Başbakan Tayyip Erdoğan’ın eylemcilere yaptığı ‘komunist’ suçlamasının ardından Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek de tartışmaya ‘Anarşistler’ diyerek katıldı. ODTÜ Mezunları Derneği’yse bir açıklama yaparak ‘belediye hizmetlerini bir kamusal hizmet değil de bir ticari ilişki olarak gören zihniyet sahiplerini’ kınadı. Açıklamada öğrencilerin hazırladığı bir metine de yer verildi. Metine göre polis elleri kelepçeliyken öğrencileri darp etti, zorla mehter marşı ve ilahiler dinlettirdi.
![Ankara'da otobüs kavgası büyüyor...](http://i.radikal.com.tr/644x385/2010/03/20/fft5_mf389686.Jpeg)
ERDOĞAN NE DEMİŞTİ?
Başbakan Erdoğan, partisinin genişletilmiş Başkanlar kurulu Toplantısı’nda yaptığı konuşmada Ankara’da yaşanan olaylar için şunları söylemişti: "Bakıyorsunuz ki ideolojik olarak hangi yelpazede yer aldığı belli olan bazı grupların halk otobüslerine karşı, belediye otobüslerine karşı takındıkları tavırlar, otobüslerin üzerlerine yazılan yazılar, aynı zamanda hafif raylı sistemde yaptıkları işgaller... Bunlar işgaldir. Bunların insan hakkıyla, özgürlükle yakından uzaktan alakası yoktur. Otobüsler, trenler bedava olacakmış... Dünyanın neresinde var böyle bir şey? Benim bildiğim yer yok. Böyle bir yer var mı bilmiyorum veya hangi koşullarda böyle bir şey yapıyorlar onu da bilmiyorum. Tabii bunlar bunu söylerken acaba kendileri de ileride bedava mı çalışacaklar, böyle bir durum mu olacak?
Maaş almaya gelince, maaşı beğendiremezsin. Bu tür yerlere de gelince su bedava olacak, ’ekmek elden su gölden’ var ya, bu tür bir mantıkla hayatı yaşayacaklar. Belediye bunu kar amacıyla yapmıyor ki. Belediyelerin zaten bunlardan zararı var. Ama burada belli bir zarara kadar sübvanse edebiliyor, kalkıp da tamamını sübvanse etmesi demek, o belediyenin batması demektir. Yarın asıl verilmesi gereken hizmetler de ortadan kalkar. Artık sen o belediye otobüslerini çalıştıramazsın, maaşını ödeyemezsin, yedek parçasını alamazsın. Bu komünist düşünce, komünist mantık var ya zaten o yaşadığı ülkeleri, geçmişte onları iflas ettirdi. Ondan sıyrıldılar onlar, bizdeki komünistler hala bundan kurtulamadılar. Bunlar milletten yana değil, bunlar illetten yana. Çünkü milletten yana olan milletin malını gelip boyar mı, camlarını indirir mi? Bunların millet diye bir derdi yok ki yaptıkları iş hep bu. Bununla bir yere varılmaz."
GÖKÇEK: ANARŞİ ÇIKARMAYA GELMİŞ GRUP
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, Altınpark Anfa Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen, Ankara Şehiriçi Özel Halk Otobüsçüleri Odası Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada öğrencileri suçladı. ODTÜ’de "eylem yapmaya, anarşi çıkarmaya karar vermiş 200-300 kişilik bir grup tarafından bütün otobüslerin boyandığını" belirten Gökçek, "Otobüs konusunda sizin, vatandaşlarımızın gösterdiği duyarlılık ve birlikte yaptığımız mücadele sayesinde tekrar hak yerini buldu ve iş normal statüsüne geldi" dedi.
ODTÜ MEZUNLARI DERNEĞİ’NİN AÇIKLAMASI
ODTÜ Mezunları Derneğide konuyla ilgili bir açıklama yaptı. Açıklamada şöyle denildi: “Bugün 4 kişilik bir aile için açlık sınırının (Türk-İş'e göre) 843 TL olduğu ve asgari ücretin de net 576 TL olduğu, yani asgari ücretlinin aldığı maaşın karnını doyurmasına bile yetmediği bir ülkede yaşıyoruz. Bu gerçek tüm yalınlığı ile ortada iken, Ankara'da işine, okuluna sadece tek bir otobüs kullanarak gidip gelen bir kişinin asgari ücretin %10'undan fazlasını aylık ulaşım gideri olarak ödemesi istenmektedir. Belediye hizmetlerini bir kamusal hizmet değil de bir ticari ilişki olarak gören zihniyet sahiplerini, ODTÜ'lülerin toplumsal sorunlara karşı duyarlılığından ve geçmişinden rahatsız olan kişi ve kesimleri ve öğrencilerimizin kent içi ulaşım ücretlerine yapılan zamma karşı gösterdikleri haklı tepkinin zor kullanarak bastırılmaya çalışılmasını esefle kınıyoruz. ODTÜ'lülük ruhu ve duyarlılığı ile yoksul halkımızın hakları için mücadele eden, toplumsal bilinci gelişmiş öğrencilerimizi kutluyoruz. Öğrencilerimizin haklı taleplerinin her zaman yanlarında olacağız.”
