ya transfer paraları almışlardır, ya da bir kaç yerden maaş. Mesela, memleketin büyük medyalarından birine hükümet el koyduğunda, diğer çalışanlar zor bela maaş alırken, işin başındaki meslektaşımızın aynı şirketin sekiz dokuz ayrı yerinden maaş aldığı ortaya çıkmıştı.
Hem gazetenin, hem televizyonun yayın yönetmenliği, köşe yazarlığı, icra kurulu üyeliği vb. gibi...
Her ay bir daire parası eden bu yekûnu çarçur etmezseniz, biraz da tutumlu olursanız, gayet iyi yaşarsınız. O günleri örnek almış bugünkü bazıları gibi, 14 hatta 104 ev-daire sahibi olmanız işten bile sayılmaz.
Hayırlısı olsun.
TRANSFER OLAN GAZETECİLER
Bir de transfer olan gazeteciler vardır. Bir zamanlar, bir gazeteden diğerine geçerken, ama çoğunlukla bir televizyondan diğerine geçerken, transfer parası alanlar... Ama onlar gazeteciden çok birer medya starı olduklarından sayıları azdır, örnek alınası insanlardır.
Bunlardan bir tanesi, “Ben patronlar için hiç tetik çekmedim” diye övünmüştü. Evet, belki ama gazeteciliğin içine el bombası attığını nedense bilmezden gelmişti.
Bir başkası ise yakın çalışma arkadaşıyla birlikte, “Aman efendim üç vakte kadar darbe oluyor, ben askerlerle yakın çalışıyorum” diye dört yılda iki kez milyonluk sözleşmelere imza atmıştı.
Onlar zengin (gazeteci) olmasın da kim olsun?
Sorarım.
Bugün, yaşadığımız da budur.
Servetin tabana yayılması hâli olmasa da, o günlerden alınan ilhamla sayıları biraz daha fazla insana- gazeteciye (zenginlik de arttığı için) daha büyük paraların ödenmesi hâlidir.
Bugünlerde banka müdürüne telefon ederek, “biraz para gönder” diyenler ise bunun bir üst aşaması, en cesur ve en arsız hâlidir.
Bundan yıllar önce, bir meslektaşımız medyadaki milyon dolarlık gazetecileri tam 23 adet sıralamıştı, en büyüğü 30 milyon dolar falandı.
Bugünlere bakıldığında onların kazandığı rakamlar devede kulak kalır. Tabii bunların çoğu aradan geçen yıllarda servetlerine servet kattılar. Onları kısa bir internet araştırması ile bulabilirsiniz. Ama sorun o değil. Asıl sorun bu meslekten çok para kazanmakta değil, bu parayı kazanmak için ne yaptığınız ya da ne yapmadığınızda.
ÜMİT ASLANBEY'İN YAZISININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ...