CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, İzmir’de Ege Sanayicileri ve İşinsanları Derneği (ESİAD) Yüksek İstişare Konseyi Toplantısı sonrası iş insanlarından gelen soruları yanıtlarken Cumhurbaşkanı adayı olup olmayacağıyla ilgili bir soruyu “Bu Millet İttifakı’na bağlı. Birlikte konuşup karar vereceğiz. Hem ittifak olacaksınız, hem de ittifaktan bağımsız hareket edecek karar vereceksiniz, olmaz. Cumhurbaşkanı devletin sigortasıdır. Siyasi partiler arasında görüş ayrılığı çıktığında ve bu görüş ayrılığı kronik bir hal aldığında, tüm liderleri davet edip sorunun çözümüne katkı verecek kişi Cumhurbaşkanıdır. Cumhurbaşkanı sorunun tarafı olursa devletin sigortası olmaz” şeklinde yanıtladı.
“GELECEK VE DEVA PARTİLERİYLE SÖYLEM BİRLİĞİMİZ VAR”
İttifak partileriyle zaman zaman görüştüklerin hatırlatan CHP lideri, “Güçlendirilmiş parlamenter sistem diye ortak bir söylemimiz var. Siyasi parti liderlerinin vesayetinden kurtulmuş bir yapıyı oluşturmak istiyoruz. DEVA ve Gelecek Partisi’nin başkanları da güçlendirilmiş parlamenter sistemden bahsediyor. Yani bir söylem birliğimiz var. Güçlendirilmiş parlamenter sistem ne, bunun çalışması yapılıyor. Her partinin bir genel başkan yardımcısı görevli. Ön çalışmalar yapıldı, taslak çıktı. Bunu özet haline getirip kamuoyu ile paylaşmak istiyoruz” dedi.
“SİSTEMİN ADI TEK KİŞİLİK HÜKÜMET”
Türkiye'deki sistemin Amerika'daki gibi başkanlık sistemi olmadığını söyleyen Kılıçdaroğlu, sistemle ilgili şunları söyledi;
* Bu sistem, başkanlık sistemi değil. Cumhurbaşkanı danışmanı Mehmet Uçum Bey'in söylediği ifadeyle bu tek kişilik hükümettir. Her şey bir kişiye bağlıdır. Bir kişi tarafından Türkiye Cumhuriyeti yönetilmektedir.
* Yargı ve parlamento da bir kişinin vesayeti altındadır. Dünyada böyle bir örnek yoktur. Bunun örneğin Gerçek anlamda demokrasinin gelmesi, herkesin düşüncesini ifade etmesi lazım.
“TÜRKİYE'Yİ YÖNETMEYE TALİBİZ, DIŞ GEZİLER OLACAK”
Türkiye’yi yönetmeye talip olduklarını, bu nedenle bazı ülkelere heyetler gönderdiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, “Kuzey Irak, Suriye ve Mısır'la Türkiye'nin sorunlarını çözeceğiz. Bu nedenle Mısır'a iki eski büyükelçiyi gönderdim. Siyasal idamlara dikkat çektim” diyerek Kuzey Irak ziyareti konusunda da “Büyük Ortadoğu Projesi yerine Ortadoğu Barış ve İşbirliği Teşkilatı'nı kurarak daha sağlıklı bir zemin oluşturmak istiyoruz” ifadelerini kullandı.
KILIÇDAROĞLU 9 SORUNU TEK TEK SIRALADI
Çeşme’de bir otelde Basın Konseyi Özel Toplantısı düzenlendi. Kemal Kılıçdaroğlu toplantıda yaptığı konuşmada, basın ve ifade özgürlüğünün yanı sıra Anayasa’nın da askıya alındığını söyledi. Medyanın bugün 9 temel sorunu olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, bunları şöyle sıraladı:
* Birinci sorun medya patronları iktidarın baskısı altında.
* İkinci sorun Basın İlan Kurumu'nun iktidarın beğenmediği medya kuruluşlarını cezalandırma yöntemini uygulaması.
* Üçüncü sorun RTÜK'ün televizyonlara baskı aracı olarak kullanılması.
* Dördüncü sorun, yargı yoluyla gazeteciler cezalandırılıyor, evleri basılıyor, gözaltına alınıyor, bir de yargı doğru habere yasak getirme aracı olarak kullanılıyor.
* Beşinci sorun Basın İlan Kurumu şişirilmiş tirajlara göre resmi ilan dağıtıyor ve devlet soyuluyor. Bu soygunu göz yumanların bu soygunun ortaklarıdır. Fuat Oktay da
duysun.
* Altıncı sorun kamu kurumlarının reklamları Saray'ın talimatıyla havuz medyasına aktarılıyor.
* Yedinci sorun TRT, bağımsız yayın yapmıyor. 15 Temmuz sonrası Saray'da yapılan toplantıda ben şikayet edince bir kez TRT'ye çıkabildim, bir daha çıkarılmadım.
* Sekizinci sorun gazetecilere yönelik fiili saldırılar. Bu yaralama, tehdit ve silah kullanma şeklinde yaşandı, iktidara yakın odakların kulaklarına fısıldanarak yapılıyor, saldırganlar ya serbest kalıyor ya da takibe bile alınmıyor.
