BATTIK BAŞKANIM, NE OLUR ÖNCE BESİCİ, ÖNCE KÖYLÜ”
40 senedir vergi verdiğini söyleyen emekli bir vatandaş, “700 milyar lira şu anda borcum var. Ürün ekiyoruz fiyat açıklanmıyor. Sayın başkanım, Allahınızı seviyorsanız bizim haklarımızı verin artık. Bir oğlum vardı, üniversitede okuttum, bir işe koyamadım. Başkanım ne olur önce besici, önce köylü. Biz olmadan siz olmazsınız. Battık başkanım, bir çuval yem 200 lira. Böyle bir adalet, böyle bir kanun var mı sayın başkanım? Komple battık köylü, hiç borcu olmayanın 1-2 trilyon (milyon) borcu var” dedi.
“EĞİTİM SİSTEMİMİZ TİCARETHANEYE DÖNDÜ”
Bir başka vatandaş ise, okul çağında çocukları olduğunu ve servis ücretlerinin el yaktığını belirterek, “Ben işsizim. 35 yaşındayım kimse bana iş vermiyor. 3 kilometre yol 300 lira olmuş. Geçinemiyorum. Hamallığa gidiyorum, huzurumuz yok, stresten ellerimiz titriyor. Okullar açıldı, öğretmenler set kitabı istiyor, bir set kitap 100 liradan başlıyor. 3 çocuğum var hangisine yetiştireyim? Eğitim sistemimiz artık ticarethaneye dönmüş. Derdim eğitim benim çocuklarımın hiçbirinin geleceği yok. Ek kaynak diyorlar bu sınıfta 30 öğrenciden 5'i zengin. 5'i alıyor, diğerleri de bakıyor. O zaman milli eğitim kaynak kitap da dağıtsın. Artık düşünmekten saçlarım beyazladı” dedi.
“BİZ PADİŞAH SEÇMEDİK, CUMHURBAŞKANI SEÇTİK”
Yaşlı bir başka vatandaş da Akşener'in yanına gelerek gübre fiyatlarından dert yandı. Veresiye alarak köylünün geçinmek zorunda kaldığını belirten vatandaşın ardından, yaşlı bir teyze de Akşener'e ‘meleksin sen' diyerek sarıldı. Yaşlı teyze, “Biz padişah seçmedik, biz Türkiye Cumhuriyeti'ne cumhurbaşkanı seçtik. O verdiği sözleri tutmadı, sen bizi kurtar. Belimizi büktü” dedi.
“ÜNİVERSİTEYİ KAZANIYORUZ, YURT YOK, BURS YOK”
Bir başka genç de öğrenci olduğunu belirterek, “Üniversiteyi kazanıyoruz yurt yazıyoruz çıkmıyor. Neymiş, bir partinin gençlik kolları üyesi olman lazımmış. Burs istiyoruz vermiyor, kredi istiyoruz 14 bin geri ödemeli veriyor e ben nasıl ödeyeyim, babam emekli” diye konuştu. İsminin Onur olduğunu ve Ege Üniversitesi'ni bu sene kazandığını belirterek, “Ülkemizde verilen eğitimin hali içler acısı. Sadece sınavları geçmeye yönelik, öğrencilere gerçek hayatta bir şey kazandırmıyor. Rahatlıkla iş bulabileceği eğitimler verilmiyor” diyerek, Akşener'e eğitime yönelik planlarını sordu. Akşener ise bu soruyu, “Ekim ayında eğitime yönelik görüşlerimiz olacak” diye yanıtladı.
“DERTLERİNİZİ GÜNDEMDE TUTMAYA ÇALIŞIYORUZ”
Sonrasında alanda bir konuşma yapan Akşener, “Vatandaşların sorunlarını, isteklerini, taleplerini dinliyoruz. Sadece dinlemekle kalmıyoruz onların sorunlarına çözüm önerileri de sunuyoruz. Her sosyal katmandan insanları dinliyoruz. Örneğin, emeklilerin SSK ve BAĞ-KUR maaşlarının 5 ayrı maaş olduğundan haberim yoktu, eminim çoğu siyasetçinin de yoktur. Ben bunları o dükkanlarını ziyaret ettiğim esnafların yanına gelen müşterilerinden öğrendim. Daha sonrasında bunları grup konuşmalarıma koyuyorum. Milletin kürsüsü diye mecliste dert sahibi insanların o kürsüden konuşmasını sağlıyoruz. Arkadaşlarımız, bu dertlerle ilgili çözüm önerilerimizi araştırma önergeleri sunarak soru önergeleri ve kanun teklifleri ile meclise getiriyorlar, sizlerin dertlerini gündemde tutmaya çalışıyoruz.
“ESNAF, BU ÜLKENİN BEL KEMİĞİDİR”
Şimdi diyeceksiniz ki Meral hanım neden bunları yapıyorsunuz? Çünkü, uzun zamandır vatandaşın dertleri konuşulmuyor. Gözünün üstünde kaşın var değerleri üzerinden insanların birbirlerinin karşısına dikildiği, kutuplaştırıldığı bir siyasi dilin hiç kimseye faydası olmadığını nihayet anladık. Esnaf bu ülkenin ekonomisinin bel kemiğidir. Eğer sanayicinin ürettiğini esnaf satamazsa sanayici üretemez orada üretim yapan işçi işsiz kalır.
