AFRİN'E YÜRÜYORUZ: Kitabımızdan aldığımız heyecanla, aşkla şu anda Afrin'e yürüyoruz. Cerablus'a, El Rai'ye, El Bab'a öyle yürüdük. Eğer bu sıradan sosyal medyada konuşanlar var ya, eğer onların dediği gibi hareket etmiş olsaydık, biz de yan gelip yatacaktık. Günahsız insanları bu kadar acımasız nasıl öldürür, böyle bir yetki var mı? İslam'da böyle bir yetki var mı? Yok. Bir insanın ölümüne neden olmak âlemin ölümüne neden olmak gibidir. Hüküm bu, ben söylemiyorum, dinim emrediyor. Onun için Mekki ayetlerle Medeni ayetleri iyi analiz etmek, oradan çıkaracağımız çok şey olduğunu bilmek gerekir. Şu anda hedef Afrin, elhamdülillah iyi bir noktaya geldik. Etkisiz hale getirilenlerin sayısı 3 bin 171 oldu. Artık Afrin merkez kuşatılmış vaziyette. Her an Afrin merkeze inşallah girmekle karşı karşıyayız.
BEYEFENDİ RAHATSIZ OLUYOR: Bunu için dün DEAŞ'ı yönlendirenler bugün PKK'nın Suriye kolu olan PYDYPG'yi üzerimize salıyorlar. Konu Türkiye olunca bir anda düşmanlar dost oluyor, kapalı kapılar ardına kadar açılıyor, silah ve para oluk oluk akıyor. Şu anda PYD-YPG, bunlar maaşı Amerika'dan alıyor. Bütçeyi açıkladılar. Ben bunları kendisine söylediğim zaman beyefendi rahatsız oluyor. Niye rahatsız oluyorsun ya. Bu silahları siz gönderdiniz. Nasıl müttefik oluyoruz? Ben tabii ekranda izletince de 'Her gün televizyonlarınız bunları izletirse Amerikan düşmanlığı çoğalır' diyorlar. Biz bunların hiçbirini yapmadığımız halde Amerika'da Türkiye düşmanlığı aldı başını gidiyor, bunu neyle izah edeceksiniz. Siz susun, kusura bakmasınlar. Biz hak neyse bunu söyleyeceğiz.
SON 6 KİLOMETRE: Afrin şehir merkezinin kuşatılmasının önündeki son engelleri de kaldırıyoruz. Herhalde şu anda bir 6 kilometre bir mesafe Cinderesi'nden kalmıştır, o kadar yaklaştık. Bölge halkı teröristlerden kaçmak istiyor. Ancak bölücü terör örgütü yola tuzakladığı patlayıcılarla o insanları kalleşçe katlediliyor. Bu görüntüler gün gibi ortadayken kimi kuruluşlar bizi sivillere zarar vermekle itham edebiliyor.
SİVİLLERİ ÖLDÜREN SİZSİNİZ: Düşünün dün (önceki gün) bölücü terör örgütünün ikisi asfalta el yapımı bomba yerleştiriyor. İHA'larımız tespit etti. Bu alçaklar öldürüldü. Ama ne yazık ki arkasından gelen içinde 30 kadar yolcu olan kamyonet patlatıldı, aynı aileden 3 kişi şehit oldu. Sonra utanmadan, sıkılmadan işte sivilleri öldürüyorlar diyorlar. O iş sizin işiniz ya. Dünyada sivilleri asıl öldüren sizsiniz. Bunların gözü elmas, altın, petrol görür, insanı görmez.
SAHADA YOKSAK NETİCE YOK: Son 7 yılda yaşadıklarımız bize sahada yoksak bu mücadelelerden istediğimiz neticeyi elde edemeyeceğimizi gösterdi. Suriye ve Irak'tan ülkemize gelen 4 milyona yakın sığınmacıya dünyadan doğru dürüst bir destek olmadan biz ev sahipliği yaptık. Onların barış ödülleri onların olsun. İhtiyacımız yok, bize Rabbimizin rızası yeter. İnşallah burayı (Afrin) emin bir belde haline getirmenin yeniden mücadelesini veriyoruz. Eğer biz teröristleri Afrin'de imha etmezsek onların gelip eylem yapacağı tek yer Türkiye'dir. Bu açık gerçeği hala anlamayan kimse ya gafildir ya da bilerek böyle davrandığı için haindir. Daha düne kadar Türkiye devletine efelenenler bugün askerimizin karşısında gizlenecek delik arıyor.
