CHP Lideri Kılıçdaroğlu, TBMM’de partisinin grup toplantısında konuştu. Bodrum Belediye Başkanı DP’li Mehmet Kocadon’un tutuklanmasını eleştiren Kılıçdaroğlu, "Belediye Başkanı’na ısrar ettiler ’Bizim partiye gel’ diye. Adam gelmedi diye tutukladılar ve ellerine kelepçe taktılar. Merak etmesin Bodrum’un kalbinde o. Gidin, Bodrum’a bütün dükkanlarda belediye başkanının fotoğrafları var. Bizim belediyemiz her kuruşu yerli yerinde harcıyor. Başbakan Erdoğan’a ’İstediğin belediye başkanını seç bizimki ile televizyonda yarışsınlar’ dedim. Yine söylüyorum. İstanbul’un nasıl yağmalandığını ben biliyorum sen de biliyorsun" diye konuştu.
İstanbul’un deprem riski olan bir şehir olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, "480 alan çadır için ayrıldı ama şimdi bu sayı 200’e düştü. Deprem olsa insanlar perişan olacak. Yönetici geleceği düşünmek zorundadır. Niye bu alanları talan ediyorsun. 10 yıl bir iktidar için çok büyük bir süredir. Hiçbir zaman mazeret üretemezler" dedi.
"HERKESTE BİR ENDİŞE VAR"
Kılıçdaroğlu, "Elin parasıyla büyürseniz böyle olur. Alın teri ile büyüyeceksiniz. Herkeste bir endişe var. Dar alana giriyor Türkiye. Sorunların arkasından giden bir hükümet var. Yazarlar Uludere olayı için eleştiriyorlar. Sen misin ’Yapmayın’ diyen? İşine son. Ali Akel’den söz ediyorum. Sen misin ’Susun’ diyen, onu susturdular. Başbakan Erdoğan’a sormuştum. ’Şahin’i mi Çelik’i destekliyorsun?’ diye. Ama yanıt yok. Çıkıp özür dilemediği sürece Uludere olayı onun boynunda kalacaktır" diye konuştu. "Demokrasinin havası kirlendi" diyen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Aydınlarımız nefes alamıyor. Aydınlarımıza baskı üzerine baskı. Ama susmayın konuşun, yazmaktan çekinmeyin. Bedel ödeyen aydınları tarih unutmaz. Dünya unutmaz. Demokrasilerde bedel ödemek her kula nasip olmaz. Bu arkadaşlarımız CHP’li değil ama hiçbir zaman biz ’Bunlarla yolunuzu ayırın’ diye bir düşünce aklımızdan bile geçmedi. Demokrasi dediğimiz olgu budur. Bu kişiler olduğu sürece bu ülkede karamsarlığa yer yoktur. Sağdan da soldan da demokrasi için bedel ödemeyi göze almışsa bu ülkenin umudu vardır. Bunlar olurken halk gerçeklere ne kadar kilitleniyor. Başbakan o kadar güçlü bir söylemle yola çıkıyor ki toplum geriliyor. O zaman da onun yandaşları ’Acaba ne oluyor?’ diye başka bir soruna kilitleniyor. Toplumu geren insanın neden gerdiğini düşünemiyor. Gerilen bir toplumda sağlıklı bir düşünce olmaz. Bu ciddi bir eksikliktir. Neden sen toplumu geriyorsun? Bu senin diktatör yapına süre kazandırmandır. Kini ve öfkeyi atacağız, sevgiyi egemen kılacağız. Siyasi şovlar, güç gösterisi ile olmaz bu işler. Sen toplumu ezerek o zaman başka bir şey bu. Bunun içinde kayboluruz."
"TEK AKP DEVLETİ VAR"
Bugün gelinen noktada ciddi sorunlar olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, "Toplum hesap soran değil edilgen bir toplum oluyor. Medyayı yanına aldı, devleti yanına aldı, tek AKP devleti var. Bu yapı nereye kadar gidecek? Ankette yapılmış ’Sosyal güvenceniz var mı?’ diyor. Yüzde 46’sı ’Yok’ diyor. Yüzde 57’si ’İşimden memnun değilim’ diyor. Yüzde 71’i de işinden mutlu değil. Hep kavgalı Türkiye var. Önce kendine bu soruyu sor vicdanında tart. Uşak’ta önümü kestiler. ’8 kilo buğdayla bir litre mazot alıyoruz. Ne olacak bu memleketin hali?’ dediler. Ben gayet iyi biliyorum. Senin haklarına sahip çıkan tek parti CHP’dir. Ekonomi iyi yoldaymış madem öyle memura zam ver. Neden milleti kandırıyorsun" diye konuştu.
THY ÇALIŞANLARINI İŞTEN ÇIKARILMASI
İş kazalarında 10 yılda 10 bin 840 yurttaşın hayatını kaybettiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, "Bu düzen halktan yana bir düzen değildir. Bunun tersini istiyorsan cevabı ise CHP’dir. Sendikacılık önemlidir. Kolay bir olay değildir. Uzun yıllar mücadele verilmiştir. Binlerce işçinin kanı vardır. Bunu anayasa da koyduk ama sor vatandaşa sendikaya üye olursan başına ne gelir? AKP dönemindeki anayasal güvence bu. Sendikalara grev kararı alma hakkı getirilmiş. THY’de oturdular ve hak istiyorlar. Önce bir kanun teklifi verdiler ve ’Grev yasaktır’ dediler. AKP iki yüzlü politika izler. Cehenneme giden yollar iyi niyet taşları ile döşenmiştir. Sizi kandırdılar şimdi ne yapacağız diyorlar" dedi.
BAŞBAKAN ERDOĞAN İLE YAPACAĞI GÖRÜŞME
Başbakan Erdoğan ile yarın bir araya geleceklerini belirten Kılıçdaroğlu şunları söyledi : "Biz çözüm yolu üretiyoruz. Bu sorun çözülsün mü çözülmesin mi biz bunu götürüyoruz. Dayatmamız da yok. Her partide kafa yoracak saygın insanlar vardır. Bir toplum beraber konuşmayı beceremiyorsa herkes o toplumun geleceğinden endişe duyar. TBMM’nin bağımsız iradesini ortak nokta olarak koymalıyız. Beraber çözmeliyiz. Eğer siz sorunlar karşısında çözüm üretmezsiniz toplumu çaresizliğe itersiniz. Bu ülke eğer Kurtuluş Savaşı’nı verip çaresizlikten çare ürettiyse bunu da yaparız. Her şehit ailesinin ortak cümlesi; ’İnşallah bu son olur.’ Aklımızı kullanacağız. Gerginlik politikası değil, insancıl politikalar üretmeliyiz. ’Sen konuşma ben konuşacağım’ dersek olmaz bunun adı demokrasi değil."