Ergün, Türkiye'nin makro alandaki cazibesinin, Sanayi Strateji Belgesi'nin uygulanması ile birlikte mikro alana da yansıyacağını, yerli ve yabancı yatırımcıların Türkiye'de yatırım yapma girişimlerinin artacağını bildirdi.
Türkiye Sanayi Stratejisi Belgesi'nin açıklandığı toplantıda konuşan Ergün, 2011–2014 dönemini kapsayan Türkiye Sanayi Stratejisi Belgesi ve Eylem Planı'nın sanayicilere, girişimcilere ve Türkiye'ye hayırlı olmasını dileyerek, Türkiye'nin böyle önemli ve kapsamlı bir yol haritasına kavuşmasının çok anlamlı olduğunu düşündüğünü ifade etti.
1980'ler sonrası dışa açık bir ekonomi modelini benimsedikten sonra büyümeye başlayan Türkiye için 1990'lı yılların kayıp yıllar olarak geçtiğini ifade eden Ergün, bu dönemde yaşanan ekonomik ve siyasi istikrarsızlığın, hayatımızın tüm alanlarına sirayet ettiğini, belirsizlikleri artırdığını, insanımızı kısa dönem hesapların ve kısır çekişmelerin kucağına ittiğini söyledi.
TÜRKİYE, SİS PERDELERİNİ DAĞITMIŞTIR
Yüksek enflasyon nedeniyle bir firmanın yıllık maliyet muhasebesi tutmakta bile zorlandığı bir ortamda ülkenin orta ve uzun vadeli stratejiler geliştirmesinin söz konusu olamadığını belirten Ergün, konuşmasını şöyle sürdürdü:
'Türkiye, 2002'den itibaren ekonomik ve siyasi alanda güven ve istikrar ortamına kavuşmuş, sis perdelerini dağıtmış, önünü görmeye, orta ve uzun vadeli stratejiler yapmaya başlamıştır. Bu stratejik adımlar, son 8 yılda yaşadığımız değişimi kalıcı ve sürekli hale getirecek ve daha yukarılara taşımamıza vesile olacaktır. Bugün Türkiye, hukuk ve demokrasi zeminini güçlendirmiş, hak ve özgürlük alanlarını genişletmiş, AB kriterlerine yaklaşmış, hatta bazı alanlarda bu kriterleri aşabilmiş bir ülkedir. Bugün Türkiye, tarihin en ağır ekonomik krizlerinden birini büyük bir başarıyla yönetmiş, dünyada krize en iyi cevap veren ülkelerden birisi olmuştur. Bugün Türkiye ekonomisi, borç dengeleri ve bütçe açıkları itibariyle dünyada girişimcilere en fazla güven telkin eden ekonomilerden birisidir. Bugün Türkiye'nin ihracatının yüzde 90'dan fazlasını sanayi ürünleri oluşturmaktadır. Bugün Türkiye proaktif yapısıyla gerek küresel gerekse bölgesel platformlarda sözü dinlenen, itibar sahibi, güçlü ve yapıcı bir ülkedir. Bugün Türkiye, genç nüfus, coğrafi konum ve tarihi miras gibi güçlü yönlerini aktif hale getirmeye başlamıştır.
Bütün bunlar, büyük başarılar, büyük değişimlerdir, ancak esas başarı, kalıcı olan, sürekli olan ve yarınlara miras bırakılabilen başarıdır. Türkiye büyük bir meşale yakmıştır ve bu meşalenin ışığı, saman alevi gibi hızlı parlayan ama çabuk sönen bir ışık olmayacaktır. Önümüzdeki dönem son 8 yıllık tecrübemizin bir tesadüf olmadığına, konjonktürel bir durum olmadığına ve Türkiye'nin büyümesinin devam edeceğine şahit olacağımız bir dönemdir. Şimdi makroekonomik alanda sağladığımız güven ve istikrarın üzerinde mikro alanda ihtiyaç duyulan reformları, kararlı bir şekilde hayata geçirmenin de zamanı gelmiştir. İşte Sanayi Strateji Belgesi ve Eylem Planı, mikro alanlardaki reformları gerçekleştirmemizi sağlayacak bir enstrüman olduğu için son derece önemli ve kıymetlidir.'
BELGEDE ÖNE ÇIKAN BAŞLIKLAR
-Şirket kuruluşu ve iş yeri açma işlemleri kolaylaştırılacak.
-Şirket kurma işlemleri ise internet ortamına taşınacak.
-2012'de piyasa ile uyumlu gelir vergisi sistemi oluşturulacak.
-İstihdam garantili okul kuracak şirketlere yüzde 100 teşvik verilecek.
-AB düzenlemeleri elektronik üreticilerini olumsuz etkileyebilecek.
-Kullanılmış otomobil ithalatına yasaklama getirilebilir.
-Bölgesel kalkınma odaklı projelere destek verilecek.
STRATEJİ BELGESİNİN DETAYLARI
Dünyadaki, AB'deki ve Türkiye'deki gelişmelerin analizlerine dayanan, katılımcı bir yaklaşımla tasarlanan Türkiye'nin yeni sanayi stratejisi, belirlenmiş uzun vadeli vizyon, genel amaç ve stratejik hedefler doğrultusunda sanayinin ve sektörlerin rekabet gücünü artırmak üzere yapısal dönüşümü yönlendirmeye ve desteklemeye katkı verecek.
Sanayi stratejisi AB'deki sanayi politikası yaklaşımlarıyla uyumlu, Türk sanayisinin güçlü ve zayıf yönleriyle sahip olduğu fırsatlar ve karşı karşıya kaldığı tehditler sonucu oluşturulan bir politika çerçevesini içeriyor.
Sanayi stratejisinin vizyonu, orta ve yüksek teknolojili ürünlerde Avrasya'nın üretim üssü olmak şeklinde belirlendi.
Belgeye göre, şirket kuruluşu ve işyeri açma işlemleri kolaylaştırılacak, gelir vergisi sistemi yeniden düzenlenecek.
Kobi'lere pazarlama ve ihracat kapasitesini artırmaya yönelik destekler verilecek.
Sürdürülebilir ihracat artışını sağlamak amacıyla; yenilikçi fikirler ve Ar-Ge'ye dayalı, katma değeri yüksek, markalı ürün ve hizmetlerin üretim ve pazarlama süreçleri desteklenecek.
Özel sektör ve kamu sektörü tarafından yürütülen Ar-Ge faaliyetlerinin artırılması desteklenecek.
Alternatif enerji kaynaklarına dayalı ürünlerin sanayide kullanımı ve teknik altyapısının geliştirilmesi ve ticari ürünlere dönüştürülmesi amacıyla çalışmalar yürütülecek.
İŞSİZLERE EĞİTİM VERİLECEK
İşletmelerin mesleki eğitime katkı vermesi teşviklerle özendirilecek ve öğrencilerin alan dışında çalıştırılmasının önüne geçilecek.
İşsizlik sigortasından yararlanan işsizlere; meslek geliştirme, edindirme ve yetiştirme eğitimi verilecek.
Özel sektör, meslek kuruluşları ile işçi ve işveren kuruluşlarının işgücü eğitimi vermesi özendirilecek.
Değişen piyasa koşullarını makro bakış açısıyla ele alan ulusal bir istihdam stratejisi ve eylem planı oluşturulacak. Mesleki Eğitim ve Öğretim stratejisi hazırlanacak.
"ELEŞTİRİ OLABİLİR"
Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, "Strateji Belgesi'nin en önemli ayaklarından birisi; evet finansmana erişim herkes için kolay olsun, makro dengeleri sağlayalım ama KOBİ'ler için de ayrıca özel yöntemlere başvuralım" dedi.
Ergün, Sanayi Stratejisi Belgesinin tanıtıldığı toplantının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlarken, büyüme rakamlarının, Orta Vadeli Program hedefleri çerçevesinde ele alındığını ve yıl içinde revize edilebildiğini hatırlatarak, "Eğer Orta Vadeli Programlarda, Strateji Belgesindeki uygulamaları dikkate alarak yeni büyüme rakamları ortaya koymak gerekirse, onu, o belgelerde ortaya koyacağız" dedi.
