Kadın sağlanan ve gazinoya götürülen bürokratlardan birinin, dini inancı nedeniyle içki içmediği, meyve suyu içtiği telefon kayıtlarında yer aldı.
Mavi Hat operasyonu iddianamesine giren telefon kaydı ve ifade tutanaklarına göre, tanınmaması için “Murat” adıyla anılan dönemin, BOTAŞ üst düzey yöneticisine verilen “eğlence” hizmeti telefon kayıtlarına şöyle yansıdı:
2006.06.21 16:49:38
İbrahim SELÇUK: Ya sana bişey diycem, Murat diye bi arkadaşım var.
Ercüment BADOĞLU (Bürokrata eğlence ayarlayan şahıs): Hee...
İBRAHİM: Bu gece sana emanet etsem şunu bi revüye götürsen masraf neyse biz veririz, biz kaldıramıyoruz çünkü.
ERCÜMENT: Olur abi.
İBRAHİM: Ben S.'ye söyleyeyim seni arasın.
ERCÜMENT: Tamam olur abi.
2006.06.21 18:47:41
ERCÜMENT: Abi bu vatandaş aradı beni.
İBRAHİM: Hee.
ERCÜMENT: Saat 10 gibi buluşalım dedi, ben ararım seni dedi.
İBRAHİM: Tamam.
ERCÜMENT: Şimdi gazinoya götüreceğim de mi?
İBRAHİM: Heh he.
ERCÜMENT: Peki abi. Sonra bırakacağım oteline mi? Nereye bırakacağım?
İBRAHİM: Nereye istiyorsa, bırakırsın.
ERCÜMENT: Tamam abi oldu.
İBRAHİM: Tamam.
ERCÜMENT: İçki içiyor mu bu?
İBRAHİM: Yok.
ERCÜMENT: İyi peki abi oldu.
İBRAHİM: O şey içiyor.
ERCÜMENT: Ne içiyor?
İBRAHİM: Meyve suyu.
ERCÜMENT: Hee.
İBRAHİM: Ama sen içirirsen de sevinirim.
ERCÜMENT: Tamam abi.
2006.06.22 19:26:30
ERCÜMENT: Dün akşam oturduk benim evde.
İBRAHİM: Hee.
ERCÜMENT: Konuştuk epey sohpet ettik bi iki saat.
İBRAHİM: Hee.
ERCÜMENT: O zaten burda sağa sola gidiyormuş geldiği zaman.
İBRAHİM: Hee.
ERCÜMENT: Ondan sonra, onun istediği böyle hep kandırıyorlar beni diyo, ben sağlam bişey arıyorum diyo.
İBRAHİM: Hee.
ERCÜMENT: Dedim abi o zaman bana takılacan biraz. Benim çevrem iyidir, şimdi seni kimse tanımaz seninle gelmez şimdi nerden bilsinler dedim gelirler gelmezler.
İBRAHİM: Heee.
ERCÜMENT: Ben dedi ayda 10 gün burdayım. O zaman bana takılırsın dedim bakarız bu işlere. İyi dedi bugün gitmeyelim başka gün gidelim dedi, çok memnun oldum dedi. Ondan sonra bişey lazım mı abi dedim, ev-mev lazım olursa dedim burayı kullanabilirsin.
İBRAHİM: Hee.
ERCÜMENT: Bugün lazım dedi anahtarı verdim ona, haberin olsun.
İBRAHİM: İyi, iyi yapmışsın.
ANKA