CUMHUR İTTİFAKI'NDAN RAHATSIZLAR
"Şu anda bir 'Cumhur İttifakı' var. Bu birilerini rahatsız ediyor. Demek ki iyi yoldayız. Bu Cumhur İttifakı aslında 7 Ağustos birlik, beraberlik, dayanışma ruhunun bugüne yansımasıdır. 7 Ağustos o dayanışma ruhunun dayandığı yer 15 Temmuz. İşte 15 Temmuz'a inananlar, şimdi Cumhur İttifakı'nı kurmuşlardır. Bu da 7 Ağustos'a dayanıyor. Bununla da bir çizgi çiziyorlar. Çünkü 15 Temmuz bir kırılmadır. Cumhur İttifakıyla tabanımız MHP tabanı ile muhabbetini inşallah bir ittifak anlayışı içinde en ufak bir yanlışa fırsat vermeden götürmelidir."
KİMSE DİNİMİZE FATURA KESEMEZ
Elbette asla değişmeyen ve değişmeyecek olan kurallar da ilkeler de vardır. Mesela İslam'ın son din olduğu asla değişmeyecek bir hakikattir. Allah'ın, yüce kitabımız Kur'an-ı Kerim'de bize açıkça ifade ettiği hükümler, yani naslar asla değişmeyecektir. Dinimiz İslam ve kitabımız Kuran-ı Kerim, Rabbimizin emri gereği kıyamete kadar caridir. Ama bunlardan hareketle yapılan içtihatlar, geliştirilen kurallar ve uygulamadaki karşılıkları zamana, şartlara, imkanlara göre değişecektir.
Yüce Allah'ın Kuran-ı Kerim vasıtasıyla bize bildirdiği kati emirler ve Peygamber Efendimizin sünnet-i seniyyesi ortadayken birilerinin çıkıp hayatın gerçekleriyle ilgisi, alakası ve bağı olmayan sözler edip kafaları karıştırması yanlıştır. Kimse dinimize fatura kesme hakkına sahip değildir.
Din İşleri Yüksek Kurulumuz, Diyanet İşleri Başkanımız alanı boş bırakmamalı. Bu konularda tavır koyması gereken ilahiyatçılarımızın, muteber alimlerimizin sesleri çıkmıyor veya korkuyorlar. İslam ilmiyle mücehhez olan bir ilim erbabı korkar mı?
Biz dinde bir reform aramıyoruz. Ama önüne gelen böyle çıkıp da kadınlarla, genç, yaşlıyla ilgili bu tür şeyleri konuşmalarının İslam'a getirdiği lekeyi, gölgeyi görmemezlikten gelemezsin. İslam'ı değişime kapalı bir din olarak göstermeye çalışan zihniyet ile İslam ile uzaktan yakından ilgisi olmayan çarpıklıkları dinimize mal etmeye çalışan zihniyet aynı gayeye hizmet etmektedir.
Ülke ve millet olarak ağır bir bedel ödediğimiz FETÖ tecrübesi bu bakımdan çok önemlidir. İlahiyatçılarımız, Din İşleri Yüksek Kurulumuz, Diyanet İşleri Başkanlığımız meydanı bu FETÖ gibi alçaklara bıraktılar ve toplum bu hale geldi. El Kaide, DEAŞ, Boko Haram gibi terör örgütleri sahih İslam'ın öğretilmesi konusundaki eksiklikleri kullanarak ortaya çıkmış ve palazlanmıştır. Şimdi de dünkü yaptığı konuşmadan sonra birileri aynen bu şekilde sosyal medyada konuşmaya başladı. Bu fakiri korkutamayacaksınız. Hak ne ise ben onu söylemeye devam edeceğim.