Günün Haberleri   |   Giriş sayfam yap   |   Favorilere ekle   |   Künye   |   İletişim   |   Sitene haber ekle


 
DOLAR
36,0040
EURO
37,1384
IMKB
9.846,000
ALTIN
3.379,140
 
Hava Durumu ANKARA
-3 / 2 C°
Değiştir
 
     
 
Medya Spot Google
 
 
 Ana Sayfa  Gündem   Ekonomi   Dünya   Yaşam   Medya   Spor   Magazin   Polis Adliye 
 
ÜZMEZ, HANGİ GAZETECİYİ VURDU?
ÜZMEZ, HANGİ GAZETECİYİ VURDU?
 
Taciz olayı ve son günlerdeki skandal açıklamalarıyla gündemden düşmeyen Hüseyin Üzmez'in gururla söylediği 'gazeteci vurmuş adamım' sözlerinin perde arakasını Altan Öymen yazdı. İşte o yazı:
 
2.11.2008 - 12:45

Günün ‘kahraman’ı, Hüseyin Üzmez... Televizyon yayınlarına çıkıyor, gazete manşetlerinde yer alıyor.
Hakkındaki iddiaların zaten suç olmadığını söylüyor. İslamiyet’te çocuklar ‘akıl baliğ’ olur olmaz reşit sayılırmış. Medeni Kanun’daki rüşt yaşı, onu zaten ilgilendirmiyormuş.
Üzmez o arada gazetecileri de azarlıyor.
‘Ben zaten gazeteci vurmuştum’ diye ‘hatırlatma’lar yapıyor.
İşin öteki tarafları (o arada çok ilginç bir ‘adli tıp raporu’), hakkında medyada haberler, yayınlar çok. Ama Hüseyin Üzmez’in hatırlattığı ‘gazeteci vurma’ olayını bilenler az. Yakınımdaki gençler arasından sorular geldi... ‘Kimi vurmuş, niçin vurmuş, nasıl vurmuş?’ diye.
Bu nedenle, o olayı bir de ben hatırlatayım.
Yalman’ı da hatırlayalım
Yıl 1952’ydi. Aylardan Kasım... Olay 22 Kasım gecesi Malatya’da oldu. Vurulan gazeteci, o zamanki Vatan gazetesinin sahibi ve başyazarı Ahmet Emin Yalman’dı.
Önce onu hatırlayalım.
Yalman, zamanının en ünlü ve en aktif gazetecilerindendi. 1888 (Selanik) doğumluydu. Yani, o sırada 64 yaşındaydı.
1910’da İstanbul Hukuk Fakültesi’ni bitirdikten sonra dört yıl ABD’de felsefe okumuştu. Türkiye’ye döndüğünde, Darülfûnun’da (İstanbul Üniversitesi’nde, Ziya Gökalp’ın yanında asistanlık yaptı.
Bir yandan da gazeteciliğinin ilk adımlarını attı. Vakit gazetesinin kurucu ortağı oldu. Orada yazdığı yazılar yüzünden 1920’de İşgal kuvvetlerince Malta’ya sürüldü.
Dönünce, Vatan’ı çıkardı. 1925’te İstiklâl Mahkemesi’ne ifade vermeye çağırılan gazeteciler arasındaydı. Zamanın diğer ünlüleriyle birlikte birkaç hafta gözaltında kaldılar. Yalman hapse mahkûm olmadı. Ama gazetesi Vatan kapatıldı. Kendisi de uzunca bir süre gazeteciliğe devam etme imkânı bulamadı.
Bir süre ticaretle uğraşan Yalman’ın Vatan’ı çıkarması ve yeniden Vatan’da başyazılarına başlaması 1940 yılındadır.
Yalman, çok partili döneme geçildikten sonra, muhalefetteki Demokrat Parti’nin başlıca destekçileri arasındaydı. Bu desteğini Demokrat Parti’nin iktidara geçmesinden sonra da bir süre devam ettirdi.
Fakat daha sonra DP’nin ‘irticai hareketler’e göz yumduğu kanısına vardı. Evvelce hakkında çok övücü yazılar yazdığı Başbakan Adnan Menderes’i de eleştirmeye başladı.
O eleştiriler yüzünden Menderes’le ilişkileri zaman zaman bozuldu.Bazen düzelir gibi oldu, sonra tekrar bozuldu.
1952 Kasım’ında ise, o ilişkiler, ne iyi, ne kötü denilebilecek bir durumdaydı.

