KRT'de yayımlanan "Seçim özel" programına konuk olan Kılıçdaroğlu, televizyonun Ankara temsilcisi Savaş Kerimoğlu'nun soruları yanıtladı.
Seçim sürecinde ekonominin konuşulmaması için yapay gündem oluşturulduğunu savunan Kılıçdaroğlu, gerçek gündemin toplumun gözünden kaçırılmak istendiğini belirtti.
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın 2,5 milyon istihdam yaratılacağı şeklinde açıklama yaptığını hatırlatan Kılıçdaroğlu, "2,5 milyon kişiye istihdam bulacaksa şimdi bul, oy al. Niye seçimden sonra? Sırf 'işsiz fazla görünmesin' diye Türkiye İş Kurumunda 1 milyona yakın geçici işçi alındı" diye konuştu.
"Ülkede beka sorunu ortaya çıkmıştır" açıklamalarının hatırlatılması üzerine Kılıçdaroğlu, "Her ülke kendi geleceğini düşünür. Kendi geleceğini güvence altına alır, üretimle, istihdamla. Güçlenmesi lazım ki zayıf düşmesin. Eğer bir ülke güçlenirse, dinamik yapısını korursa, üretirse, kültür, sanat, bilimde de üretmesi lazım, bunları yaparsa ülkenin beka sorunu olmaz." ifadelerini kullandı.
"BU SEÇİMLERİN BEKA İLE NE İLGİSİ VAR?"
Kılıçdaroğlu, "Kendinizi beka sorunu olarak görüyor musunuz?" sorusu üzerine şöyle konuştu:
"Öyle diyorlar, ben bir beka sorunuyum, dolayısıyla benim idam edilmem lazım. Meral Hanım'ın beka sorunu var, onun da hapishaneye atılması lazım, Saadet Partisi liderinin de yine benzer sorunu var, ona da başka bir şey yapılması lazım. Adeta çocuk kandırır gibi 'Türkiye'nin bir beka sorunu var'. Bu seçimlerin beka ile ne ilgisi var? Düşünün muhtar seçeceğiz. Muhtar seçildi, mahalleyi, köyü yönetecek. O kadar. Bunun Türkiye'nin beka sorunuyla ne ilgisi var. Belediye meclis üyesi seçeceğiz, gelecek belediye meclisine, o beldede ne yapılacağına oturup karar verecek. Bunun beka sorunu ile ilgisi var. Aynı şekilde il genel meclisi... Büyükşehir belediye başkanı... Diyelim ki Ekrem İmamoğlu İstanbul'u, Mansur Yavaş Ankara'yı kazandı. Bunlar Ankara'ya ve İstanbul'a hizmet edecek. Bunun ne beka sorunu var. Tamamen çarpıtma. Ekonomi, mutfaktaki yangın, işsizlik, esnafın, çiftçinin derdi konuşulmasın diye bu tür hayali senaryolar."
"O ZAMAN VERGİYİ NİYE ALDIN?"
Toplanan vergilerin nereye gittiğini soran Kılıçdaroğlu, "köprü, alt geçit, 3. havalimanı gibi yapılara yatırım olarak bakmamak mı lazım?" denilmesi üzerine; bu vergilerin oraya gitmediğini, onların yap işlet devret modeliyle yapıldığını söyledi.
Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Benden hem vergi alıyorlar hem de geçmeyeceğim köprünün parasını alıyorlar. Köprüyü kim yaptı, bunların yandaşları yaptılar. Geçiş ücreti, köprünün maliyeti, verilen garantiler dolarla, vatandaşa diyor 'doları bozdur'. Bu ihaleyi Türk lirasına çevir, 'hayır, çevirmem' diyor. O da dolarla devam ediyor. Şimdi vatandaş hem vergi, hem geçmeyeceği köprünün parasını veriyor. O zaman benden vergiyi niye aldın? Deli Dumrul öyküsü benzeri bir şey. 'O vergilerle bunu yaptım' diyor, yalan söylüyor. O vergilerle bunu yapmadı. Bu köprünün, yolun parasını benim torunlarım ödeyecek. 25-30 yıl borçlandırdı. 500 milyar dolar borç aldılar o ayrı bir borç. Şimdi benim çocuklarım torunlarım ödeyecek."
