İmamoğlu’nun konuşmasının satır başları:
İstanbul tarihin en büyük kentlerinden biri, o sorumlulukla bu göreve sahip olmak büyük onur. Bir yandan da heyecan duyuyorum. Günün sonunda büyük bir kitle toplandı. Her kesimden insan toplandı. Otobüsten bakınca insanların beklentilerini görebiliyordum. Allah korudu biraz sıkışma, çekişme ile mazbatamızı aldık. Günün sonunda tabii orada büyük bir kitle toplandı. İnsanların oraya akarak gelmesi, her kesimden insan vardı. Otobüsten aşağı baktığımda sevgilerini, coşkularını, beklentilerini hissedebiliyorsunuz. Anadolu Efes’in maçına söz vermiştim. Dediler ne yapacağız? Dedim yok, söz verdik önceden. Anadolu Efes’e hayranlığım bir başkadır. Altyapıları, tarzı… Gittik çok güzel bir maç oldu
Sonra eve geçtik. Annem, babam geldi. Tabii kızım sitem yaptı. “Bir oğlum burada, iki çocuğum evde” demiştim. ‘Çocuklarıma söz veriyorum’ demiştim. Eve girdim, ortanca oğlum hemen sarıldı, esprili bir çocuktur. O 7 yaşındaki kızım tabii, “Bir oğlunuz yanında, iki çocuğunuz evde öyle mi?” dedi. Sırtını döndü. Aaa, çok dayanamadı tabii. Sarıldı sonra
‘Hukuk üstündür, insanlığın nefesidir. Adaletin bittiği yerde, insan nefes alamaz’
Hukuk üstündür, insanlığın nefesidir. Adaletin bittiği yerde, insan nefes alamaz.Sokaktaki sokak hayvanından tutun da doğaya karşı insanların birbirine karşı diyaloglarına karşı… Hukuk çok derin bir mesele. İlla yazılı olan hukuktan bahsetmiyorum.
‘Benim hiçbir engelim yok’
Benim önümde Cumhurbaşkanıyla görüşmek için herhangi bir engel yok. Biz Erdoğan’la akraba değiliz. Bir insan göreve geldiğinden itibaren elini sıkmayacağım insan yoktur. Ben mazbatamı aldım artık kişisel işlerin adamı değil. Benim hiçbir engelim yok.
‘Azınlık: Böyle bir tarif olabilir mi?’
Ben bir kelimenin bu ülkenin gündeminden kalkmasını istiyorum: Azınlık. Böyle bir tarif olabilir mi? Hepimiz 16 milyonun bir parçasıyız.Seçimle ilgili teminat verenlerin, seçimden sonra neler söylediğini de duyuyoruz. Hep söyledim, “Hakkımı yedirtmem, kimsenin de hakkını yemem.”Katılımcılık benim işimi kolaylaştıracak. Mutlak katılımcılık, mutlak şeffaflık. Belli bir zümre kaybetmenin de seçimin bir parçası olduğunu unuttu. Hem sınıflandırmak, hem kutuplaştırmak hem ayrıştırmak. Alevi, Kürt, Sünni… Saymak bile bölmektir. Tabi ki Kürt vatandaşımın oyunu alacağım, ayrı bir yere koymak yerine bir bütünün parçası olmak gerektiğini düşünüyorum.
‘Seçimi kaybetmenin, kazanmak kadar doğal olduğunu unutuyorlar’
Bir dönem Anadolu Ajansı (AA) Genel Müdürlüğü görevini de yürüten Kemal Öztürk’ün ‘İmamoğlu, ‘seçim kazanan başkan' olacaktı, şimdi ‘zafer kazanan lider' konumuna geldi. Bunun sebebi de Ak Parti içindeki kifayetsiz bir kliğin ve ona destek veren bir kısım medyanın akla zarar tutumudur” ifadesini değerlendiren İmamoğlu,’Tabii ben kendi siyasi kurumları hakkında yorum yapmak istemem ama yanlış yapıyorlar. Seçimi kaybetmenin, kazanmak kadar doğal olduğunu unutuyorlar. Lütfen ilgililer, parti süreçleriyle ilgili değerlendirmelerini yapsınlar. Bu AK Parti’ye de zarar veriyor’ dedi.
‘Aylık öğrenci kartı 50 TL olacak’
İmamoğlu, Küçükkaya’nın “Vaatlerinizden biri de aylık öğrenci kartı ücretinin 50 TL’ye düşürülmesiydi” ifadesi üzerine, “Evet, ilk işimiz bu olacak zaten” dedi.
‘İnsanlar bizi sevdi’
Ben insanlara sevgiyi, saygıyı hatırlatmaya çalıştım. İnsanlar benden neden nefret etsin? Gerçekleri anlatmak, gerçek ihtiyaçlardan konuşmak bizi öne çıkardı. Çocukları iyi eğitmek, çevre seferberliği, gereksiz kornaya basmamak, çağdaş olmak, birbirine saygı duymak… Biz bu gerçekleri konuştuğumuz için insanlar bizi sevdi
‘Gelmiş’
İmamoğlu, seçim çalışmaları sırasında bir çocuğun kendisine “Ekrem ağabey, her şey güzel olacak ağabey” diye bağırdığını hatırlattı. İmamoğlu, Küçükkaya’ya yönelik olarak “Dün ne oldu biliyor musunuz İsmail Bey? Bir çocuk vardı, ‘Her şey güzel olacak abi’ demişti. Hemen bir slogan oldu ya. Dün kalabalıkta o çocuğu gördüm ya. Gelmiş” dedi.
Hayalini açıkladı
Benim hayalim gelmiş geçmiş en demokrat belediye başkanı olmak. Ben çocuklarımızın hayallerini bu şehirde üretmek için çalışacağım.
‘Medipol Başakşehir’e destek olacak mısınız?’
Ben İstanbul’da belediye başkanıyım. Dünyanın en şanslı adamıyım. 1903’te kurulmuş Beşiktaş var, 1905’te kurulmuş Galatasaray var, 1907’de kurulmuş Fenerbahçe var. Öyle işler yaparız ki biz. Benim işim spor kulübü yaratmak değil