İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Avrupa başkentlerinin İsrail’in Gazze’ye saldırılarına karşı yeterince tepki göstermediğini söyledi. Avrupa Birliği'nin göçmen politikalarını da eleştiren İmamoğlu, Avrupa’nın insani değerleri farklı coğrafyalarda tutarlı şekilde savunmadığını ifade etti.
Salı günü Haliç Kongre Merkezi’nde, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı İmamoğlu’nun ev sahipliğinde 9 Mayıs Avrupa Günü için erken bir kutlama düzenlendi. Kutlamaya çok sayıda AB ülkesinin temsilcileri, iş ve siyaset dünyasından isimler ve medya mensupları katıldı.
Törenin başlangıcında Türkiye’nin de üyesi olduğu Avrupa Konseyi’nin ve aday ülke olduğu Avrupa Birliği’nin resmi marşı olan Ludwig van Beethoven’ın Ode to Joy bestesi de çalındı.
Kutlamada bir konuşma yapan İmamoğlu, Avrupa ülkelerinin Gazze politikası konusunda eleştirilerde bulundu.
“Avrupa’daki mevcut hükümetlerin Gazze’de yaşananlara verdikleri, daha doğrusu veremedikleri cevap da, Avrupa’nın insani değerlerinin farklı coğrafyalarda tutarlı bir şekilde savunulamadığı anlamına geliyor” diyen İmamoğlu, “Aralarında kadınların ve çocukların bulunduğu on binlerce masum Filistinli’nin tüm dünyanın gözlerinin önünde katledilmesinin daha yüksek bir sesle eleştirilmesi ve kınanması gerekmez mi?” diye konuştu.
Bazı Avrupa ülkelerinde Filistin yanlısı protestoculara yapılan müdahalelere değinerek sözlerine devam eden İmamoğlu, “Bazı hükümetler bırakın kendileri bunu yapmayı, bunu yapan vatandaşlarının toplantı ve gösteri haklarını, ifade özgürlüklerini kısıtlama yoluna gidiyor. Bu ise Avrupa’nın demokratik değerler üzerinde yükselen evrensel bir barış projesi olma niteliğinin sorgulanmasına yol açıyor. Bizim gibi, Avrupa idealini önemseyen insanları endişelendiren en önemli konulardan birisi budur” ifadelerini kullandı.
Batı başkentlerini İsrail’e karşı daha sert tepki göstermeye çağıran İmamoğlu şöyle konuştu:
"İsrail’in dün (Pazartesi) ateşkes teklifini reddederek, 1.5 milyon Filistinlinin sığındığı Refah kentine askeri harekat başlatmasını da yine izlemekle mi yetineceğiz? Avrupa’yı ve insani değerlere önem veren tüm ülkeleri bu vahşete dur demeye çağırıyorum. Gazze’de olanlar insanlık tarihinde kara bir leke haline gelmiştir. Buna daha fazla izin verilmemelidir. "
“AB, göçmenleri Türkiye gibi ülkelerde tutmayı politika haline getirmiştir”
İmamoğlu, Avrupa’nın göçmenlere yönelik politikaları hakkında da eleştirilerde bulundu.
Avrupa’nın kendini demokratik ideallerin muhafızı olarak konumlandırdığına dikkati çeken İmamoğlu, “Avrupa, bu değerleri tutarlı bir biçimde savunduğunu samimiyetle söyleyebilir mi?” diye sordu.
Avrupa başkentlerinin göçmenleri Türkiye gibi AB’ye sınırdaş ülkelerde tutmayı bir politika haline getirdiğini söyleyen İmamoğlu, şöyle devam etti:
“Bu durum mülteci meselesinin popülist ve yabancı düşmanı siyasi söylemlerde kullanılmasına zemin hazırlıyor ve sağ otoriterlik Avrupa’da güçleniyor. Oysa, Türkiye ve İstanbul, dünyada en çok sığınmacıya ev sahipliği yapan ülke ve şehirlerin başında geliyor. Buna rağmen, Türkiye’de demokratların güçlenmesi önemlidir.”
“AB’nin demokratik bir Türkiye’yi kucaklaması gerektiğini fark etmesi elzemdir”
İmamoğlu konuşmasında, Avrupa’nın kendi demokratik sorunlarıyla mücadele ederken Türkiye’nin rolünü sıklıkla göz ardı ettiğini söyledi.
“AB’nin, ‘önce Avrupa’ vizyonunun demokratik bir Türkiye’yi kucaklaması gerektiğini fark etmesi elzemdir” diye konuşan İmamoğlu, şöyle devam etti:
"Avrupa’ya yönelik varoluşsal tehditlerle mücadele, Türkiye’yi de içeren kapsayıcı bir yaklaşımı gerektirmektedir.
Cumhuriyet Halk Partisi olarak biz, Türkiye’yi her zaman Avrupa’nın ayrılmaz bir parçası olarak gördük ve kendimizi Avrupa meseleleri ve çözümlerinin paydaşı olarak konumlandırdık. İddiamız şudur: Birleşik ve demokratik bir Avrupa, Türkiye’nin katılımı olmadan gerçekleştirilemez.
Bu nedenle, Avrupa Birliği’nin genişleme politikaları tartışılırken Türkiye’nin adının geçmemesi, 60 yıldır süregelen ortaklık ilişkisinin ve 20 yılı aşkındır devam eden üyelik sürecinin yok sayılması kabul edilemez.
İstanbul’un karbon-nötr bir şehir olması ve iklim değişikliğine adaptasyon programı gibi Avrupa Birliği ile beraber başarılı projelere de imza attık. Fakat bunlar yeterli değil. Önümüzdeki dönemde, Avrupa Birliği’nin yerel yönetimlerle daha yakın çalışmasını ve etkisi halkımız tarafından da hissedilebilen projeleri birlikte hayata geçirebilmeyi hedeflemeliyiz. “
“Mart 2024 yerel seçimleri Türkiye’deki demokratik gerilemeye son verdi”
Konuşmasında CHP’nin 46 yıl sonra sandıktan birinci parti çıktığı ve kendisinin de tekrar İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçildiği 31 Mart yerel seçimlerine de değinen İmamoğlu, “Mart 2024 yerel seçim sonuçları Türkiye’deki demokratik gerilemeye son verdi. Seçmen muhalefeti güçlendirerek, siyaset zeminindeki meşruiyeti yeniden dağıttı” dedi.
İmamoğlu 31 Mart sonuçlarının Türk halkının demokratik değerlere olan bağlılığını gösterdiği değerlendirmesinde bulundu.
İmamoğlu, "Bu siyasi zeminde CHP, liyakatli adaylarla halkın karşısına çıktı ve ülke genelinde her kesimden 3,5 milyondan fazla yeni seçmen kazandı. Bugün Türkiye nüfusunun yüzde 65’inden fazlasını ve ekonomisinin neredeyse yüzde 80’ini oluşturan belediyeleri sosyal demokrat belediye başkanları yönetiyor. CHP, Türk siyasetinin yeni ağırlık merkezi haline geldi" dedi.