Günün Haberleri   |   Giriş sayfam yap   |   Favorilere ekle   |   Künye   |   İletişim   |   Sitene haber ekle


 
DOLAR
34,4815
EURO
36,2192
IMKB
9.368,000
ALTIN
2.960,190
 
Hava Durumu ANKARA
19 / 28 C°
Değiştir
 
     
 
Medya Spot Google
 
 
 Ana Sayfa  Gündem   Ekonomi   Dünya   Yaşam   Medya   Spor   Magazin   Polis Adliye 
 
GÜÇLE KİŞİLİK TESTİ”NDE GELİNEN NOKTA VE KIRILAN FAY HATLARI
 Ercan Deva 11 Ağustos 2014 Pazartesi  

Bu köşede çıkan son yazımda Cumhurbaşkanlığı seçimi ile “güçle kişilik testi”ni konu alan bir değerlendirme yapmıştım. O yazımın girişinde ABD Başkanı Abraham Lincoln’ün şöyle dediğini hatırlatmıştım:
“Hemen herkes zorluklarla başa çıkabilir. Eğer, bir adamın kişiliğini ölçmek istiyorsanız, ona güç verin. Güç, büyük bir nehirle kıyaslanabilir. İkisi de güzel ve yararlıdır. Ama, akıntı güçlendiğinde ve taştığında, yıkıcı olur. Gücün tehlikesi, sahip olanın onu kendi çıkarı için kullanma eğiliminde olmasıdır. Bu yüzden, kendilerine güç veren şey üzerindeki herhangi bir değişime doğal olarak karşı çıkacaklardır. Tarih bize, güce sahip olmanın, onu kötüye kullanmaya, gücü kötüye kullanmanın da gücü kaybetmeye gittiğini söyler.”
Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı’nın halkoyuyla seçileceğini belirterek, güce sahip olan ve onu kötüye kullananlar olabileceğini ve bunun “güçle kişilik testi” anlamına geleceğini hatırlatmak istemiştim.
Şimdi geldiğimiz noktada Başbakan Erdoğan, halkoyuyla Türkiye Cumhuriyeti’nin 12. Cumhurbaşkanı olarak seçilmiştir. Türkiye bu seçimden sonra çok değişik bir sürece girmektedir. Erdoğan, gelinen süreçte “güçle kişilik testi”ne konu olan siyasetçi konumundadır.
Erdoğan’ın neleri yapıp neleri yapmayacağını yaşayarak göreceğiz. Ancak, dikensiz bir gül bahçesi yaratabilmek için istediği gibi davranma ihtimali hayli yüksek gözükmektedir. Başbakanlık görevini üstlenecek kişi, kim olursa olsun,  işi gerçekten çok zor olacaktır.Yeni Bakanlar Kurulu’nun “biat” kültürüne sahip, iyi söz dinleyenlerden oluşması ihtimali yüksektir. Ancak, “Başkan benim, ben ne dersem o olur” mantığının hiç aksamadan sürme olasılığının uzun soluklu olmayacağı inancımı taşıdığımı belirtmeliyim. Ama, yeni yönetme anlayışının bürokrasiye ve topluma yönelik yansımalarının iyi olacağını söyleyebilmek için sadece saf olmak lazım!
Cumhurbaşkanlığı seçiminin çatı aday çıkaran CHP ve MHP’yi yönelik sonuçları da önemli gelişmelere gebedir. Kim ne derse desin, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, sonuçta başarısız olmuştur. Kılıçdaroğlu’nun karşılaştığı sonucun, CHP içinde fırtına koparacağını söylemek için müneccim olmak gerekmiyor. Bu Kılıçdaroğlu’nun görevini bırakmasına kadar gidebilir mi? Olabilir de olmayabilir de. Ama, CHP içinde yenilik arayışlarının çok hızlanacağı ve gerilimin tırmanacağı çok açıktır.
Bu arada, hangi gerekçeyle olursa olsun, CHP’de görevli olup çatı aday konusuna sıcak bakmayıp seçime boykot arayışına girenlerin de eleştirilerin hedefinde olacağı ortadadır. Özetle, CHP’de “kaynayan kazan süreci” kapıdan içeriye adımını atmıştır.
MHP’ye gelince. Bahçeli, çatı aday konusunda umulanın aksine yeterli bir performans sergileyememiş ve CHP ile ortak adaya sıcak bakmayan MHP’lileri ikna etmekte başarısız olmuştur. Yani, MHP’de de suların hemen durulacağını söylemek fazla iyimserlik olur. Tartışmalar Bahçeli’nin Genel Başkanlık koltuğuna kadar gidebilir mi? Bunu, kestirebilmek oldukça zordur. Ancak, bu süreçte yaşanacak hiçbir şey sürpriz olmamalı.
İktidar partisine gelince, Partinin Genel Başkanı’nın Cumhurbaşkanı olması başarılmıştır. Ancak, bu başarı partiden çok Erdoğan’ın kararlı stratejisi ile elde edilmiş olan bir sonuçtur. Partide kimse bu başarıda pay sahibi olduğunu düşünmemelidir. Erdoğan, bu başarıya ulaşırken devletin tüm imkanlarını hiç çekinmeden sonuna kadar kullanmıştır.
Ve son bir değerlendirmeyi de gelecek yıl yapılacak olan milletvekili genel seçimi ile ilgili yapalım. 2015 yılında yapılacak olan bu seçimin erken seçime dönüştürülmesi kaçınılmaz gibi görünüyor. Erdoğan, sandıktan aldığı bu rüzgarın Adalet ve Kalkınma Partisi’nin seçimden de Anayasa’yı değiştirebilecek bir çoğunlukla çıkması için uygun bir zemin olduğuna inanırsa, genel seçimin bir baskın seçime dönüşmesi için atik davranabilir. Ancak, Erdoğan’ın başında olmadığı iktidar partisinin bu rüzgardan gereği gibi yararlanacağını söylemek pek mümkün değildir. O hesap tutmayabilir. Gerek CHP’de gerekse MHP’de çok büyük krizler yaşanırsa, o zaman bu hesabın gerçekleşmesi ihtimal dahilinde olabilir.
Sonuç olarak, Cumhurbaşkanlığı seçimi siyasette tüm taşları yerinden oynatmış bulunuyor. Fay hatlarında kırıkların boyutlarının ne kadar artacağını siyasette ne tür depremlere yol açacağını ise yaşayıp göreceğiz.

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
  Toplam yorum 0   Onay bekleyen 0  


Yorumunuz editörlerimiz tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.
 

Bu yazı henüz yorumlanmamış...


 Yazarın Diğer Yazıları
 
  ÇOK OKUNANLAR
  YAZARLAR

 
EMİN VAROL
 
GAZETEC? ACI S?YLER !

 
Ercan Deva
 
Hatalar Zinciri ve Ortak Akıl

 
MURAT ŞAHİN
 
Matematik Ucuzlugu

 
Cahit Saraçoğlu
 
100 Milyar Liralık Destek Alacaklar
  ÇOK YORUMLANANLAR
  ANKET
Ekrem İmamoğlu CHP Genel Başkanı Olmalı mı?
Evet
Hayır
İlgilenmiyorum
 Sonuçları göster   
 
 
RSS

Add to Google
Medya Spot'ta yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz.  Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Medya Spot sorumlu tutulamaz.