ÖĞRENCİLER: ZORLA MEHTER MARŞI VE İLAHİ DİNLETİLDİ
ODTÜ Mezunlar derneği’nin açıklamasında konu hakkındaki bilgi kirliliğinin önüne geçmek için 17 Mart 2010 günü yaşanan olaylara ilişkin öğrencilerin hazırladığı bir metin de yer aldı. Metin şöyle:
“Bilindiği gibi 17 Mart günü "parasız ulaşım hakkı"nı kullanan 99 ODTÜ öğrencisi okulun A4 çıkışında gözaltına alındı. Ardından gece okulda ve ertesi gün Adliye önünde eylemler gerçekleştirildi. Melih Gökçek ve AKP yanlısı basın tarafından olaylar aktarılırken bir takım çarpıtmalar, kamuoyunun aklını bulandırmaktadır. Bu yüzden eylemi başından sonuna kadar ilk ağızdan anlatmak gerektiğini düşünüyoruz:
Saat 17:00 ve 17:30 otobüslerine ücretsiz bineceğini belirten yaklaşık 80 üniversiteli kart basmadan otobüslere binmiştir. Otobüsler yaklaşık 2 saat beklerken otobüsten inenler de olmuştur ve hiç kimse eyleme katılmaya zorlanmamıştır.
Otobüsler beklerken, sivil giyimli şahıslar cep telefonlarıyla fotoğraf çekerken yakalanmıştır. Kimliklerini göstermeyenler EGO yetkilileri olduklarını söylemişlerdir. Okulumuzun güvenlik birimlerine, okul öğrencisi olmadığı söylenen kişilere güvenlik herhangi bir müdahalede bulunmamıştır.
Otobüslerin kontakları açıldığında, şoförlerin ikisine de ısrarla otobüslerin Kızılay'a gidip gitmediği sorulmuş, ve olumlu yanıt alınmıştır. Bunun üzerine dolmuş duraklarındaki öğrencilere de ücretsiz gidilebileceği duyurulmuş ve onların da katılımıyla 99 kişi otobüslere binmiştir. Ancak güzergahlarından farklı olarak otobüsler A4 çıkışına yönelmiştir. Ve çıkışta konuşlanan çevik kuvvet ekiplerinin önünde araçlar durdurulmuştur. Araçların durmasıyla beraber çevik kuvvet ekipleri kapıları tekmelemeye başlamıştır. Bunun üzerine otobüsteki öğrenciler kapıları tutarak girişi engellemiştir. Bu esnada şoförlere kesinlikle en ufak şiddet uygulanmamıştır. Camlardan "polis yetkilileriyle görüşmek istiyoruz" şeklinde seslenilse de, polisler, ses geçirmeyen kapılardan sembolik uyarılar yapmakla yetinmişlerdir.
Ardından çevik kuvvet camları açarak içeri biber gazı sıkmaya başlamıştır ve öğrencileri vahşice gözaltına almıştır. Bu esnada adli tıp raporlarına da yansıyan ciddi darplar oluşmuştur. Karakola gidene kadar polisler tarafından elleri kelepçeli halde dayak atılmıştır. Otobüste öğrencilere zorla mehter marşı ve ilahi dinletilmiştir.
Polis karakolunda sabah saatlerine kadar her türlü hakkımızın kullanılması engellenmiştir. Su ve yemek verilmezken, yakınlarımızı ve avukatlarımızı arama haklarımızın da kullanılmasına izin verilmemiştir.
Eyleme katılan diğer üniversite öğrencileriyle yakın ilişki kuran polis Siyasi öğrencileri göstererek "bunlar sizi kandırdı, gözaltına alınacağınızı biliyorlardı" diyerek öğrencileri kışkırtmaya çalışmıştır. Eğer zorla otobüse bindirildiklerini söylerlerse serbest bırakılacaklarını söylemiştir. Maalesef 2 arkadaşımız polislerden etkilenerek ifadelerinde "zorla otobüse bindirildim" şeklinde beyanda bulunmuştur. Geriye kalan tüm öğrenciler, otobüsün ücretsiz kalktığını görünce otobüse bindiğini ve herhangi bir uyarı yapılmadan polisin saldırdığını, darp ederek gözaltına aldığını ifade etmiştir.
Savcılıktaki ifadelerin de ardından tüm öğrenciler serbest bırakılmıştır. Gözaltında olduğumuz sure içerisinde gerek ODTÜ'de gerek Adliye önünde bizi yalnız bırakmayan ODTÜ'lü arkadaşlarımıza; açıklamalarıyla bize destek veren KESK, Eğitim-Sen, ODTÜ Mezunları Derneği ve Tüketici Hakları Derneği'ne teşekkür ediyoruz.
İnsanca bir ulaşım için mücadeleye devam edeceğimizi kamuoyuna duyuruyoruz.
ODTÜ Öğrencileri.”
Radikal