TBMM'de bir basın toplantısı yapan Vural, "Türkiye'de Başbakanlığın hamiliğinde Türk milleti milli kimliğinin düşmanlığının tırmandırıldığı bir dönemi yaşıyoruz" şeklinde konuşan Vural, "milliyetçiliği ayaklar altına alıyorum diyerek millete ait bütün değerleri hortumlamayı yozlaştırmayı görev edinmiş bir zihniyet tarihimizin devlet yönetiminde yaşadığı en kötü yönetim anlayışının bir yansımasıdır" diyerek şunları söyledi:
"Başbakan adım adım her noktada, her fırsatta, hepimizin beraber ve bir olduğu tarihimize, inancımıza, vicdanımıza, kültürümüze, birliğimize, kardeşliğimize karşı bir fitne ve bozguncu bir dil kullanmaya devam ediyor. Başbakan cahiliye döneminden kalmış asabiyetçilik, kavmiyetçilik ve ırkçılıkla millet kavramını anlamaktan uzak, birilerinin verdiği görevleri yapma gayreti içine düşmüştür.
Milli tarih, milli irade ve milli kültürün ayrıştırılmak istenmektedir. Başbakan milletin ne olduğunu bilmiyor, milliyetin ne olduğunu bilmiyor, milliyetçiliğin ne olduğunu bilmiyor ve kendine göre siyaset alanına attığı bu çiğ ette bu millete ait ne varsa tartıştırıyor, birbirine kırdırıyor. Bir muhafazakarım diyen insan kişilerin etnik kimlikleriyle, siyasetini etnik kimlik rekabetiyle birbiriyle ayrışmasını ve vuruşmasını seyrediyor, bundan da keyif alıyor. Bu zihniyet, bu coğrafyada Osmanlı'dan, Selçuklu'dan bugüne kadar oluşmuş bir kültürü reddeden ve bu kültürü parçalamak için kimlik siyaseti yapan bizatihi ırkçılığın girdabına düşmüş bir zihniyet."
-"MİLLİYETÇİLİK IRKÇILIK DEĞİLDİR"-
Milliyetçiliğin ırkçılık olmadığını, bugüne kadar Türk milliyetçilerinin hiçbir zaman ırkçılık yapmadığını, Türk milletinin de ırkçı olmadığının söyleyen Vural, Başbakan Erdoğan'ın "sürekli olarak millet, milliyet ve milliyetçilik kavramlarını kötüleyerek bu milletim bir ve bütün coğrafyası içinde kardeşçe yaşamasını dinamitlediğini, mayınladığını" iddia etti. Vural şöyle devam etti:
"Bu dinamitlerin, bu mayınların, bu saldırıların PKK bölücü terör örgütünün saldırılarının sağlayacağı amaçları temin etmekten öteye bir anlamı yoktur. Birlik dili kullanması gerekirken Başbakan, fitne fesat, ayrımcı bir dil kullanıyor. Kafatasçılık yapıyor. Türk milletinin evladı olan, hepsi birlikte olan insanları birbiriyle etniklik rekabeti içine sokuyor. Ne kadar büyük bir günah işliyorsun farkında mısın? Aklını başına al. Türk milleti devlet kurduğu bütün dönemler içerisinde Avrupa'dan ithal edilmiş ırkçılık zihniyetini hiçbir zaman benimsememiş bir millettir. Elini vicdanına koy. Bu milletin içinden çıktın Başbakan oldun. İnsanları etnik kimlik kompartımanları içerisine koyarak birbiriyle irtibatları kesen bir zihniyet Türkiye'yi nereye götürecek?
Millet sosyolojik bir varlıktır ve Türk sıfatı ve kimliği dar bir etniklik ve aidiyet değildir. Türklük bir kültürdür, bir inançtır, bir milli duruştur. Anadolu'da bir etnik grup değildir. Etnik grup tanımına uymaz, bunu öğreneceksin sen. Millet sosyal bir bütünleşmedir. Senin kafanda mekansal bütünleşme var. Sen milleti bu vatanda, bu topraklar üzerinde inşa edilmiş bir otel olarak görüyorsun. Aklını başına al. Milliyetçilik kavramını bilmiyorsun milleti bilmiyorsun tanımıyorsun.
Tahrik ve provokasyonlarla insanlarımızı kimlik rekabeti ve çatışmasına doğru götürüyorlar. Sinop'ta meydana gelen olayla ilgili 'MHP'lilerden oluşan gruplar yer alıyor' diyor. Neron oldu, fitili ateşledi, kimlik rekabeti oluşturdu. Millet, içinde büyük bir tepkiyi biriktirdi, ondan sonra da bu tepkilerin oluşmasını önlemesi gereken adam 'MHP'lilerden oluşan grup' diyerek adeta tırnaklarını birbirine vuruyor. Biz 1980 öncesini yaşamış nesiliz. O zaman sen Ergun plak gibiydin, şimdi de aynı rolü üstleniyorsun. Aklınızı başınıza alın. Milletin milli kimliğiyle oynamayın. Kimlik ekseninde rekabete sokmayın. Terör örgütüyle pis pazarlıklarla bu milletin şeref ve haysiyetine saldırmayın."
-"TÜRKİYE CUMHURİYETİ, İMRALI ÖNÜNDE DİZ ÇÖKMÜŞTÜR"-
Başbakan Erdoğan'ın konuşmasında, "müzakere değil, masaya oturma değil" dediğini hatırlatan Vural, "Masaya oturmadın da nereye oturdun, çık açıkla. Ne yapıyorsunuz? Oslo'da yaptığınız ne? Terör örgütünün yöneticileriyle masaya oturdun Oslo'da. PKK'nın kundakta bebek öldürerek yapamadığını sen şimdi Anayasa'da yapmak istiyorsun. Süreç adım adım terör örgütü mensuplarına af çıkartılmasına doğru gidiyor. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, PKK ve İmralı önünde diz çökmüştür" dedi.
Camilerin de Kürtçe, Türkçe, Arapça diye ayrıştırıldığını belirten Vural, "Ümmeti bile ayırıyorlar. Terör örgütü mensuplarının açlık grevinden sonra anadilde savunma TBMM'den geçti. Büyükşehir Yasası da terör örgütüne verilmiş bir başka taviz. Anaların gözyaşlarıyla milleti tehdit ediyor. Nereye kadar vereceğiz? Tarihten kaydımızı mı dileceğiz? Yapılan bazı araştırmalara göre hükümet terör politikalarını destekleyenler oldukça azaldı. Allah bizi kardeşliğimizi bozanlardan korusun. Böyle bir politikanın bedelini milletimiz öder" dedi. (ANKA)