* Dokuzuncu sorun, iktidara destek verirsen bu sorunlarla karşılaşmıyorsun. Reklam yağıyor ve iyi para kazanıyorsun.
“OTORİTER BİR YÖNETİM İLK KEZ DEMOKRATİK YOLLA GÖNDERİLECEK”
İktidarın kontrolündeki medyanın kamuoyu oluşturamadığını, gazetelerin satmadığını ve televizyonların izlenmediğini belirten Kılıçdaroğlu, “Bu gazetelerin manşetleri Saray'da atılıp gönderiliyor” dedi.
Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin bu sorunlardan kurtulacağını da belirterek, “Otoriter bir yönetim ilk kez demokratik bir yolla gönderilecektir. İktidar süresini uzatmak için sosyal medya için yeni RTÜK'ler kurabilir ama, Anadolu'da ‘Zalimin zulmü artsın ki gitmesi çabuk olsun' derler. Tren raydan çıktı, bunlar gidecek” şeklinde konuştu.
Pınar Türenç, Basın Konseyi 35 yıla yakın süredir iletişim ve basın özgürlüğü ile medya etiğini yaşatabilmek için çalıştığını belirterek, “İletişim özgürlüğünü darbe aldığı son yıllarda, hep beraber mücadelemizi yapmak zorunda olduğunu yinelemek istiyorum” dedi.
“GAZETECİLER İÇİN DAVALAR VE CEZALAR DAĞLAR GİBİ”
Medyanın yüzde 95’inin iktidarın kontrol altında tutulmasının yakıcı olduğunu, medyanın kodlarıyla oynanması gerektiğini belirten Pınar Türenç de medyanın hiçbir demokratik ülkede benzerine rastlanmayan müdahaleler yaşadığını söyledi.
Bu yoğun baskı kıskacında halkın haber alma hakkının da yok sayıldığı gerçeği ile karşı karşıya bulunulduğunu kaydeden Türenç, “Medya grupları el değiştirirken, oysa tirajlar hedeflenen oranda yükselmedi. Bu garabet modelde kamu kaynaklarıyla el değiştiren gazeteler küçüldü, televizyonların izlenirliği azaldı. Bu antidemokratik uygulama, bize şu gerçeği bir daha yaşattı. Baskı altında olan toplumlar, önünde sonunda başkaldırırlar. Okuyucunun isyanı da gazeteleri almayıp, sunulana güvenmeyip, ekrana sırtını dönmesidir” ifadelerini kullandı.
Sayıları giderek azalan bağımsız gazete ve televizyonları susturmaya çalışıldığına dikkati çeken Türenç, “Siyasi güç, ekonomik ve siyasi baskısını giderek yükselterek, korku, baskı, yıldırma yolunu uyguluyor. Yasa tanımaz RTÜK ile BİK, iktidarın sopası olma görevlerini basın üzerinde kabul edilemez şekilde sürdürmekte. Eleştirel gazetecilik yapan gerçek gazeteciler için açılan davalar ve cezalar da dağlar gibi” diye konuştu.
“MEDYANIN ÜZERİNDEN ELİNİZİ ÇEKİN”
Sosyal medyayı zapturapt altına almak için düzenleme çalışmaları yapıldığını kaydeden Türenç, böyle bir yasal düzenlemenin şeffaflık çerçevesinde, gerçeğin yayılması, iletişim özgürlüğü çerçevesinde ayrımcılık yapılmadan konunun masaya yatırılmasını istedi. Türenç şöyle devam etti:
* Son yıllarda nefes alınan mecra olarak büyüyen sosyal medyayı kullananlara yeni düzenleme gündemde. Cumhurbaşkanının işaret ettiği ve emir olarak nitelenen ‘Sosyal medyayı beğenmiyorum' cümlesinin, yeni yasa hazırlığını hızlandırdığını anlıyoruz.
* Kutuplaşmanın bu alanda da büyüdüğü ülkemizde, gazeteciliğe hiza vermeyi görev edinenlerin, ekim ayında Meclis'e yeni bir sosyal medya yasa tasarısını getireceği anlaşılıyor. Diyanet İşleri Başkanı'nın bile bu durumdan vazife çıkardığına tanıklık ediyoruz. Diyoruz ki medyanın üzerinden ellerinizi çekiniz.
Pınar Türenç, Basın Konseyi'nin tek isteğinin düşünceyi ifade ve gerçeği yayma özgürlüğüne saygılı bir düzene kavuşması olduğunu belirterek, “Bunu da el birliği ile mücadele sonucu kazanacağız” dedi. Türenç, Basın Konseyi'nin bu toplantının diğer parti liderleriyle de devam etmesini istediklerini söyledi.
Toplantıda, Basın Konseyi önceki Başkanı Oktay Ekşi, aralarında TBMM eski Başkanı Hüsamettin Cindoruk'un da bulunduğu Yüksek Kurul üyeleri, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Çeşme Belediye Başkanı Ekrem Oran, milletvekilleri ve İzmir medyasından çok sayıda basın mensubu katıldı