Manisa'da kış saati uygulamasının geçilmesiyle birlikte,  kentte bazı değişiklikler yapıldı.

Göze çarpan en büyük değişim ise, Manisa Valiliğinde yaşanıyor. Tasarrufçu kimliği ile tanınan Manisa Valisi Refik Arslan Öztürk, göreve geldiğinde öncelikle koruma polislerinin sayısını azalttı, Daha sonra yakıttan tasarruf etmek için makam arabası yerine valiliğe ait sivil aracı tercih etti. Mesai saatlerinin değişmesi ile birlikte, personele elektrik ışıkları,  klimaların çalışma saatleri konusunda yeni düzenlemeler getirdi.

Öztürk, kullanılan kâğıttan, içilen çaya kadar her şeyin hesabını yaparak, “Ben tasarrufun kralını yaparım” diyor.

O bir vali, ama tavırları ve yaptıklarıyla ‘sıra dışı bir vali’ sıfatını hak ediyor. Yaptıklarıyla rahmetli Vali Recep Yazıcıoğlu’nu hatırlatıyor. Manisa Valisi Refik Arslan Öztürk, 1977 yılında memuriyet hayatına ilk başladığı kente tam otuz yıl sonra vali olarak döndü. Tutumlu bir yönetici olan Öztürk, kamu kaynaklarının verimli kullanılması ve yanlış yatırımları cesurca tenkit etmesi ile tanınıyor. Görev yaptığı ilin sorunları ile ilgili bir toplantıya giderken dahi makam arabası yerine valiliğe ait sivil aracı tercih eden Öztürk, meslek hayatı boyunca çalışma odasında gündüzleri hiç aydınlatma lambalarını yakmadığını ve en yüksek sıcaklıkların yaşandığı dönemde bile klimaları açmadığını söylüyor.

Manisa’da göreve başladıktan birkaç gün sonra kalp rahatsızlığı geçiren Vali Refik Arslan Öztürk, ameliyat olduğu için rapor alarak görevinden iki ay uzak kalmıştı. İyileşir iyileşmez görevinin başına dönen Vali Öztürk, “İki ay görevden uzak kaldım. Bunun üzerine bir de yıllık izin kullanırsam devletime karşı büyük saygısızlık etmiş olurum. O yüzden izin kullanmayarak iki aylık zamanı telafi edeceğim.” diyerek kollarını sıvadı.

Mesai saatlerinde kapısı devamlı açık olan Vali Öztürk’ün makamına isteyen herkes randevusuz girebiliyor. Meslek hayatında en çok tasarrufu ön plana çıkardığını belirten Vali Öztürk, “Ülkem çok üretemiyor ve çok satamıyorsa, çok tutumlu olmam gerekir. Yönetici kadroların, asgari ücretle ailesini geçindiren bir işçi gibi gelir giderini hesap etmesi lazım. O yüzden elimden geldiği kadar harcadığım her kuruşun hesabını yapmayı arzu ediyorum.” şeklinde konuşuyor.

YAZIŞMA KÂĞITLARINDAN DA TASARRUF

Türkiye’de uçakların inmediği havaalanları, öğrencilerin kalmadığı yurtlar, su tutmayan barajlar olduğunu anlatan Öztürk, “Evimde elektrik ve telefonumu ne kadar sınırlı kullanıyorsam, devletimin bana emanet ettiği konularda da aynı hassasiyeti göstermeye çalışırım. Kamu görevlileri olarak, vergi iadesi almak için yıl boyunca fiş toplarız. Bunu, 150–200 YTL almak için yaparız. İkiyüz YTL için fiş toplayan ben, devletimin paralarını harcarken aynı hassasiyeti niye göstermeyeyim?” dedi.

Resmî yazışmalarda kullanılan kâğıtta bile tasarruf yapmak için bütün kamu kurumlarına genelge gönderdiğini belirten Refik Arslan Öztürk şunları söylüyor: “Yazışmaları yarım kâğıda yazmanız halinde, yarım kâğıt kâra geçmiş oluyorsunuz. Bir ağaç dikmiyorsanız, kâğıt israfını önleyerek dikmediğiniz ağacı kurtarmış olursunuz. Dairelerime yarım kâğıt gönderdiğimde, bütün kâğıda yazı yazma alışkanlığından kısa sürede vazgeçtiler.” Birçok kamu kurumunda kalorifer yanarken pencerelerin açıldığını dile getiren Manisa Valisi, “Oysa orada harcanan, yurtdışından gemilerle gelen yakıttır. Savurganlığa alışmış toplumda böyle davranırken sevimli olmadığımı da biliyorum. Tasarruf sözümden sıkıldıklarının farkındayım, ama bunun çok doğru olduğunu düşünüyorum. Bu konuda hep yalnız kalmak ise, yaşadığım en büyük sıkıntı” diyor.

Tasarruf olsun diye odasında klima bile çalıştırmadığını belirten Vali Öztürk, “Göreve başladığım her yerde, makam odalarındaki lambaların gündüzleri de yandığını gördüm. Çünkü bu bir alışkanlık olmuş. Ben bunu iki günde fark edemezsem öyle kalır. Meslek hayatımda hiçbir zaman gündüz lamba yakmadım. Burada perdelerimi açınca odam zaten aydınlık oldu. İlk geldiğimde düğmeye bastığım zaman 40 lamba birden yanıyordu. Klimam da çalışırdı, oysa pencereyi açınca serin hava geldiğini görüyorum. Çok serin olmuyor; ama çok sıcak da değil. Ben de bununla yetiniyorum.” diyerek kamu kaynaklarını koruma adına ne kadar titiz davrandığını ortaya koyuyor.

