Habertürk'te Mehmet Akif Ersoy'un moderatörlüğünde gazeteci Nagehan Alçı, Deniz Zeyrek ve Şaban Sevinç'in sorularını yanıtlayan İnce, CHP'den istifasına ilişkin açıklamalarda bulundu. İnce, CHP'nin parti içi demokrasiyi yok ettiğini belirtirken, 24 Haziran seçim döneminde de yalnız bırakıldığını söyledi. "Daha önce istifa etmeyi düşündüm" diyen İnce, geçen günlerde gelen istifasına dair, "Artık burama geldi, burada siyaset yapma şansım artık yok" ifadesini kullandı.
CHP yönetimine "Yüzde 30'u geçerek onların ayarlarını bozdum ben" diyen İnce, "Bunlar gizli Tayyipçi. Kripto Tayyipçi bunlar. CHP yönetiminin ayarlarını bozdum ben. Yüzde 30 alacağımı tahmin etmediler. Sayın Akşener ikinci, Muharrem İnce üçüncü olur çeker köyüne gider diye düşündüler. Biz şimdi önümüze bakacağız. Bütün gece geçmişi konuşacak halimiz yok. Ben artık CHP'nin üyesi değilim. Yeni bir duruşumuz, yeni bir görüşümüz var" şeklinde konuştu.
İnce'nin açıklamalarından satır başları şöyle:
"Türkiye'nin en önemli problemi keyfiyet sorunu. Demokrasilerde kurallar, demokratik olmayan yönetimlerde keyfiyet olur. Düğün, nişan yasak, lokanta kapalı, bayramda annenin babanın elini öpmek yasak, misafirliğe gitmek yasak, AK Parti il kongresi yapmak serbest. Herkesin elinde internet, telefon var, özel iletişim vergisine zam keyfiyettir, elektrikli otomobile zam yapmak, gübre fiyatına zam yapmak keyfiyettir.
3 milletvekili arkadaşımız böyle bir girişiminde bulundular; doğru. Bunların mimarı benim. 2004'den beri genel başkanı üyeler seçsin diye yıllardır dillendiriyorum. Arkadaşlarıma teşekkür ederim, doğru bir şey yaptılar. Bunu bütün kamuoyunun göz önünde genel başkanı üyeler seçsin, cumhurbaşkanı adayını partinin kayıtlı üyeleri belirlesin diye dillendirmişim. Çarşamba günü bu açıklamayı milletvekili arkadaşlarım yaptı. Pazartesi günü ben istifa ettim. Bu 8 yıllık mesele.
Ben partide demokrasi istiyorum, ilkelerine dönüş istiyorum. Partide demokrasi olursa ilkelerine doğal olarak döner zaten. 8 yıldır diretiyorum ben bu konuda. Biz şimdi yeni bir parti kuruyoruz.
Getirsinler tüzüğü değiştirsenler, Cumhurbaşkanı adayını üyeler seçsin, genel başkan adayını üyeler seçsin, iki seçimde partiyi birinci yapmayan genel başkan gitsin. 8 senedir konuşuyoruz. 8 senedir yapmamış, şimdi mi yapacaklar? Televizyonlarda, meydanlarda, kurultaylarda bunu söylememişim, olmamış. Aylardır bekliyorum. Gelin şu tüzüğü değiştirelim değiştirelim demişiz. Tam aksine ön seçim kaldırılmış. Grup başkanvekilliği seçimi kaldırılmış, atama getirilmiş. Partinin tarihinde ilk kez tek adaylı kongreler olmuş. 600 küsur delegesi var İzmir'in, 236'sını alıp tek adaylı il başkanı seçilmiş. CHP'nin tarihinde yarış olurdu. Şimdi bu yarışlar yok. Bunun sonucundadır ki, Menemen ve Urla gitti.
Ben şimdi partiden ayrıldım, onların bende hatırı vardır. Benim genel başkanlığımı yapmışlardır. Karşılaştığımda 'sayın genel başkanım' derim, saygıda kusur etmem. Ama telefonda tartışmak doğru bir şey olmaz.
