“Vicdani red” bana sorsanız geç bile kalınmış bir adım. Düzenlemeler yapılmalı, seçim kişinin kendi vicdanına bırakılmalı. “Vidanı red” hakkını kullanmak istiyorsa da evet kullanmalı.
Tabi süreklilik kazanmış bir hali durumun çoktan seçmeli olması zaman ister.
Düşünsenize; askerliğini yapmamış bir erkeğe kız verilmeyen bir toplumda yaşıyorsunuz, asker kaçağı iseniz görüldüğünüz yerde kışlaya götürülüyorsunuz, ola ki askerden çürük raporu ile ayrıldıysanız ömür boyu o raporu gizlemek gereği hissediyorsunuz.
Bu hali durumu, bence bir çok erkeğin vicdani reddi kendi yaşamı için red edeceğinin sinyali. Olayı bu üç cümleden basitleştirmeye çalışmıyorum aman yanlış anlaşılmasın.
Vicdani red, oğlu olan analar için atılmış büyük bir adım gibi geliyor bana.
Oğlum vicdanı red hakkını kullan diyecek çok ana var bana sorarsanız. Ama aldıkları cevap ortalama aynı olacaktır; “vicdanım el vermez ana, her şey vatan için”
Vicdanı red daha çok tartışılır. Taslağı oluşur, gerçeğe dönüşür, uygulamaya sokulur varsayalım ki, yine de bitmez. Bu tartışma sürer gider...
***
“Vicdan ve red”
Yani bu iki kelimenin yan yana durması zaten tartışma nedeni..
***
İnsanoğlun vicdanı oysa neleri red etmedi ki!
Doğurduğu evladını red etti.. Cami avlularında, çöp kutularının içinde sokak aralarında vicdanına rağmen bir canı ölüme terk etti.
Kendini doğuran anası, büyüten babasını red etti. Huzurevlerinin bir köşesinde, yada kapısı artık çalınmayan bir evin soğuk odasında canına can katanı yalnızlığa terk etti.
İnsanoğlu bu çiğ süt emmiş derler.
Doğrudur..
Ana sütüdür. Temizdir, pürü paktır ama çiğdir.
İşte tam da bu yüzden insan vicdanı ile baş başa kaldığında o çiğliği hazmetmesini bilmek zorundadır.
Bilmese de öğretir hayat…
Vicdan dediğiniz şey, sesine kulaklarınıza tıkadığınız yerden büyür ve bir gün en ummadığınız yerde, en ummadığınız biçimde yine sizi bulur….
***
Kelimelerle oynamak kolaydır…
Oysa vicdan ile oyun olmaz…!
İşte tamda bu yüzden bence “Vicdanı red” olmalı…
Herkes şapkasını önüne koyup, vicdanının sesine karşı artık dürüst olmalı….
Sevgiyle….
17.11.2011