‘Dönme’ suçlamaları

Yalman’ın laikliğe aykırı hareketlere karşı takındığı tutuma en şiddetli tepkiler o dönemin ‘dinci basın’ından geliyordu. Necip Fazıl Kısakürek’in Büyük Doğu Dergisi başta olmak üzere Yalman’ı hedef alan yayınlar yapıyorlardı.
Büyük Doğu, olaydan önce, bir günlük gazete hazırlığına girmiş ve yayınını bir süre için durdurmuştu. Ama ‘Büyük Cihat’ gibi dergiler aynı yöndeki yayınlara devam ediyorlardı.
‘Dinci basın’ın yayınlarında Yalman’ın, o zamanlar ‘Selanikli’ veya ‘dönme’ gibi sıfatlarla ifade edilen ‘Sebatayist’ gruplara mensup olduğu, dolayısıyla ‘Yahudilik’le ilişkisi bulunduğu -bazen ima yoluyla, bazen doğrudan doğruya- ileri sürülüyordu.
Ayrıca, onun ‘Mandacılık’ yaptığı, Ermeni yanlısı olduğu, gazetesinde ‘güzellik müsabakası düzenleyip Türk kızlarını teşhir ettiği’ gibi rivayetler ortaya atılıyordu.
Ahmet Emin Yalman ise, tehdit de içeren bu yayınlara pek aldırış etmeden, düşündüğünü yazmaya devam ediyordu.

Malatya postanesinde...

Yalman, başyazılarını yazmasının yanında, gazetesinin başarısı için, bir muhabir gibi çalışmaya da alışmıştı. 1952’nin kasım ayında da Vatan’ın ‘memleket ilaveleri’ adı altında yayınladığı eklere katkıda bulunmak için bir Anadolu gezisine çıkmıştı.
Kasım’ın ikinci yarısında, Elazığ’daydı.
Oradan Malatya’ya geçmişti. Onun Malatya’da olduğu günlerde de, Başbakan Menderes Malatya’ya gelmişti. Partisinin İl Kongresi’ne katılmıştı.
Bir gece sonra Başbakan şerefine verilen yemeğe Yalman da davetliydi. Menderes’in yemek konuşmasını dinleyince, gazeteciliği galip geldi. Konuşmanın bir özetini hemen o gece gazetesine -telefonla- bildirmek için postaneye gitmek istedi.
O zamanlar, tabii, Türkiye’deki telefon imkânları daha emekleme çağında... Bir gazetecinin şehirlerarası telefon bağlantısı kurmasının yolu, postaneye gidip, oradaki memurların başında durarak, o bağlantının kurulacağı zamanı beklemek... O ‘bekleyiş’ de -gününe göre- bazen bir saat sürer, bazen üç saat... Ama işin tek çaresi o... Postaneye gidilecek. Sabredilecek...
Yalman, o amaçla yemekten ayrıldı.
Vatan gazetesinden, onunla birlikte Malatya’ya gelen gazeteci Kemal Aydar’ı buldu. Postaneye gittiler. Memurlara gazetenin telefon numarasını bildirip beklemeye başladılar.
Yalman, o arada yemekte aldığı notları Aydar’a dikte etti. Dikte bitince telefon hâlâ bağlanmamıştı. “Ben biraz yorgunum, gidip uyuyayım. Haberi sen geçersin” dedi. Oteline gitmek üzere, postane binasından çıktı.

‘Elime taş yağıyor sandım’

Yalman’ın oteli, postane binasının önündeki büyük meydanın karşı tarafındaki Malatya Palas Oteli’ydi. Oraya varması en fazla iki dakika sürerdi. Adımlarını o güven içinde atarken, başka bir şey oldu. Bunu, Yalman’ın daha sonra yazdığı anılarından izleyelim:
“Kapıdan çıkar çıkmaz elime taş parçalarının yağdığını fark ettim. Bundan evvel tabancayla vurulmak gibi bir şey başımdan geçmediği için elime mermilerin çarptığını ve bir suikast karşısında bulunduğumu hiç hatıra getirmedim. Karşımda kimse yoktu. Kulağıma silah sesi de gelmemişti. Birtakım münasebetsiz adamların birbirlerine taşlar attıklarını sanarak, elimi meydana doğru uzattım, ‘Artık yeter, bu manasızlığı bırakın’ diye bağırdım.
Bu sırada elimin kanlar içinde olduğunu fark ettim. Karnımdan ve bacaklarımdan aşağı da, sıcak bir şeyler akıyordu.
Bir tehlike karşısında bulunduğumu anladım, telgrafhane önündeki basamakları acele indim, hızla meydanı bir koşuda geçerek otelin kapısına yaklaştım.
Kapının bulunduğu pasajın önünde birtakım insanlar duruyordu. Kendilerine hitap ederek: ‘Taksi, doktor’ diye yardım istedim.

