Türkiye’nin, 3 Ekim 2005 tarihinde gerçekleştirilen Hükümetlerarası Konferans’da, Avrupa Birliği ile müzakerelerin resmen başlatılmasıyla tam üyelik yolunda çok önemli bir aşamaya geldiğini belirten Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu Genel Başkanı Derviş Günday, TESK olarak bu sürecte üzerlerine düşeni yapmaya hazır olduklarını söyledi.
Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu olarak bu gelişmeleri memnuniyetle karşıladıklarını ifade eden Günday yaptığı yazılı açıklamada şu görüşlere yer verdi: “ Müzakere süreci uzun soluklu bir dönemi aralamıştır. Türkiye, müzakerelere başlamış bir ülke olarak, eksiklerinin ve önceliklerinin farkında olduğu gibi, sahip olduğu değerlerin ve bölgesel öneminin de farkında olmalıdır. Böylece, soğukkanlı ve güvenli adımlarla sonuca ulaşmak mümkün olacaktır.
Avrupa Birliği’yle entegrasyon yalnız bir mevzuat uyumlaştırılması değildir, katılım süreci toplumun tüm kesimlerini kapsayacak bir değişimi beraberinde getirecektir. Bu bağlamda, Avrupa Komisyonu ve Konseyi’nin bir çok kararında altını çizdiği toplumlar arası diyalog ve sivil toplumun sürece yapacağı katkı gözden kaçırılmamalıdır.
Müzakere süreci öncesi Türkiye’nin de bir müzakere planı ve çerçevesi olması gerektiğini düşünmekteyiz. Bu süreçte sivil toplumun katılım ve desteğine başvurulması son derece önemlidir ve TESK olarak esnaf ve sanatkarların özünü ve çoğunluğunu oluşturduğu küçük işletmelerle ilgili olarak üzerimize düşen görevi yapmaya hazırız. 9 Eylül 2005 tarihinde Sayın Ali Babacan başkanlığında yapılan Sivil Toplum Kuruluşları Zirvesi önemli bir başlangıçtır. Bununla birlikte, temsil etmediği kesimlerin temsilcisiymiş gibi görev üstlenmek isteyen sivil toplum kuruluşlarına da haklı olmayan bir inisiyatif verilmemeli ve böyle bir misyon yüklenmemelidir.
Türkiye esnaf ve sanatkarını temsil eden en üst kuruluş olarak üyelerimizi bu sürece hazırlamak ve bilgilendirmek görevimizin bilincindeyiz. Bu amaçla, AB tarafından sağlanan katılım öncesi mali yardım fonlarını en iyi şekilde değerlendirmek ve projeler üretmek için çalışmalarımızı sürdürmekteyiz. Dış ilişkiler boyutunda ise, Türkiye’nin AB’de tanıtılması ve anlaşılmasının çok önemli olduğuna inanmaktayız. Politik düzeyde süren pazarlıkların altında asıl olarak toplumların birbirlerini tanımamasından kaynaklanan sorunlar yatmaktadır. Bu nedenle AB ülkelerinde Esnaf ve Sanatkarı temsil eden benzer kuruluşlarla olan ilişkilerimize çok önem veriyoruz. Özellikle, Fransa, İtalya ve Almanya’daki kuruluşlarla sürekli bir temas ve işbirliği içindeyiz.
Şunu da belirtmek gerekir ki bu tek taraflı bir süreç değildir. Türkiye’nin gösterdiği gayrete Avrupa Birliği de aynı şekilde karşılık vermeli, ortak ve adil bir siyasi tavır belirlemelidir. Müzakerelerin başarıya ulaşmasında, AB kamuoyunun Türkiye’nin üyeliğine hazırlanması Türkiye’nin AB üyeliğine hazırlanması kadar önemlidir. Bu konuda Türkiye kadar AB üyesi ülkeler de gayret göstermelidir.