“ECZANELERDE BİLE VERESİYE DEFTERLERİ VAR”
Ne dertler var biz esnaflarda veresiye defteri bilirdik de eczanelerde veresiye defteri var biliyor musunuz? 150-200 bin arasında veresiye defteri gördüm ben. Biz bunları kamuoyunun dikkatine sunarsak siyasetçileri buna yönelik politika üretmek zorunda kalır ve sizin karşınızdaki rekabeti dini duygularınız, milli duygularınız üzerinden, vatanperverliğiniz üzerinden birbirimizin karşısına dikilmek yerine ortak değerler üzerinden çözüm üretirler ve bu meydana gelir size hesap verirler. Esnaf için müşteri siyasetçi için de esnaf velinimet olmalıdır.
“DERTLERİNİZ ÜZERİNDEN ÇÖZÜM ÖNERİLERİ SUNULAN BİR TÜRKİYE İNŞA EDECEĞİZ”
Bakın hiçbir dükkanın içinde ben iktidar partisini yermedim, kendi partimi övmedim, propaganda yapmadım. Derdi olan insanları dinledik. Bizim siyaset anlayışımızda bir seçim olur, o seçimde siz karar verirsiniz ve bir partiyi iktidar edip birilerini de muhalefet edersiniz. İktidar size hizmet etmek zorundadır, muhalefet de sizin derdinizi dinleyip duyurmakla görevlidir. Sonra tekrar sandık gelir mizan kurulur kim görevini yaptı diye bakarsınız ama bunların tamamı hizmete dair rekabet üzerinden kurulur, siz de karar verirsiniz. O karara da bütün siyasetçiler amenna ve saddakna(inandık ve tasdik ettik) der. İşte yapmaya çalıştığımız iş budur. Önceliğin sizin olduğu, sizin konuşulduğunuz, sizin dertlerinizin çözüm önerileri üzerinden rekabet edilen bir Türkiye'yi birlikte, el ele seçmen velinimettir diyerek inşa edeceğiz. Onun için bu yollarda yürümeye devam edeceğim. Allah sizden razı olsun. Burası hem Cumhuriyet açısından hem de sizler açısından önemli bir yer. Burada olduğum için şeref duyuyorum.”
Canik ilçesindeki Adatepe Köyü’nü ziyaret eden İYİ Parti lideri Meral Akşener’e köylüler, topraklarının tapulaştırma vaadiyle ellerinden alınmak istendiğini belirterek dert yandı.
“MAHALLELİ KOMPLE İŞ MAKİNELERİNİN ÖNÜNE YATTI”
Topraklarının tapulaştırma vaadiyle ellerinden alınmak istendiğini anlatan bir köylü, “24 mahallede tapulaştırılma yapılacak dediler, buraya geldiler ölçtüler biçtiler, ‘bu şekilde olacak’ dediler ama hiç bir zaman dediklerini yapmadılar. Şu anda mahalle çok mağdur durumda. Arazimize zorla girmeye çalışıyorlar. Dün mahalleli komple iş makinelerinin önüne yattı. 24 mahalle muhtarı birlikte imza topladık, Ankara’ya gönderdik ama sonuç gelmedi.” dedi.
“TOPRAĞIMIZI ELİMİZDEN ALMAYA ÇALIŞIYORLAR”
Başka bir köylü ise yaşadıklarını şu şekilde anlattı: “Çocuğum kepçenin önünde durdu. Askere küfür etmedik, hakaret etmedik. Çocuğum dövüldü, hiç bir hakları yok benim çocuğumu dövmeye. Toprağımızı elimizden almaya çalışıyorlar, vermiyoruz. Diyorlar ki bize ‘köyünüzden 3 bilirkişi bu imzayı atmış’ dedi. Kim attıysa o imzayı çıksın. Benim tarlama, toprağıma nasıl imzayı atar. Benden habersiz atabilir mi?”
“KÖYLÜLER COPLANDI, KADINLARA BİBER GAZI SIKILDI”
İki gündür toprak savaşı verdiklerini anlatan başka bir yöre sakini ise “Biz bu hanede 23 bin nüfuslu bir ilçenin köyündeniz. Kimler ne şekilde imza atıldı bilmiyoruz. İki gündür burada toprak savaşı veriyoruz. Hiç bir hakaret kötü söz yada şiddet uygulanmadığı halde başta benim babam ve yeğenim olmak üzere köylüler coplandı, tutuklandı. 3 kadına vardı onlara da biber gazı sıkıldı. Biz burada hiç bir siyasetin derdinde değiliz ama toprağımızın derdindeyiz. Bize yardımcı olur musunuz?” diye sordu.
“BURADAKİ KADINLARI GENCİYLE YAŞLISIYLA GÖRÜN”
Köylülerin dertlerini dinleyen Akşener ise köylülere şu cevabı verdi, “Ben sizin dertlerinizi dinleyip, bunu duyurmak için geldim. Buradan bu kararları veren herkese sesleniyorum, İkizdere’de kadınlar ayakta, Türkiye’nin her yerinde toprağını, suyunu ağacını korumak üzere kadınlar ayakta. Dolayısıyla bugün burada yine kadınlar ayakta, elleri nasır içinde tütünden gelmiş, buradan ağalara sesleniyorum, muhteremler buradaki kadınları genciyle yaşlısıyla görün”