CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Arap devriminin, biraz toplumların kendi iç dinamiklerinden, biraz da dış müdahalelerden kaynaklanan nedenlerden dolayı bahar havasını kaybetmeye ve çoğu yerde bir Arap Sonbaharı haline gelmeye başladığını söyledi.
Kılıçdaroğlu, İstanbul Hilton'da düzenlenen "Sosyalist Enternasyonal Toplantısı"nın açılışındaki konuşmasına "Yoldaşlarım" diyerek başladı. CHP Lideri, kıtaların ve kültürlerin buluştuğu, Doğu ve Batı'nın kesiştiği İstanbul'un, yaşanan bu hareketli günlerde Arap ülkelerinde esmekte olan devrim rüzgarlarının yakından hissedilebileceği kentlerden biri olduğunu söyledi.
Kılıçdaroğlu, Batı’dan Doğu’ya doğru esen devrim rüzgarının, bir yandan içlerini ısıtırken, bir yandan da değişimin yaratabileceği belirsizliklerin kendilerini endişelendirdiğini ifade ederek, "Konuşmaz, sesini yükseltemez denilen Orta Doğu halkları, bir yıldan beri özgürlükleri için savaşıyor, tek adam hakimiyetine dayalı baskı rejimlerine karşı, hak ve özgürlük mücadelesi veriyorlar. Bizi ilk gününden beri heyecanlandıran ve umutlandıran bu durum, maalesef son aylarda renk değiştirmeye başladı" dedi.
-"ARAP EMEKÇİLERİ, BUGÜN SÖMÜRÜ TEHDİDİ İLE KARŞI KARŞIYA"-
Yıllar boyunca bir taraftan kendi diktatörleri, bir taraftan da dış güçler tarafından sömürülen Arap emekçilerinin, bugün yeni bir sömürü dalgası tehdidiyle karşı karşıya olduğuna işaret eden Kılıçdaroğlu, egemen güçlerin, çıkarlarının uygun olduğunu düşündükleri her zeminde, demokrasiyi savunur gözükürken, Arap Dünyası’nda ekonomik çıkar bağlarıyla bağlı oldukları diktatörlüklerin ve tiranların varlığından ve uygulamalarından hiç rahatsızlık duymadıklarını kaydetti.
-"ARAP SONBAHARI HALİNE GELMEYE BAŞLADI"-
Kılıçdaroğlu, dün Zeynelabidin Bin Ali, Muammer Kaddafi ve Hüsnü Mübarek’le kol kola olan güç odaklarının, bugün milyonların yükselen sesi karşısında taraf değiştirmiş gözüktüğünü dile getirerek, "Bu arada Arap devrimi, biraz toplumların kendi iç dinamiklerinden, biraz da dış müdahalelerden kaynaklanan nedenlerden dolayı bahar havasını kaybetmeye, çoğu yerde bir Arap Sonbaharı haline gelmeye başladı" dedi.
Bu durumun, Arap Devriminin sonunu belirsiz bir istikamete yönelmesi tehlikesini de beraberinde getirdiği uyarısında bulunan Kılıçdaroğlu, Batılı ülkelerin, kendileri için korkulu bir rüya gibi gördükleri radikal İslam’a karşı bir çeşit “ılımlı İslam” modeli ve bu modelde bir ülkeler kuşağı yaratma çabası içinde gözüktüğünü, belki bu yolla aynı zamanda Arap halkları üzerinde yeni bir siyasi ve ekonomik üstünlük elde edebileceklerini de hesapladıklarını kaydetti.
-"DEVREYE GİRMELİYİZ"-
Kılıçdaroğlu, "Arap aleminin zenginliklerinin sömürüsü söz konusu olacağı zaman, bu yeni yönetimlerin demokratik olup olmaması eminim hiçbir kapitalist yönetimin fazla umurunda olmayacak" değerlendirmesinde bulunduğu konuşmasını, şöyle sürdürdü:
"İşte Sosyalist Enternasyonal olarak, bu saygın örgütün sosyalist ve sosyal-demokrat üyeleri, gözlemcileri, mensupları olarak burada bizler devreye girmeliyiz. Bizler, kendi ülkelerimizdeki hükümetleri, yönetimlerimizi, hala umutla Arap Baharı adını vermekte olduğumuz Arap Devrimini ateşleyen halkların, gerçek taleplerine, demokrasiye, özgürlüklere, temel haklara, refahtan hakça pay almaya kavuşmaları için çaba sarf etmeye zorlamalıyız. Arap Baharının bazı çevrelerce yeni bir emperyalizm icad edilmesi için istismar edilmesine olanak vermemeli, sesimizi yükseltmeliyiz."
-"SAĞIR, DİLSİZ KALIYORLAR"-
Kılıçdaroğlu, bugün Arap Uyanışı’nı desteklediğini iddia eden sağ hükümetlerin, aslında sadece kendi gündemlerini takip ettiğine işaret ederek, "Bugün Arap dünyasındaki demokratikleşme üzerine ders vermeye çalışanlar, kadınların araba bile kullanamadığı Suudi Arabistan’daki hak ihlalleri karşısında susuyorlar. İran’da insanca bir yaşam için mücadele eden Yeşil Devrim hareketini görmezden geliyorlar. Ekonomik sömürü söz konusu olunca, demokrasi ve özgürlükleri destekleyenler, çıkarlarına ters düştüğü anda diktatörlere karşı kör, sağır ve dilsiz kalıyorlar" dedi.
-"SURİYE HALKININ ÖZGÜRLÜK EŞİTLİK TALEPLERİNE DESTEK VERİYORUZ"-
Arap dünyasındaki yeni iktidarların, demokrasi için sokaklara dökülen insanlara neler vaad ettiğini şimdiden görebilmenin mümkün olmadığını kaydeden Kılıçdaroğlu, Libya’da eski rejim yanlılarını temizleme bahanesiyle çoktan hak ihlallerine başlandığını, Mısır’da radikalizmin yükselişinin, ülkenin Hıristiyan ve Yahudi azınlıkları yanında, sol ideolojiye sahip Müslümanlar için de büyük bir tehdit oluşturduğunun ileri sürüldüğünü söyledi. Suriye’deki hak mücadelesinin, dışarıdan olaya müdahil olan güçlerin de etkisiyle kanlı bir iç savaşa dönüştüğüne dikkati çeken Kılıçdaroğlu, "Kısacası bahar yerini soğuk rüzgarlara ve belirsizliklere bıraktı. Suriye'deki olaylar, gerçekten yürek yakan olaylar. Binlerce insan yaşamını yitiriyor. Suriye halkı demokrasi istiyor, özgürlük istiyor, kadın-erkek eşitliği istiyor. Bütün bu taleplere destek veriyoruz. Bütün bu talepleri saygıyla karşılıyoruz. Fakat, Suriye'ye dışarıdan müdahaleler, Suriye'de bir kaosun yaratılması, bir iç savaşın yaratılması, kabul edilemez bir durumdur. Birleşmiş Milletler'in bu durumda daha tutarlı, daha kararlı bir tavır takınmasını yürekten talep ediyoruz" açıklamasında bulundu.