Türkiye bir daha 12 Eylül’ler yaşamasın. Ülkemizde insanlar siyasi düşüncelerinden dolayı işkence odalarına gitmesin, gencecik fidanların yaşamları dar ağaçlarında son bulmasın. Zindanlar özgür düşünceleri hapsetmesin…
 
Siyasetçiler, geçmişte yaşanan ve toplumda derin izler bırakan acı olaylardan ders çıkarsınlar.
 
Demokrasinin tüm yönleriyle sağlıklı işlemesi için uzlaşı kültürü ortak akıl için yol gösterici olsun.
 
İfade özgürlüğü, laiklik ve özgür basının olmadığı bir ülkede demokrasiden ve özgürlüklerden de söz etmek mümkün değil.
 
İşin en acıklı tarafı, aradan geçen 34 yıla ve rejimin generalleri mahkum edilmelerine rağmen, hala 12 Eylül askeri rejiminin siyaseti biçimleyen kuralları geçerli.
 
Demokrasinin sağlıklı işleyişi açısından büyük bir engel olan yüzde 10’luk seçim barajı korunmaktadır.
 
Ve iktidarda hangi siyasi parti olursa olsun, bu demokrasinin önündeki engeli kaldırmak için kılını kıpırdatmıyor. Kendi siyasi geleceğini ülkenin bekasından üstün tutan politikacılar bu ülkeye yakışmıyor.
 
En yetersiz siyasi rejim bile, en iyi gözüken askeri rejimden çok daha iyi. Buna yürekten inanıyorum.
 
Ülkemizin, mutlaka ama mutlaka, batılı, çağdaş, insan hakları ve özgürlüklerine saygılı bir demokrasiye er veya geç ulaşacağından eminim. Yeter ki, sandığın çözüm olduğuna gerçekten inanalım ve oyumuza tam anlamıyla sahip çıkalım. Sandıktan çıkmak tek başına yeterli değil. Demokrasinin tüm kaide ve kurallarıyla özümsenmesi  önem taşıyor.
 
Bu arada, net olarak Yeni Türkiye tanımlamasına sıcak bakmadığımı da belirtmeliyim. Siyasetçilerin düşünceleri çağdaş dünyaya ayak uyduracak yeniliklere açık değilse Yeni Türkiye ve restorasyon lafları hiç uygun olmayabilir. Bu ülke hepimizin ve geleceği kimseyi ötekileştirmeden birlikte yaşayalım. Çok şey mi istiyorum?
 
                                                    *****
 
 
 
 
 
ÖZER ve KONUKMAN’IN ARDINDAN
 
Afyonkarhisar’lı ünlü sanayici Yusuf Özer vefat etti. Allah rahmet eylesin, diyor, kederli ailesine ve yakınlarına baş sağlığı diliyorum.
 
Yusuf bey, çok dinamik, özü sözü bir şahsiyetti. Sanayici ve eski Bakan Mehmet Yazar’ın siyasete atıldığı ilk günlerde ona yakından destek olmuş, Anadolu’yu onunla birlikte dolaşmıştı. O gezi sırasında unutulmaz bir anımız bugün de tazeliğini koruyor. Rahmetli Gazeteci Deniz Som, otobüste aşırı yorgunluktan oturduğu koltukta uyuyup kalmış olan Yusuf Beyle bir röportaj yapmıştı. Röportajda Deniz Som, Yusuf beye başta siyasete o zaman yeni atılan Yazar’ın başarı şansı olmak üzere çok sayıda soru soruyordu. Ancak, derin uykuda olan Yusuf Özer, tüm sorulara zaman zaman azalan zaman zaman yükselen “hoooorr…hoooor.” sesiyle yanıt veriyordu. Bu röportajı hep birlikte dinlemiş, çok gülmüştük. Yusuf bey, bu teyp kaydını dinlediğinde engin hoşgörüsü ile gevrek bir kahkaha atmış, hiç kızmamıştı. Afyon’un yetiştirdiği naif insan Sayın Özer, nur içinde yat.
 
 
O, YÖK düşmanı bir politikacıydı. O diş doktoru olarak ANAP’ın Grup Başkanvekilliğini yaptı. Kafası kızdıkça kerpetenle diş söktü. Gün geldi, Devlet Bakanı oldu. Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü’nden sorumlu oldu. Havalar iyi gittiğinde sorun çıkmadı, ama ANAP’ta ne zaman havalar bozulsa şöyle ya da böyle esti, savurdu. Kendisine Özal’ın Yan Bakanları kitabını hazırlarken, “Bakanlar Kurulu’nda kaç kişinin dişini çektiniz” diye sormuştum. Bana, “Dişli olanlar çok. O bakımdan ben bu işe teşebbüs etmedim, ben haddimi bilirim” karşılığını vermiş, ardından gevrek bir kahkaha atmıştı. Gazetecilerin de dişini çektiğini belirtip, “Vaktiyle gazeteci iken dişlerini çekip bir daha bana karşı gelmeyeceği hakkında teminat aldım. Sonra o gazeteciyi Genel Müdürlüğe tayin ettik” diye ilginç bir anısını paylaşmıştı.
 .
O ünlü siyasetçi, Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü’nün bütçesini 8 dakikada Meclis’ten geçirip bir rekor da kırmıştı. Dost canlısı, nüktedan politikacı Ercüment Konukman’ı kaybettik. Allahtan rahmet kederli ailesine ve yakınlarına baş sağlığı diliyorum. Nur içinde yat Sayın Konukman.
                                              XXXXXX