BİN ANI!

Türkiye’de birçok vali özel işleri için dahi makam arabasını kullanırken Manisa Valisi Refik Arslan Öztürk, ilin işleri için Ankara’ya bile otobüsle gitmeyi tercih ediyor. Erzincan’da görev yaparken İstanbul’a gitmesi gerektiğini anlatan Öztürk yaşadığı şu hatırasını aktarıyor: “15-16 saatlik yolu tek başıma gitmeyi arzu etmiyordum. O yüzden otobüsle gittim ve Erzincanlılara yol arkadaşlığı yaptım. Minibüs, otobüs ve trende olmak, insanların içinde yolculuk etmek çok hoşuma gidiyor. Durakta beklemeyi, yağmurda ıslanmayı, kuyruğa girmeyi çok seviyorum; çünkü emekli olduktan sonra bunların hepsini yapacağım. Bunları yaparken hayatın içinde olduğumu düşünüyorum. Ayakta kaldığım oluyor, terliyorum, sıkışıyorum ve ülkemiz insanlarının yaşadığını ben de yaşıyorum. Kendimi hiçbir zaman farklı hissetmiyorum.”

ÖZTÜRK’ÜN SÖYLEDİĞİ DUYGUSAL SÖZLER:

Manisa Valisi Refik Arslan Öztürk devlet erkanının vatandaşa karşı çok kibar olmasından yana olduğunu ve söylediği sözleri ise bilinçli değil içinden gelerek söylediğini belirtiyor. Öztürk, “TEMA onursal Başkanı Hayrettin Karaca’ya, “Siz 20 yılda 10 milyon palamut ağacı diktiniz, Allah benim ömrümden alıp sizin ömrünüze versin!, Şehzade Mehmet Lisesi Matematik Olimpiyatlarında Şampiyon olan öğrencilere, “Birgün bu fotoğrafa bakıp iki şampiyonun arasında oturduğum için onur duyacağım, Geceleri Gediz nehri için gözyaşları döktüğümü biliyorum, toplantılara 15 dakika önce gelmek adetimdir, ben kimseyi bekletmek istemiyorum, ben onları beklerim” gibi sözleri hala Manisalıların kulaklarında.

MANİSA İÇİN PLANLARI

Vali Öztürk, “Manisa bana göre bir sanayi şehri değil, tarım şehridir. Hem de birinci sınıf bir tarım şehridir. Ancak biliyoruz ki Türkiye tarım ile kalkınamaz. Onun için Manisa’daki OSB’ ye Ege Bölgesinin ve Türkiye’nin ihtiyacı var. Ben tam bir Ege aşığıyım ve Ege Bölgesinin en güzel ilinde Vali Olarak görev yapmaktan onur duyuyorum. Zaten sanayi dediğinizde tarım arazisinin üzerine atılan betonlar ile kurulmuyor mu? Ben Ege aşığı bir insanım. Geceleri Gediz nehri için gözyaşı döktüğümü biliyorum. Manisa’nın kalkınmasını ise kültürel varlıklardan yeterince yararlanmaya bağlıyorum.

Yaz turizminde hedefimiz 600 bin turist olmalı. Göreceksiniz bunu yakalayacağız” diyor.

SIRA DIŞI VALİ REFİK ARSLAN ÖZTÜRK KİMDİR?

1949 yılında Yozgat’ta doğdu. İlkokulu Sarıkaya ilçesine bağlı Akbucak’ta, ortaokulu Sorgun’da, liseyi Yozgat’ta okudu. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu. Eşi emekli öğretmen. Oğlu Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu; şu anda master yapıyor. Kızı da Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde öğrenci. Öğrencilik yıllarında çeşitli dergi ve gazetelerde muhabirlik yaptı ve karikatürler çizdi. Karikatüristliğe, İdarecinin Sesi dergisinde devam ediyor. Kısa bir süre avukatlık yaptıktan sonra idarecilik mesleğine 1977 yılında Manisa maiyet memuru olarak başladı. Lice, Ömerli ve Demirci’de kaymakam vekilliği, Reşadiye, Silopi, Finike ve Söğüt’te kaymakamlık yaptı. Sivas vali yardımcılığı görevindeyken Bilecik Valiliği’ne atandı ve sekiz yıla yakın burada kaldı. Üçer yıl Niğde ve Erzincan’da görev yaptı. 1995’te Türk Kültürüne Hizmet Vakfı, 2004’te Parlamento Dergisi, 2006’da Meclis Dergisi’nce yılın valisi seçildi. 30 Aralık 2005 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan kararnameyle Manisa Valiliği görevine atandı ve

14 Ocak 2006 tarihinde görevine başladı. Vali Öztürk ilk göz ağrım dediği Manisa’da mülki amir olarak görev yapmaktan gurur duyduğunu söylüyor. Öztürk ayrıca Vali olmasaydı, başarılı bir ekonomist olmak istediğinin altını çiziyor.

(Haber7)