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, "Belediyelerin çoğu şu an batık. Türkiye'nin ekonomisinin sorumlusu benim. Yerel yöneticilerin şu an yapacağı hiçbir şey yok. Türkiye'nin ekonomisini belediye başkanlarının düzeltme şansı mı var" diye konuştuğunu belirten Kerimoğlu, Kılıçdaroğlu'ndan bu sözlere ilişkin değerlendirme yapmasını istedi.
Kılıçdaroğlu, "İtirafta bulunmuş. 'Ekonomi kötü, belediyeler düzeltemez' diyor. Büyükşehir belediyelerin gelirleri ve harcamaları var. Halk için sağladığı kaynakları kullanıyor. Kullanılan kaynak millete ait bir kaynak. Yaptığı her harcamanın hesabını vermesi lazım. Bizim belediye başkanlarımızın temel ilkesi bu. İzmir Büyükşehir Belediyesinin kredi notu Türkiye Cumhuriyeti'nin kredi notundan daha yüksek. Erdoğan buna ne diyecek. Erdoğan'ın bundan haberi var mı?" diye konuştu.
"ÜRETİYORSA BAŞIMIZIN ÜSTÜNDE YERİ VAR"
"CHP kazanırsa belediyede işçilerin işten çıkartılacağı, sosyal yardımların askıya alınacağı" şeklindeki söylemlerin hatırlatılması üzerine Kılıçdaroğlu, "Bu propagandaların hiçbir değeri ve önemi yok. Hiçbir işçiyi çıkartmayacağız. Kimsenin işiyle uğraşmayız. Hangi görüşten olursa olsun işi olsun. Yolsuzluk yapmışsa gereği yapılır. Çalışıyorsa, üretiyorsa başımızın üstünde yeri var." cevabını verdi.
İttifak konusu üzerinden sıklıkla vurgulanan "terör örgütü ile iltisakları var" yorumlarını değerlendiren Kılıçdaroğlu, "Bu devletin valisi, jandarması, polisi, savcısı, istihbarat örgütü yok mu? Bu arkadaşlarımız seçime girerken savcılıktan iyi hal kağıdı alıyorlar. Diplomasını getiriyor. Yüksek Seçim Kuruluna gönderiyor. Korku üzerinden siyaset yapıyorlar. Paniğe kapılıyorlar. CHP kazanacak. İYİ Parti kazanacak. Saadet Partisi kazanacak. Biz Cumhuriyet Halk Partisiyiz. Halkın partisiyiz" şeklinde konuştu.
"Seçime girmek serbest, kazanmak yasak" şeklindeki açıklamasının hatırlatılması üzerine Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Mansur Yavaş arkadaşımızın söylediği bir cümle. Mansur Yavaş'a her türlü şeyi yapıyorlar. Erdoğan diyor ki 'kazanırsa ben bunu başlatmam'. Kimsin sen ya? Şu anlama geliyor, 'seçime girebilirsin ama kazanamazsın, seni kazandırtmam'. O zaman ben niye seçime giriyorum? Bu ne demektir? 'Bu halkın iradesini, milli iradeyi tanımıyorum, benim demokrasi kültürüm yok demektir, ya bana tabi olursun seçime girer kazanmazsın ama kazanırsan ben seni yaşatmam.' Hiçbir şey yapamazlar."
"Bu seçim ders verme seçimi mi sizce?" şeklindeki soruya da Kılıçdaroğlu "Bu seçimler halkın daha önce kullandığı oyları sorgulama seçimi" dedi.