Günün Haberleri   |   Giriş sayfam yap   |   Favorilere ekle   |   Künye   |   İletişim   |   Sitene haber ekle


 
DOLAR
34,3574
EURO
36,5574
IMKB
9.296,000
ALTIN
2.884,760
 
Hava Durumu ANKARA
19 / 28 C°
Değiştir
 
     
 
Medya Spot Google
 
 
 Ana Sayfa  Gündem   Ekonomi   Dünya   Yaşam   Medya   Spor   Magazin   Polis Adliye 
 
İŞTE SKANDAL RAPORUN PERDE ARKASI
İŞTE SKANDAL RAPORUN PERDE ARKASI
 
Vakit gazetesi yazarı Hüseyin Üzmez’in cinsel istismarına maruz kaldığı belirtilen 14 yaşındaki B.Ç.’nin ‘beden ve ruh sağlığıyla’ ilgili Adli Tıp raporunda hem davanın seyri hem de küçük kızın bu süreçte nasıl bir ruh halinde olduğu ayrıntılarıyla anlatılıyor
 
31.10.2008 - 02:06
Hüseyin Üzmez davasında, ‘Ruh sağlığı bozulmamış’ denilen B.Ç anlatıyor: Her gün ağlıyorum, akşam odamda ağlıyorum. ‘Şikâyetçi misin’ diye sorulduğunda, ‘Değilim, şikâyetçi olursam annem de çıkmaz belki diye düşünüyorum...’

Vakit gazetesi yazarı Hüseyin Üzmez’in cinsel istismarına maruz kaldığı belirtilen 14 yaşındaki B.Ç.’nin ‘beden ve ruh sağlığıyla’ ilgili Adli Tıp raporunda hem davanın seyri hem de küçük kızın bu süreçte nasıl bir ruh halinde olduğu ayrıntılarıyla anlatılıyor. 19 sayfalık raporda olayın gelişimi ve küçük kızın yaşadığı travma ayrıntılarıyla anlatıldıktan sonra ‘B.Ç.’nin ruh ve beden sağlığının bozulmadığı’ öne sürülüyor.

Telefona takılan sözler

Tartışma yaratan raporda dosyanın kısa gelişimi şöyle özetleniyor:

Rapora göre, olay anne Livaze Ç.’nin yaşı küçük çocukları erkeklere pazarladığı, eşinin de kendisine yardım ettiği yönündeki bir ihbar üzerine başlatılan soruşturmayla ortaya çıktı. Polis her ikisinin de cep telefonunu izlemeye aldı. Bir konuşmada arayan Hüseyin Üzmez’di. Anneye küçük B.’yi sordu ve “Hasta” cevabını alınca, “İnşallah aybaşı hali değildir” diye sordu. Sonra da telefona küçük kızı alıp şöyle dedi: “Kan, adet halinde misin. Bugün gelecektim, öyle hasta olduğuna göre niye geleyim oraya kadar. ... Hele iyileş de öbür hafta şey ederiz.”

Bu telefondan sonra polis aileyi ve Üzmez’i takibe aldı. Üzmez 24 Nisan’da kız ve annesiyle birlikte Mudanya’da Hasanbey Mahallesi’nde bir eve geldi. Anne 10 - 15 dakika sonra evden çıktı. Üzmez’le küçük kız evde yalnız kaldı. Daha sonra çay bahçesine gidildi. Polis burada ortaya çıktı ve anneyle Üzmez’i yakaladı. Bu sırada küçük kız görevlilere Üzmez’in zorlamasıyla cinsel ilişki olduğunu söyledi.

‘Bakire, fiili livata yok’

Soruşturma sürerken gelen raporda, herhangi bir darp cebir izi bulunmadığı, fiili livata bulgusuna rastlanmadığı ve mağdurenin bakire olduğu belirtildi.

