Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi'nde yaşanan bildiri skandalına ilişkin tartışmalar devam ediyor. MHP Ankara Milletvekili ve AKPM Türk delegasyonu üyesi Tuğrul Türkeş, AKPM Başkanı De Puig'in bildiri için kendisine "Birçok noktadan baskı geldiğini ve bu konuda bir şeyler yapması noktasında büyük baskı gördüğünü ifade ettiğini" bildirdi.
Türkeş, AKP'yi “siyasi hırs uğruna Avrupa'dan kendi ülkesindeki yargı aleyhine baskı dilenen bir zihniyet” olarak nitelendirdi, Barroso ziyaretinin şüpheli hale geldiğini savundu.
MHP Ankara Milletvekili ve Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Türk delegasyonu üyesi Tuğrul Türkeş, geçen hafta yaşanan bildiri skandalı dolayısıyla AKP'ye sert eleştirilerde bulundu. AKPM Başkanı De Puig'in bildiri için kendisine birçok noktadan baskı geldiğini ve bu konuda bir şeyler yapması noktasında büyük baskı gördüğünü ifade ettiğini belirten Türkeş, “İtalyan Komünist Partisi Genel Sekreteri Berlinguer bir konuşmasında 'Ben önce İtalyanım sonra Komünistim demişti. Yani Avrupa'da düne kadar komünizmi savunan liderler dahi mevcut siyasi iktidardan çok daha vatansever, çok daha şerefli, haysiyetli ve sorumluluk sahibiydiler” dedi.
Türkeş Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, geçen hafta AKPM'de yaşanan bildiri skandalını değerlendirdi. Bildiri skandalının ortaya çıkmasının ardından MHP Aydın Milletvekili Ertuğrul Kumcuoğlu, CHP İstanbul Milletvekili Birgen Keleş'le birlikte, AKPM Başkanı De Puig'le görüştüklerini ifade eden Türkeş, “Kendisine konuyu sorduğumuzda, De Puig, kendisine 'birçok noktadan baskı geldiğini ve bu konuda bir şeyler yapması noktasında büyük baskı gördüğünü' ifade etti. Ayrıca 3-4 Nisan tarihlerinde St.Petersburg'da yapılan Göç Komitesi toplantısı esnasında Türk heyeti başkanının bu konuda talepkar olduğunu ve bunun üzerine konuyu değerlendirdiklerini ifade etmiştir. Kendisi Sayın Çavuşoğlu'na bu talepleri ancak 'Türk heyetinin tümünün yapması halinde değerlendirebileceğini ifade ettiğini' belirtmiştir. Ayrıca Çavuşoğlu'nun kendisini TBMM Başkanının davet edebileceğini de ifade ettiğini ancak De Puig bunun da ancak partilerin mutabakatı sağlandığı takdirde kabul edebileceğini bildirdiğini ifade etmiştir” diye konuştu.

- “SİYASİ ÇIKAR İÇİN TÜRKİYE'Yİ KÖTÜLEMELERİ KABUL EDİLEMEZ” -

Türkeş, siyasi parti mensuplarının sırf kendi hırsları ve siyasi çıkarları doğrultusunda Türkiye'yi kötülemelerinin kabul edilebilecek bir husus olmadığını da söyledi. Bazı uluslar arası kuruluşlar nezdinde girişimlerde bulunulması ve bu kurumların açıklamaları ve ziyaretleri ile Türkiye'deki yargı kurumları üzerinde baskı kurulmaya kalkılmasının hiçbir şartta hoş görülecek bir mesele olmadığını belirten Türkeş, şunları söyledi:

“Strasbourg'da bulunduğumuz hafta içerisinde bazı AKP milletvekillerinin farklı politik gruplarında ayrı ayrı deklarasyonlar yayınlamaları için gayretlerini maalesef üzüntü ile gözledik. Ülkemizi ilgilendiren bu üzücü konuyu yurt dışında tartışarak daha fazla zarar açmamak üzere Türkiye'ye dönene kadar bu konudaki detayları açıklamayı erteledik. Bu arada bu yaşadığımız olaylar bundan kısa bir süre önce Türkiye'yi ziyaret eden Avrupa Komisyonu Başkanı Sayın Barroso'nun da hangi şartlar altında ülkeye geldiği ile alakalı olarak ciddi şüpheleri içermektedir. Acaba Avrupa Komisyonu nezdinde de Avrupa Konseyi'nde olduğu gibi yoğun bir lobi faaliyeti yürütülmüş müdür? Şayet yürütülmüş ise bunu kimler yapmıştır. Bu görüşmelerin başka boyutları var mıdır?”

- "ERMENİSTAN MİLLETVEKİLİNDEN DE İMZA ALINDI" -

“Yurtsever, inançlarına bağlı ve ülkesinin meselelerini her şeyin üzerinde tuttuğunu” iddia eden bir siyasi iktidar mensuplarının kendi siyasi çıkarları uğruna Türkiye aleyhine çalışmalar yapanlarla işbirliği içinde olmakta hiçbir mahsur görmediğini savunan Tuğrul Türkeş, “AKPM nezdinde bunca yaşanan olaya rağmen; bizim dönüş yolunda olduğumuz son gün elden bir metin dolaştırılmış ve içinde Ermenistan milletvekili de bulunan bir gruptan imza talep edilmiştir. Kendilerine ancak 21 parlamenter şu veya bu gerekçe ile imza vermiştir. Buna rağmen konu kendi medyalarında başarı  gibi takdim edilmiştir. Anlaşılan yaşanan bunca olay ve ulusal basındaki yazılar bu kişilerin hırslarına gem vuramamıştır. Ya da aldıkları talimat gereği, bu girişimden hala bir fayda sağlanır ümidi ile bu olumsuz çalışmalarını sürdürmüşlerdir” diye konuştu.

- “KOMÜNİZMİ SAVUNAN LİDERLER BİLE DAHA ŞEREFLİ” -

1970'li yıllarda dünyada en popüler fikirler olarak kabul edilen ve evrensellikleri bilinen sosyalizm ve komünizm akımları sırasında Avrupa'da komünizmin öncülerinin farklı bir tavır sergilediğini ve “Eurocommunism” adı verilen yeni bir adım oluşturduklarını kaydeden Türkeş, “İtalyan Komünist Partisi Genel Sekreteri Enrico Berlinguer bir konuşmasında 'Ben önce İtalyanım sonra komünistim' demişti. Yani Avrupa'da düne kadar komünizmi savunan liderler daha mevcut siyasi iktidardan çok daha vatansever, çok daha şerefli, haysiyetli ve sorumluluk sahibi idiler. Biz ise bu güne kadar savunduklarını iddia ettikleri değerleri bir kenara bırakıp siyasi hırs uğruna Avrupa'dan kendi ülkesindeki yargı aleyhine baskı dilenen bir zihniyet ile karşı karşıyayız” iddiasında bulundu. (ANKA)