YALÇIN DOĞAN
İZMİR’de üniversite öğrencisi Baran Tursun polisin "dur" ihtarına uymuyor ve öldürülüyor.
Tursun’u öldürdüğü iddia edilen polis memuru önce tutuklanıyor. İlk duruşmada tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılıyor.
Tursun Ailesi ayağa kalkıyor. Baba Mehmet Tursun, polis memurunun serbest bırakılmasından sonra basına açıklamalarda bulunuyor.
"Sahte raporla serbest bırakıldı, adalete güvenmiyoruz" tarzında, tepki içeren sözler. İçi yanan bir babanın isyanı. Eşik biraz aşılıyor, ama o sözler, boş yere oğlu öldürülen bir babanın feryatları.
Savcılık harekete geçiyor. Mehmet Tursun ile yakınlarına 301. maddeden dava açılması için Adalet Bakanlığı’ndan izin istiyor.
Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin izin veriyor, baba ve yakınlarına 301’den dava açılıyor.
Tursun Ailesi’ne bir ateş daha düşüyor. Oğullarına yanan aile şimdi de, akla gelmez bir nedenle mahkeme kapılarını aşındırmak zorunda.
Adalet, sadece hukuk kurallarından ibaret değil. Adalet aynı zamanda felsefi bir kavram. Her felsefi kavram gibi, insanlık durumu ve anlayana hoşgörü içeriyor. Adalet, neye göre adalet? Hangi ölçüye göre adalet?
Bir babanın isyanını devlete karşı hareket gibi görüp, ona 301’den dava açılmasına izin vermek, adalet anlayışına sığmıyor.
Adalet Bakanı Sayın Mehmet Ali Şahin, size yazıklar olsun. İnsanlık öldü mü be Sayın Bakan? Bu şimdi adalet mi Sayın Bakan? Adalet, hepimiz için değil mi be Sayın Bakan?
Memura hasis belediyelere cömert
KRİZ yok, ama seçim var. Krize karşı özel bir tavır yok, ama seçime karşı özel bir tavır var.
2009 Bütçe tasarısı Meclis’te görüşülüyor. Görüşmelerde eğer kavga çıkarsa, medyaya o zaman, o kavga yansıyor. Yoksa, koca bir bütçede ne gibi özellikler var, bütçe nereden geliyor, nereye gidiyor, kimsenin umurunda değil.
Oysa, bütçe tasarısına genel bir bakış, AKP’nin 2009 yılına bakışını yansıtıyor. Kime, nasıl baktığını gösteriyor.
AKP önce mart ayındaki yerel seçimleri düşünüyor. O nedenle, yerel yönetimlere daha dikkatli bakıyor. Dikkatli bakış, yerel yönetimlere daha çok para vermekten geçiyor.
MEMUR EZİLİYOR
Birkaç rakam.
2009’da AKP yerel yönetimlere 19 milyon 919 bin YTL aktarıyor. İçinde bulunduğumuz yıla göre, artış yüzde 22. Gayri safi milli hasılada öngörülen artışın iki katı.
Seçim öncesinde belediyelere nefes aldıracak para. Cömert davranış.
Seçime rağmen, AKP memura aynı cömertliği göstermiyor, hatta hasis bile davranıyor. Önümüzdeki yıl memur aylıklarında öngörülen artış yüzde 8.7. Oysa, enflasyon hedefi yüzde 11. Memur aylığında artış enflasyonun altında. "Biz memuru enflasyona ezdirmeyiz" nutukları boş çıkıyor. Bal gibi eziliyor. Bütçe öyle yazıyor.
Memur aylıklarına IMF’nin gölgesi düşüyor. IMF memuru iplemiyor, her zamanki gibi. IMF ile kavga biraz da, buradan geliyor.
KRİZ YOK
Yeni bütçenin garip bir özelliği var.
Bütçede küresel krizin etkisi görülmüyor, global krize karşı önlem de yok. Yani, krizin k’sı yok. Hamdolsun, bizebişeyolmaz durumu.
Krizde üretim düşüyor, ödenen vergi azalıyor. Buna rağmen, bütçe 2009’da vergi gelirlerinin yüzde 15 artacağını öngörüyor. Garip.
Şimdilik, hamdolsun deyip, durumu kayda almaktan başka çare yok.