Bu arada küçük kızın ifadelerinde olayın ne kadar vahim olduğu daha net anlaşılıyordu. Üzmez’in dedesinin arkadaşı olduğunu, ailesine para yardımında bulunduğunu, kış mevsiminde annesiyle Üzmez’in İstanbul’daki evine gittiklerinde Üzmez’in annesine para çekme kartını verdiğini annesinin para çektiğini anlattı. B.’nin anlatımına göre, Üzmez daha önce başka bir kızı sapıkların elinden kurtardığını söyledi ve B.Ç.’yi ikna etmek için “Benim yaptıklarım sana örnek olsun, ders olsun. Sana bundan sonra kötü birşey yapmasınlar” dedi. Küçük kız bu durumu annesine söylemesine karşın, annesinin Üzmez’in kendilerine Mudanya’da ev tutacağını, kendilerinin rahata kavuşacağını söyledi.

Annesi küçük kızdan sabırlı olmasını istedi. Küçük kız Mudanya’da uğradığı bir tacizde de Üzmez’in gögüslerini ellediğini, alt tarafındaki çamaşırları çıkardığını, kendisine dokunduğunu ve yaşlı adamdan bir sıvı geldiğini anlattı. Savcılıkta verdiği ifadesinde Üzmez’den şikâyetçi olduğu ve uzlaşmak istemediğini de söyledi.

Anne Livaze Ç. ise ifadesinde Üzmez’le cinsel ilişkisi olduğunu, kızının durumunu Üzmez’e sorduğunda adamın bunu reddettiğini söyledi. Anne tüyler ürperten ifadesinde, Üzmez’in kızıyla olduğu zaman erkekliği uyanmadığı için kızına zarar vermeyeceğini düşündüğünü anlattı.

Soruşturma kapsamında tutuklanan Üzmez de ifadesinde, aileye maddi yardımda bulunduğunu kabul etti. Olay günü Mudanya’daki evinde yaşananların doğru olabileceğini söyleyen Üzmez, bunların küçük kızın rızasıyla yaşandığını öne sürdü. Kıza dokunduğunu ancak cinsel birleşmenin olmadığını belirten Üzmez, çamaşırlarını kızın kendisinin çıkardığını iddia etti. Ve dahası Üzmez, kendisini kıza annenin yönlendirdiğini ve kızla evlenmeyi düşündüğü için söz konusu eylemleri gerçekleştirdiğini söyledi.

‘Sessizce ağlıyor...’ Soruşturma sürerken, B.Ç., Sosyal Hizlerler Çocuk Esirgeme Kurumu’na yerleştirilmesine karar verildi. Daha sonra da kızın maruz kaldığı zincirleme cinsel saldırı suçu sonrasında beden ve ruh sağlığının bozulup bozulmadığı yönünde rapor alınması için Uludağ Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürlüğü Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanlığı’na sevk edildi. Ana bilim dalında görevli Hüseyin Uslu ve Yeşim Taneli’yle bir görüşme yaptı. Bu görüşmede yaşadığı tacizi anlattı.

“Polislerin gelmesi iyi mi oldu, kötü mü” sorusuna bir süre cevap vermedi. Sonra “Kötü oldu, ailemden ayrıldım” dedi. Doktorlar muameye sonunda, “.. yurdun zorluğu ve aile özlemiyle ilgili temalar mevcut, intihar düşüncesinin olduğu, hasta huzursuz, üzgün görünümde, gözleri kızarık, tarihi söylerken zorlanıyor..”

Haziran ayındaki görüşmeyle ilgili bulgularsa şöyleydi: “.. Sessizce, gözyaşı dökmeden ağlıyor.. ‘Bunları anlatmaktan sıkıldım, çok ifade verdim’... ‘Sıkıldım ne demek’ diye sorulduğunda ‘Annemi göremiyorum..’ diyor. Ağlıyor, yere bakıyor, kâğıt mendil elinde paramparça top olmuş durumda. .. Her gün ağlıyorum, genelde akşam olduğunda odamda ağlıyorum.. ‘Şikâyetçi misin’ diye sorulduğunda, ‘Değilim, şikâyetçi olursam annem de çıkmaz belki diye düşünüyorum’ diyor.”

