BDP fotoğrafı kamu ile paylaşmak isterken hükümet kanadı, toplum psikolojisini düşünüyor. Hükümet ‘zamanlama’da bir hata yapmak istemiyor

Milliyet'ten Serpil Çevikcan'ın haberine göre Eşbaşkan Selahattin Demirtaş ve Grup Başkanvekili Pervin Buldan’dan oluşan BDP heyetinin İmralı adasında Abdullah Öcalan ile son görüşmesi 17 Ağustos’taydı.

Bu görüşmenin ardından, Demirtaş tarafından yapılan açıklamalar içinde iki unsur öne çıktı.
Birincisi, Öcalan’ın artık araçsal konumdan stratejik bir konuma geçme talebinin kamuoyu ile paylaşılması, ikincisi ise fotoğraf meselesi.

Demirtaş ve Buldan, Öcalan ile fotoğraf çektirmişti.
Öcalan’ı, kaldığı odada gösteren son fotoğraf, 2007 yılında kamuoyuna yansımıştı.

Aradan 3 hafta geçmesine rağmen 17 Ağustos görüşmesinde çekilen o fotoğraf bir türlü ortaya çıkmadı.
Oysa BDP’nin talebiyle çekilen fotoğrafın kamuoyu ile paylaşılması yine BDP tarafından çok isteniyordu.
Bu konuda defalarca açıklama yapan Demirtaş, 22 Ağustos’ta bu köşede yer alan demecinde, “Biz istiyoruz ki kamuoyu ile paylaşalım. Öcalan’ın fiziki durumunun da kaldığı yerin durumunun da kamuoyunda görülmesini istiyoruz. Süs için çektirmedik” diyordu.

Fotoğrafın BDP’lilere ulaştırıldıktan sonra Kandil’e, örgütün kalbine gönderildiği iddiası ne doğrulandı ne de yalanlandı. 1 Eylül barış mitinginde Diyarbakır’da ekrana yansıtılacağı beklentisi de boş çıktı.
Peki bu fotoğraf bugüne kadar neden kamuoyuna yansıtılmadı ya da yansıtılamadı?

Merak edip, her iki taraftan araştırdım. Aldığım bilgiler ışığında Öcalan fotoğrafının öyküsünü şöyle aktarabilirim:

Fotoğrafı zaten çekilmiş

Fotoğrafın çekilmesi talebi BDP’den geldi, ancak BDP’lilerin talebinden önce Abdullah Öcalan’ın fotoğrafı zaten çekilmişti. Başka bir deyişle, BDP’ye verilen fotoğraf, Öcalan’ın son dönemde çekilen ilk fotoğrafı değil. Hükümet, belli ki çeşitli mülahazalarla Öcalan’ın son durumunu gösteren fotoğrafların elde olmasını uygun buldu. Bıçak sırtında giden çözüm sürecinde doğru bir adım attı.

Tek poz değil

Fotoğrafın çekilmesi konusunda Adalet Bakanlığı ile BDP yönetimi arasında gerginlik yaşanmadı. Talebi değerlendiren bakanlık yapıcı bir tutum izledi, uygun buldu ve özel yetkili bir kişi tarafından fotoğrafların çekilmesini sağladı. Aldığım bilgilere göre; Öcalan, Demirtaş ve Buldan’ı masada gösteren, ancak yandan çekilen fotoğraf beğenilmedi, 3 ismi görüşme masasında otururken ve ayakta gösteren iki fotoğraf uygun bulundu.

“Hatıra için”

Fotoğraflardan biri BDP yönetimine görüşmeden bir süre sonra ulaştırıldı, ancak o günden bu yana kamuoyuna gösterilmesi konusunda bir mutabakata varılamadı. BDP yönetimine, hem örgüt hem de Kürt çevrelerinden, fotoğrafın bir an önce ortaya çıkarılması konusunda yoğun baskı yapıldı. BDP yönetimi, fotoğrafın tek bir merkezden kamuoyuna yansıtılması kararını aldı, ancak hükümetten zamanlama konusunda işaret alamadı. Son olarak, İmralı’ya 10. ziyaret için başvuru yapıldığı geçtiğimiz günlerde bakanlık ile fotoğraf konusu da görüşüldü.

Güven ilişkisi

Edindiğim bilgilere göre, hükümetin, fotoğrafın sokaktaki vatandaş tarafından görülmesi konusundaki ince eleyip sık dokuyan politikasının iki nedeni var. Bunlardan birincisi, önce “hatıra için” talep edilen fotoğrafın daha sonra iç ve dış kamuoyuna yansıtılması yönünde BDP cenahından yapılan açıklamalardan duyulan rahatsızlık.

Hükümet kaynakları, çözüm sürecinin esasının güven ilişkisine dayandığını, bunun sürecin her aşaması ve her uygulamasını kapsadığını belirtiyor.

Kamuoyu psikolojisi

İkincisi ise, Öcalan’ın, yıllar sonra fotoğrafıyla da olsa kamuoyu tarafından görülmesinin yaratacağı etki. Buna bir, “zamanlama” meselesi olarak bakılıyor ve terörden çok çekmiş iç kamuoyunun psikolojisi düşünülüyor.
Nevruz’daki, “silahlara veda” çağrısıyla sokaktaki vatandaş için yeniden ete-kemiğe bürünen Öcalan’ın, ortaya çıktıktan sonra uzun süre göz önünde kalacak son görüntüsünün manşetlerde yer alması konusunda ince hesaplar yapılıyor.
Bu hesaplamalarda, çözüm sürecinin ilerleyişindeki durum ve Kandil’den fazlaca yapılan tehditvari açıklamaların rolü büyük. Daha dün ANF’ye konuşan Cemil Bayık, savaşın şiddetlenmesi halinde çekilen PKK’lıların geri döneceğini söyledi.

Demirtaş’a emanet

Dün görüştüğüm BDP’liler, fotoğrafın yayını konusunda bakanlıktan izin almalarının söz konusu olmadığını, bunun karşılıklı bir mutabakata bağlandığını, en uygun zamanda yayınlanmasının sağlanacağını söylediler.
Ankara kulislerine yansıyan hava ise fotoğrafın yayınlanması konusunda daha çok bir ambargo konulduğu yönünde.

Fotoğraf karesine, yıllar öncesine göre, saçları, bıyığı ve sakalı kırlaşmış haliyle yansıyan Öcalan’ın yeni fotoğrafı Selahattin Demirtaş’a emanet.

Hükümet ortaya çıkmasına karar verirse; belki bugün, belki yarın, belki haftalar sonra, bugüne kadar çok dar bir çevrenin gördüğü fotoğrafı vatandaş da görmüş olacak.