Hiçbiri en küçük bir ilgi göstermedi.

Sonradan anlaşıldığına göre bunlar herhalde fesat şebekesine mensup kimselerdi, cinayeti seyre çıkmışlardı.”
Ahmet Emin Yalman, anılarında tehlikenin büyüklüğünü o zaman fark ettiğini belirtiyor ve şöyle devam ediyor:
“Koşarak onlardan uzaklaştım ve İş Bankası binasına doğru gittim. Bu arada herhalde pek çok kan kaybetmiş olacaktım. Ertesi gün meydanın çeşitli noktalarında görülen kan birikintileri ve elbiselerimi sırılsıklam hale koyan kanlar bunu belli etmişti. Kuvvetim sonuna gelmişti, kendimden geçtim ve yere serildim.”
Yalman’ın kendinden geçtikten sonra yerden alınıp bir otomobile bindirilerek hastaneye yetiştirilmesi bir şoför sayesinde oluyor.
Hastanede doktorlar, bir ara nabzının durmasından endişe ediyorlar... Ama sonra tehlike atlatılıyor.
Polis ise, Başbakan Adnan Menderes’in de sık sık bilgi edinmek istediği yoğun bir arama ve soruşturma faaliyetine geçiyor. Ama sonuç birdenbire alınmıyor.
Hüseyin Üzmez’in fail olarak saptanması ve aranması, olay yerine yakın bir yerdeki bisikletin sahibinin bulunmasıyla mümkün oluyor.
O bölümü ve olayın diğer bazı ilginç yanlarını bundan sonraki (salı günkü) yazıda anlatacağım.



Arkadaşına Gönder   Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
  Toplam yorum 0   Onay bekleyen 0  


Yorumunuz editörlerimiz tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

  Bu kategorideki diğer haberler


"AYDIN DOĞAN ÖRGÜ ÖRELİM DİYE MAAŞ VERMİYOR BİZE"!...

CANLI YAYINDA ÖDÜ KOPAN SPİKER!

SÜBYANCI ÜZMEZ, VAKİT"TE YAZI YAZACAK MI?
»  AZERBAYCAN'DAN TRT'YE AMBARGO
»  CNN TÜRK"TE DEPREM
»  BAŞBAKAN, GAZETECİ DÖVDÜ
»  ALTAYLI'YA CANLI YAYIN ŞOKU
»  LEMAN, FETULLAH GÜLEN FORMÜLÜNÜ KAPAK YAPTI
»  BBC RADYO'DA MÜSTEHCEN ŞAKA SKANDALI
»  "BEN GAZETECİ VURMUŞ ADAMIM"
»  TARAF, CUMHURİYET BAYRAMINI YOK SAYDI
»  "RTÜK BABANIN MALI MI"
»  ALMAN HÜKÜMETİNDEN ŞOK ROJ TVAÇIKLAMASI
»  350 GAZETECİYİ İŞTEN ATTI, AKŞAM'I BATINDI, KENDİNİ KURTARDI
»  İFTİRACI ZAMAN,YENİŞAFAK VE BUGÜN'E KINAMA VERİLDİ.
»  TRT'DE KÜFÜR SKANDALI
»  AYDIN DOĞAN'IN KANALLARINI KAPATMA TEHDİDİ
»  TGS'DEN AKŞAM'DAN ATILANLARA HUKUKÇU DESTEĞİ
»  GAZETECİLER'DEN SHERATON PROTESTOSU
»  ILICAKLAR'DA DÜĞÜN HEYECANI
»  PMD’DEN “SHERATON’DA GÜVENLİK ZORBALIĞI”NA KINAMA
»  VATAN'IN KÖŞE YAZARI KALEMİNİ SATTIĞINI AÇIKLADI!
»  GAZETECİYE GÜVENLİKÇİ TERÖRÜ
»  TARİHİN EN BÜYÜK MEDYA KIYIMI
 
  ÇOK OKUNANLAR
  YAZARLAR

 
EMİN VAROL
 
GAZETEC? ACI S?YLER !

 
Ercan Deva
 
Hatalar Zinciri ve Ortak Akıl

 
MURAT ŞAHİN
 
Matematik Ucuzlugu

 
Cahit Saraçoğlu
 
100 Milyar Liralık Destek Alacaklar
  ÇOK YORUMLANANLAR
  ANKET
Ekrem İmamoğlu CHP Genel Başkanı Olmalı mı?
Evet
Hayır
İlgilenmiyorum
 Sonuçları göster   
 
 
RSS

Add to Google
Medya Spot'ta yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz.  Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Medya Spot sorumlu tutulamaz.