8 yıldır çözülmeyen sorun çözülmeyecektir. Urla ve Menemen çok önemlidir. Millet İttifakı'nın 18 belediye meclis üyesi var, Cumhur İttifakı'nın 12 belediye meclis üyesi var. Mevcut belediye başkanı Tahir Şahin aday yapılmadı, neden Muharrem İnce'ye destek verdi diye. Mevcut belediye başkanını tutukladılar. Belediye meclis üyelerini örgüt seçmedi, genel başkan yardımcıları seçti ve onun için fire verdi. Örgüt seçmiş olsaydı bu fire olmazdı. Bunu yazan genel başkan yardımcısı hesap vermesi lazım. Urla'ya gelelim. Belediye başkanı FETÖ'den görevden alındı. Peki şimdi yapılması gereken iş şudur; bir 130 CHP milletvekili Urla'ya gitmeliydi. Önce araştırmalıdırlar FETÖ'cü mü değil mi? Değilse 130 milletvekili Urla Belediyesi önünde 'arkadaşımızı geri istiyoruz' diye yatmalıdır. Eğer FETÖ'cü ise genel başkan hesap vermelidir. Bu rahatsızlıklarımı öteden beri anlatmaya çalışıyorum. Çürümüye terk ediliyor. Parti çürüyor. Bunu yıllardır anlatmaya çalıştım, baktım olmuyor. Kendi içinde demokrasi yok, ön seçimi kaldırmışsın, grup başkanvekilliği seçimini kaldırmışsın. Genel merkezden belediye meclis üyelerini atamışsın. Böyle bir durumda burada siyaset yapmanın mantığı yok.
Bizim kuracağımız partide her şey seçimle olacak. İki kez başarılı olamayan genel başkan bir daha aday olamayacak.
Daha önce istifa etmeyi düşündüm. 'Gel bakalım Muharrem' dendiğinde adaylıktan çekilmeyi düşündüm. Kamuoyu bunu şımarıklık olarak algılar diye düşündüm, yuttum. Zonguldak mitinginde bana destek veren 14 milletvekilini tırpanladılar. Şimdi bana selam veren herkesi listelerden atıyorum. Hadi ya sabır dedim. Sonra kampanya döneminde çuval çuval resimlerimi asmadılar, örgütlere talimat verip. Adaymış gibi sayın Kılıçdaroğlu'nun fotoğraflarını astılar. Aday benim, seçilirsem ben seçileceğim. Seçim gecesi sistemleri çöktü CHP Genel Merkezi'nin. 4 genel başkan yardımcısı 'ikinci tura kaldı' dediler, ellerinde bir şey yoktu. Bana hiçbir şey veremediler. Sabah istifa edecektim, ya sabır dedim. Abant'ta seçim değerlendirme toplantısına beni çağırmadılar. Aday benim, ben olmadan nasıl değerlendiriyorsunuz. 107 mitingi yapan Muharrem İnce. Beni toplantıya çağırmadılar. Çekileyim gideyim dedim, ya sabır dedim. 'Saraya giden CHP'li var' dediler. Sayın genel başkanı aradım 'ayıp oluyor, bu CHP'yi yaralar' dedim. Bana atılan iftira gibi olur bu, sert konuşurum dedim. 'İzmir'e gidiyorum ararım seni' dedi, 6 ay görüşemedik. Saraydan para alında dendi. Ben sert çıkınca 'Muharrem İnce'yi kast etmedik' dediler. 3 milletvekilini günlerce ikna etmeye çalıştılar, ikna edemeyince 'Saray operasyonu' dediler. Artık burama geldi, burada siyaset yapma şansım artık yok.
Yüzde 30'u geçerek onların ayarlarını bozdum ben. Bunlar gizli Tayyipçi. Kripto Tayyipçi bunlar. CHP yönetiminin ayarlarını bozdum ben. Yüzde 30 alacağımı tahmin etmediler. Sayın Akşener ikinci, Muharrem İnce üçüncü olur çeker köyüne gider diye düşündüler. Biz şimdi önümüze bakacağız. Bütün gece geçmişi konuşacak halimiz yok. Ben artık CHP'nin üyesi değilim. Yeni bir duruşumuz, yeni bir görüşümüz var.
CHP 'Ne işimiz var Libya'da' diyemez. Dediler mi bunu, dediler. Mavi vatan kavramını anlayamamışsan. Fransa, Rusya oradaysa Türkiye niye olamaz? Sırf muhalefet edeceğim diye. Erdoğan bugün Cumhurbaşkanı olur yarın siz olursunuz. Türkiye Azerbaycan'a yardım etmiyorsa kime edecek Allah aşkına!