Eleştirileri dikkate alıp almayacaklarına ilişkin bir soru üzerine de Ergün, bakanlık koordinasyonunda, alt sektörlerle ilgili çalışmaları da yürüten başkanlıklar ve İzleme Değerlendirme Kurulu bulunduğuna ve burada kamu ve sivil toplum örgütlerinin birlikte çalıştığına işaret ederek, şöyle devam etti:
"Strateji Belgesi, dinamik bir süreç ve esnek bir model olduğu için uygulama sırasında tabii ki eleştiriler olacak, bazı eylemlerin uygulanmasında ortaya çıkan aksaklıklarla ilgili yeni öneriler, eleştiriler olduğunda İzleme Değerlendirme Kurulu tam da söylediğiniz şeyi gerçekleştirmek için olan bir kuruluş. Eleştiriler var mı, uygulama aksaklıkları var mı veya yeni bir eylem koymak gerekiyor mu? Bu belgenin içerisine veya bir eylemi gündemden düşürmek mi gerekiyor, buna İzleme Değerlendirme Kurulu karar verecek. Dinamik bir süreç, eleştirilere de açık bir süreç."
Bakan Ergün, finansmanın, büyük veya küçük ölçekli işletmeler açısından zaman zaman sorun içerdiğine değinerek, şu bilgileri verdi:
"Finansmana erişimi düşündüğümüzde, elbette büyük sanayi kuruluşlarımız, büyük yatırımcılarımız için de KOBİ'ler için de birlikte düşünmemiz lazım. Büyük yatırımcılar için makro ölçekte dengeler, Türkiye'de büyük çapta sağlandı. Faiz oranları aşağı iniyor, kamunun borçlanma ihtiyacı azaltılıyor ve büyük yatırımlar için finansman kolaylıkları daha fazla olabiliyor. Ama KOBİ'ler bu konuya erişmekte daha büyük sıkıntı yaşıyorlar. Dolayısıyla Strateji Belgesi'nin en önemli ayaklarından birisi; evet finansmana erişim herkes için kolay olsun, makro dengeleri sağlayalım ama KOBİ'ler için de ayrıca özel yöntemlere başvuralım."
Bir gazetecinin, "Kamu, KOBİ'lerden yaptığı alımlarda ilk önce KOBİ'lerin parasını mı ödeyecek?" sorusu üzerine Ergün, "Evet, KOBİ'lerin parasını ödeyecek" yanıtını verirken, bunun vadesine ilişkin olarak da, bu konuda AB'nin küçük işletmelerle ilgili ödemeler direktifi bulunduğunu ve genel uygulama olduğunu kaydetti. Ergün, "60 günü geçmeyen ödemeler şeklinde genel bir uygulama var fakat yine de sözleşmelerle belirlenmektedir" dedi.
"YABANCI-YERLİ AYRIMI YOK"
Ergün, bir soru üzerine, Gelir Vergisi Kanunuyla ilgili, vergiyi tabana yayan, oranları yeniden düzenleyen çalışmayı Maliye Bakanlığı'nın yürüttüğünü hatırlattı.
Açıklanan strateji belgesinde yabancı sermayenin durumuna ilişkin bir soru üzerine Ergün, yatırım ortamının iyileştirilmesiyle ilgili çalışmaların yabancı sermayeyi de içeren nitelikteki eylemlerle dolu olduğunu ifade ederek, şunları söyledi:
"Dolayısıyla yabancı sermaye yok değil. Türkiye eğer sanayileşmesini gerçekleştirecekse, bunu sadece kendi sermaye birikimiyle yapmayacağını bilen bir ülke. AB sürecindeki bir ülke yabancı sermayeyi strateji belgesinde ihmal edebilir mi? Dolayısıyla yabancı-yerli sermaye diye bir ayrım yok artık. Aynı şartlardan yararlanabilir seviyeye getirmişiz. Önemli olan bir yabancıya, yabancı olduğu için bir ayrımcılık yapılıyor mu, özel engeller çıkarılıyor mu? Bunlar varsa sorun. Yabancı yatırımcı, yerli yatırımcıyla aynı şartlarda yatırım yapabiliyorsa zaten şartlar sağlanmış demektir."
Bakan Ergün, olası bir depremde sanayinin risk altında olduğuna yönelik haberler hatırlatılarak, strateji belgesi hazırlanırken bunun dikkate alınıp alınmadığına ilişkin bir soru üzerine şunları söyledi:
"Sanayi ya da konut... Eğer depremle ilgili risklerin olduğu bir ülkeyseniz, yapılaşmanızı buna göre planlamanız lazım. Sanayi bölgeleri tespit edilirken yer seçiminde zaten teknik şartlardan biri de bunlara dikkat etmektir. Onunla ilgili teknik altyapılar daha önce başka alanlarda hazırlanmış olduğu için bu belgenin bir unsuru olarak yer almasa bile zaten uygulanagelmektedir."5 OCAK 2011