Görüşme sırasında kıza ‘Sen hâkim olsan nasıl karar verirsin’ diye sorulunca da şu yanıtı veriyor: “‘Kızı çıkarttırırım yurttan, sıkılıyor, orada rahat değil. Anneyi de çıkartırım, suçlu, suçsuz. Hiçbir kızın annesinden ayrılmaması gerektiğini düşünüyorum. .. Adamın cezasını veririm... Altı ya da yedi yıl. Sekiz yıl verirdim. Hem iki aileden uzak tutması hem de bir kendi cezası diye..”

‘İnkâr’ böyle başlıyor

B.Ç, görüşmelerde ‘annesinin kendisi yüzünden tutuklandığını’ söylüyor. Yazdığı bir yazı: “Bu olayın olmadığına eminim. Çünkü yalan söylemek zorunda kaldım. Annemi de Üzmez’i de ben hapse attım. Böyle bir şey olmadı...” Küçük kızın durumuyla ilgili değerlendirme ise şöyle: “Patalojik düzeyde anksiyete ve depresyon, ailesinden ayrılmış olmaktan dolayı üzgün olduğu, aile bütünlüğünün sürdürülememesinden kendisini sorumlu tuttuğu, annesini özlediği.. bu durumda kendisinde var olan patalojik düzeydeki anksiyete ve depresyonun hangi olayla bağlantılı olduğunun kesin olarak belirtilemeyeceği, ifadesini aile bütünlüğünün tekrar sağlanabilmesi için değiştirmiş olmasının ihtimal dahilinde olduğu..”

Ve sonuç

Kurumun 6. Adli Tıp İhtisas Kurulu 19 Eylül’de muayene kaydı hazırdı ve lise bir öğrencisi beden ve ruh sağlığını bozacak mahiyet ve derecede patalojik araz tespit edilemediğini’ belirtti. Uludağ Üniversitesi’nin raporu ve soruşturma sırasında verilen ifadeler bir arada değerlendirildi.

Sonuç olan Adli Tıp’tan şu karar çıktı:

“B.Ç.’nin kurulumuzca 19 Eylül’de yapılan muayenesinde mağduresi bulunduğu olaydan kaynaklanmış beden ve ruh sağlığını bozacak mahiyet ve derecede patalojik araz tespit edilmediği, Uludağ Üniversitesi’nin 19 Haziran’da düzenlenmiş raporunda ‘hangi olaya bağlı olduğu kesin olarak belirtilemeyeceği bildirilen patolojik düzeydeki anksiyete ve depresyon olarak tarif edilen ruhsal durumunda kurulumuzun 19 Eylül’deki muayenesinde zail (yok olan) olduğundan B.Ç.’nin ruh ve beden sağlığının bozulmadığı oy birliği ile mütalaa olunur.”
Olağan şüpheliler Üzmez’in nefsi ve şeytan 26 Nisan: Hüseyin Üzmez ‘cinsel istismar’la, 14 yaşındaki mağdur B.Ç.’nin annesi de ‘kızını bu ilişkiye zorlamak suçundan tutuklandı. B.Ç koruma altına alındı. 14 yaşındaki B.Ç., Asayiş Şube Müdürlüğü Ahlak Büro Amirliği’nde alınan ifadesinde hem elle hem de oral yolla tacize uğradığını anlattı. Operasyonun Üzmez ile anne L.Ç arasındaki telefon görüşmelerine dayandığı öğrenildi.
Beş ay sonra, 17 Eylül: Bursa 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde ilk duruşma görüldü. B.Ç ile babası önceki ifadelerini çekip Üzmez’den şikâyetçi olmadıklarını söyledi. Mahkeme Adli Tıp raporu istedi.
Altı ay sonra, 28 Ekim: Beklenen Adli Tıp Raporu, 22 Eylül’de bitti, ikinci duruşmadan bir gün önce mahkemeye yetişti. Üzmez ve mağdurun annesi L.Ç. altı ay sonunda da tahliye oldu. Üzmez hapishane çıkışı, “Hapiste sanki Hac’da gibi yaşadım. Aile ile aynı samimiyette görüşmeye devam edeceğim. Benim düşmanım şeytan, düşmanım nefsim. En çok kendi nefsime ve şeytana kırgınım” dedi.

