İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada Adnan Hoca'nın müritleri olduğu ileri sürülen sanıklardan Burak Abacıoğlu, Adnan Tınarlıoğlu, Erkan Seyhan, Nuri Özbudak ve Mehmet Murat Atmaca hazır bulundu. Adnan Oktar'ın da aralarında bulunduğu 30 sanık ise duruşmaya katılmadı. Şikayetçi Ebru Şimşek'in katılmadığı duruşmaya annesi ile babası izleyici olarak katıldı.

 

Duruşmada esas hakkındaki mütalaasını açıklayan Cumhuriyet Savcısı Orhan Erbay, davada toplanacak delil kalmadığını ve karar aşamasına gelindiğine belirterek, dava dosyasının neden zaman aşımına uğradığını anlattı. Savcı Erbay, mütalaasında, "Çıkar amaçlı suç örgütü kurmak ve örgüte yardım etmek ile Tehditle menfaat temin etmek" suçlamasıyla 1 No'lu Devlet Güvenlik Mahkemesinde (DGM) açılan davanın, sanık avukatları tarafından mahkemenin reddedilmesi üzerine 2 No'lu DGM'ye gönderildiğini söyledi. Savcı dosyanın buradan verilen görevsizlik kararıyla 3 No'lu DGM'ye gönderildiğini ve buradan da davanın, görev uyuşmazlığı nedeniyle Yargıtay'a gönderildiğini belirtti. Dosyanın Yargıtay tarafından 3 No'lu DGM'de görüşülmesi gerektiği gerekçesiyle davanın burada görülmeye başlandığını belirten Savcı, "Çete" suçunun DGM kapsamından çıkartılması üzerine davanın İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildiğini hatırlattı. Adnan Oktar'ın suça konu villalarından birinin Silivri'de olması nedeniyle dava dosyasının, önce Bakırköy Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildiği, daha sonra da diğer villasının Beykoz'da olması nedeniyle yetkisizlik kararıyla Üsküdar Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildiği kaydedildi. Savcı Erbay, Mahkemeler arasındaki görev uyuşmazlığı üzerine Yargıtay ceza dairesi tarafından dava dosyasının tekrar İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildiğini kaydetti. Erbay, sanık avukatlarının, ikinci kez reddi mahkeme talebinde bulunduklarını söyledi.

 

İtiraz üzerine dava dosyasını bir üst mahkemenin incelediğini belirten Cumhuriyet Savcısı, 8. Ağır Ceza Mahkemesi ile 1. Ağır Ceza Mahkemeleri'nin ihtisas mahkemesi olması nedeniyle dava dosyasının, son adres olan İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildiğini ifade etti. Savcı, DGM'den 5 sanık hakkında açılan ayrı bir dava dosyasının da İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilerek ana dava dosyası ile birleştirildiğini anlattı.

 

Savcı Erbay, 'Teşekkül oluşturmak' ile ilgili suç tarihinin, sanıkların yakalandığı 18 Kasım 1999 tarihinden öncesi olduğunu kaydetti. Dosyadaki anlatımlara göre 'Tehditle menfaat temin etmek' suçunun ise 1997 tarihi ve öncesinde gerçekleştiğini belirten Savcı, 5 yıllık zaman aşımı süresinin aşılması nedeniyle Adnan Oktar'ın da aralarında bulunduğu 35 sanıklı yargılamanın ortadan kaldırılmasını talep etti. Erbay, birleşen 5 sanıklı diğer dava dosyasında dava açılmadan önce sanık ifadesi alması nedeniyle zaman aşımı süresinin kesildiğini ve 5 yıllık sürenin 7 yıl 6 ay uzadığını belirterek, bu dosyasının ana davadan ayrılarak yargılamanın devamına karar verilmesini talep etti.

 

Sanık avukatı Fatih Doğan, son savunmasında, mahkeme tarafından 250'ye yakın rapor ve delil toplandığını belirterek, "Bu rapor ve deliller sanıkları aklayacak niteliktedir. Bu nedenle sanıklar hakkında beraat kararı verilmesini talep ediyoruz. Aksi bir düşünce halinde ise Cumhuriyet Savcısı'nın görüşlerine katılıyoruz." şeklinde konuştu.

 

Duruşma sonunda mahkeme heyeti, yargılamanın, 5 yıllık zamanaşımı süresi dolduğundan ortadan kaldırılmasına karar verdi.

 

Heyet, ana dava ile birleştirilen ve aralarında gıyabi tutuklu Bahadır Güven'in de bulunduğu 5 sanıklı dava dosyasının ise ayrılarak yargılamanın devam etmesine karar verdi.

 

 Adnan Hoca ile ilgili olarak 13 Kasım 1999 günü evine yapılan baskın haberi Milliyet Gazetesi'nde şöyle yer almıştı,

 

‘Adnan Hoca’ operasyonu

 

Çiller’in rakiplerine savaş açan ve Adnan Hoca olarak tanınan Bilim Araştırmalar Vakfı Başkanı Adnan Oktar ve vakıf üyesi 70 kişi geceyarisi baskınıyla gözaltına alındı

 

Neslihan Cuyar, Haluk Atalay  13 Kasım1999 Cumartesi

 

 Kamuoyunda "Adnan Hoca" olarak bilinen Bilim Araştırma Vakfı (BAV) Başkanı Adnan Oktar ve vakıf üyelerinin evlerine dun sabaha karsı düzenlenen operasyonda yaklaşık 30'u kadın 70 kişi gözaltına alındı. DYP kongresi öncesinde Tansu Çiller’in rakiplerine savaş açan Oktar’ın da gözaltına alındığı operasyonda ikisi ruhsatsız yedi tabanca, çok sayıda bilgisayar disketi, dosya ve kasete el kondu.
       Organize Suçlar ve Silah Kaçakçılık Şube Müdürlüğü’ne bağlı ekipler, dun 03.30 sıralarında Oktar’ın Üsküdar Kuleli Askeri Lisesi arkasındaki evine baskın düzenledi. Bazı eşyalarına el konulan Oktar, Beylerbeyi Polis Karakolu'na, ardından İstanbul Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlar ve Kaçakçılık Şube Müdürlüğü’ne götürüldü.
       Polis ayni saatlerde, Etiler basta olmak üzere, değişik semtlerdeki vakıf üyelerinin evleriyle vakfın Fatih'teki merkezine de baskın düzenledi. Operasyonlarda, aralarında kadınların da bulunduğu 70 kişi gözaltına alındı.
       Yetkililer, Organize Suçlar ve Kaçakçılık Şube Müdürlüğü’nün yürüttüğü operasyonun İstanbul DGM'nin görev alanında olduğunu, arama ve baskınların buradan alınan izinle gerçekleştirildiğini söylediler.