İftira silsilesi devam ediyor. Saraya giden CHP'li, saraydan para alan CHP'li. Ben CHP'ye tabela partisi demedim. Dediğim şu; CHP'nin içi boşaltıldı. İlkeleri yok edildi. Duruşu yok edildi, omurgası yok edildi. Anti emperyalist duruşu yok artık. Bunlar olunca geriye bir tabela kaldı dedim. Bu CHP'nin tüzel kişiliğine söylenmiş bir hakaret değildir yönetimine söylenmiştir, kötü yönetimi göstermektir. Ben asla tabela partisi demedim, ne dediğimi biliyorum. 20 yıldır bu ekranlarda olan birisi, en az gaf yapan insanlardan birisiyim. Gaflarım da komik gaflardır, her gün Cuma kılıyorum dedim, her hafta kılıyorum olacaktı. Gerçi Erdoğan da 'çocuklarıma helal lokma yedirmedim' demiştir.
Biz 4 Eylül'de Sivas'tan yola çıktık. Bugün aramıza katılan 3 milletvekili aramızda mıydı? Değildi. Siyasette yola çıktıklarınız olur, yolda takılanlar olur, sonra katılanlar olur. Siyasette en yakın, en uzak olmaz. Kişileri tartışmam. Ben genel konuşurum. Abdullah Gül'le beraber değil miydi Tayyip Erdoğan? Şimdi beraberler mi? Katılan olur, giden olur, sonra gelen olur, taktik gereği şimdi gelmemesi gereken olur. Buralara takılmayın. Önemli olan millete umut olabilecek miyiz? Yeni şeyler söyleyebilecek miyiz? 18 yıldır Türkiye'yi yöneten iktidar var. Hala anketlerde 'Tayyip Erdoğan ekonomiyi iyi yönetir' diyen çıkıyorsa. Muhalefetin iki elini başına alıp düşünmesi lazım. 13 milyon emekli, 10 milyon işsiz, 10 milyon asgari ücretlisi, atanamamış öğretmeni, 5 milyon çiftçisi geçim sıkıntısı çekiyorsa, 45-50 milyon kişi. Ana muhalefet partisi 11 milyon oy alıyorsa yeni bir umuda, başlangıca ihtiyaç var.
İttifaklar zayıf duruşların işidir. İttifak olmaz demiyorum ama ittifakı kutsamıyorum. Seçime 2,5 yıl varken ittifaklarla yola çıkmak zayıf siyasi duruşların işidir. Biz Türkiye'ye yeni modeller önereceğiz. Türkiye'nin kronikleşmiş sorunları var, köhnemiş yöntemlerle çözemiyiz. Yeni yöntemlerle çözeceğiz bunları.
Basketbolun kurallarıyla futbol oynayamazsınız. Yerel seçimin kuralları ayrı genel seçimin kuralları ayrıdır. En büyük ilimiz İstanbul. CHP'nin adayı vardı Ekrem İmamoğlu arkadaşımız. İYİ Parti aday çıkardı mı, hayır, destekledi. Saadet Parisi, HDP destekledi. Bu yerel seçimde başka, genel seçimde başka bir şey. Önümüzdeki seçimde HDP'li, İYİ Partili gidip CHP'ye oy vermeyecek değil mi?
Son Cumhurbaşkanlığı seçiminde Sayın Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığında aldığı oy var bir de AK Parti ve MHP'nin milletvekili oyu var. Hangisi fazla? Milletvekili oyu Tayyip Erdoğan'dan daha fazla. 600 bin kişi AK Parti ve MHP milletvekili listesine oy vermiş ama Cumhurbaşkanlığında Erdoğan'a oy vermemiş. Kime vermiş? Bana vermiş. Muharrem İnce'nin AK Parti ve MHP'den oy alma ihtimali var, ispatlanmış bir şey.
Ben mavi vatanın arkasındayım. Türkiye'yi ben Antalya körfezine sıkışmış kara devleti olarak görmek istemiyorum. Çocuklarımızın geleceği için Türkiye mavi vatanın arkasında durmalıdır. Bana ister Tayyipçi desinler hiç umrumda değil. Bunu yazanın cehaletine ve ihanetine bırakıyorum. Siyaset yapmıyorum. Mavi vatanı konuşmak, Azerbaycan'ı konuşmak siyaset değildir."