Adli Tıpçılar: Rapor eksik, en önemli bulgu atlanmış
İSTANBUL - Adli Tıpçılardan ‘Küçük yaştaki kıza cinsel istismar’ suçundan tutuklanan Vakit yazarı Hüseyin Üzmez’i serbest bırakan rapora itiraz yağdı:
‘Taciz kızın beden ve ruh sağlığını bozmamış’ diyen raporda çocuk psikiyatristinin imzası yok, muayene Adli Tıp uzmanları tarafından psikolojik testlerle desteklenmemiş, sağlıklı sonuç için rapor olayın üzerinden altı ay geçtikten sonra hazırlanmalıydı.

‘Vücudu sevmiyorum’ diyor...

Eski Adli Tıp Kurumu Başkanı Oğuz Polat: Rapor eksik ve yetersiz. Raporu veren kurul, benim başkanlığım döneminde sadece çocuk olgularına bakmak için kuruldu. Çocuktaki ruhsal travma dediğimiz zaman bir erken, bir geç dönem travmalara bakıyoruz. Bazı olgularda ilk dönemde gözükmememsine karşın daha sonra da travma ortaya çıkabiliyor. O yüzden de olayın üzerinden en az altı ay geçmeden kesin bir şey söylememek gerekiyor. Bu bilimsel bir kural.
(Radorda) Ne psikolojik rapor sonuçları, ne psikolojik testleriniz var. Çocuk pskiyatristi yok, pedagog, psikolog yok. Bunların yapması gereken psikolojik testler yok. Rapor yazarken de bazı şeyleri atlıyorsunuz. Bizim cinsel istismara uğramış çocuklarda en sık rastladığımız bulgulardan biririni söylüyor çocuk. ‘Vücudumu sevmiyorum’ diyor. Kendisini suçlamak söz konusu. Travma içinde olduğunu gösteren bundan daha açık bulguya ihtiyacınız yok. Rapordaki gibi bu tip muayene sonuçları muhakkak testlerle desteklenmeli. İyi niyetli konuşacak olursak eksik ve yetersiz bir rapor.

Mahkeme ortamında ‘muayene’!
İ.Ü. Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Şebnem Korur Fincancı: Raporu hazırlayan kurulda çocuk psikiyatristinin olmaması çok ciddi bir sorun. Çocuğa uygun muayene ortamı ve ona uygun testler gerekiyor. Dolayısıyla bu değerlendirme tabii ki eksik. Her ne kadar o kuruldaki psikiyatri uzmanı erişkin ve çocuk psikiyatrisi ayrılmadan önce uzmanlığını almış olsa ve mevzuata göre her ikisini de yapabilir durumda olsa da, etik olarak yapmaması gerekir. Muayene ortamının uygun olmadığını zaten biliyoruz. Orası bir kurul. Bütünü hekimlerin birarada oturduğu bir yerde sanki mahkemeye çıkmış gibi gözleniyor. Çocuğun anksiyetesi istismardan mı aileden ayrı kalmasından mı diye tartışılıyor ama anksiyete oraya girmekten bile kaynaklanmış olabilir. Cinsel istismara maruz kalan çocuklarda, cinsel davranış bozuklukları, yaşına uygun olmayan cinsel bilgiler ve yaşına uygun olmayan cinsel davranışlar olur. Bunlar da ancak gözlemlerle, muayene sırasında oyun yöntemleriyle değerlendirilebilecek şeylerdir. Bu raporun yeterli olduğunu söyleyebilmek doğru değil, tıp biriminin ilkelerine uygun olmayan bir rapor.”

Maltepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç.Dr. Peykan Gökalp: Böyle bir tecavüz ya da istismar durumunda ruh ve beden sağlığının bozulmamış olması çok zordur. Tecavüz ve istismar, erişkin yaşta da travmadır. Çocukluk çağında ise o yıllarda da ilerde de kişilikleri üstünde birtakım etkiler yapacak travma yaratır. Dolayısıyla böyle bir durum karşısında ‘Kesinlikle bozmamıştır’ diye bir karar vermek çok zordur. (Radikal)


Arkadaşına Gönder   Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
  Toplam yorum 0   Onay bekleyen 0  


Yorumunuz editörlerimiz tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

  Bu kategorideki diğer haberler


BAYKAL, CAN DÜNDAR'A ŞAŞIRDI

DOLAR'IN SALTANATI BİTTİ

FETULLAH GÜLEN OBAMA'CI MI MI MCCAİN'Cİ Mİ?
»  ERDOĞAN'DANMUMCU'NUN MAAŞINA HACİZ
»  PİLOT YOLA İNİNCE VATANDAŞA UÇAĞI İTTİRDİ
»  ANITKABİR'DE ZİYARETÇİ PATLAMASI
»  ÇUBUKÇU'DAN CİNSEL İSTİSMAR'A İTİRAZ
»  AZERBAYCAN'DA SOYADI DEVRİMİ
»  ANKARA'DA CUMHURİYET RESEPSİYONU
»  PAMUKOĞLU, "DAĞLARI 365 GÜNDE TERTEMİZ YAPARIZ"
»  İSTANBUL BOĞAZI BU GECE IŞIL IŞILDI
»  "YOUTUBE,TÜRKİYE İÇİN ÜRETMELİ"
»  PKK GÖSTERİCİLERİNİN AİLELERİNE CEZA YAĞIYOR
»  ÇUBUKÇU'DAN ÜZMEZ'İ KURTARMA RAPORUNA İTİRAZ
»  SEVİGEN:"YENİŞAFAK'LA YARGIDA HESAPLAŞACAĞIZ"
»  BAYKAL, ELEŞTİRİYE CEVAP VERDİ
»  KÜÇÜK GÖĞÜSLÜ SÜRÜCÜLERE ARABA KULLANMA YASAĞI
»  SAPIKLIK YASAL HALE Mİ GETİRİLİYOR?
»  ÖĞRETMENLERE 5 YIL ZORUNLU DOĞU HİZMETİ GELİYOR
»  CHP'Lİ ŞAŞKIN VEKİL
»  TURKCELL, MUSTAFA'YA SPONSOR OLMAKTAN NİYE VAZGEÇMİŞ?
»  CUMHURBAŞKANI GÜL'DEN 29 EKİM RESEPSİYONU
»  VALİ COŞ'UN MİLLETVEKİLİ'NDEN İNTİKAMI
»  YENİ YENİ UYANAN MHP'DEN DTP'YE SERT TEPKİ
 
  ÇOK OKUNANLAR
  YAZARLAR

 
EMİN VAROL
 
GAZETEC? ACI S?YLER !

 
Ercan Deva
 
Hatalar Zinciri ve Ortak Akıl

 
MURAT ŞAHİN
 
Matematik Ucuzlugu

 
Cahit Saraçoğlu
 
100 Milyar Liralık Destek Alacaklar
  ÇOK YORUMLANANLAR
  ANKET
Cumhurbaşkanlığı Seçimerinde Kim Kazanır?
Recep Tayyip Erdoğan
Kemal Kılıçdaroğlu
Muharrem İnce
Diğer
 Sonuçları göster   
 
 
RSS

Add to Google
Medya Spot'ta yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz.  Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Medya Spot sorumlu tutulamaz.