Taraf gazetesinden Hüseyin Özkaya'ın haberine göre, AKP kendi milletvekilleri iin medyaya, susturun emri verdi...
İşte bu konuda hakkında talimat verilen vekillerden olan İdris Bal'ın açıklamaları;
AKP Kütahya Milletvekili İdris Bal, “10 yıldır haftada iki-üç defa televizyonlara çıkarken, iki-üç ay içinde bıçak gibi kesildi. Bu hususta talimat olduğunu duydum. Kırıldım, üzüldüm” dedi. Taraf, dün, AKP’li bir genel başkan yardımcısının, çeşitli basın yayın kuruluşlarını arayarak, partili bazı milletvekillerinin itiraz ve eleştirilerine yer verilmemesini istediğini ve bu isimlerin başında da, İdris Bal ile İzmir Milletvekili Ertuğrul Günay’ın olduğunu duyurmuştu. Taraf’ın haberi, AKP kulislerinde adeta şok etkisi yaratırken, İdris Bal, “Haberiniz, malûmun ilanıdır. Demokrat hiç kimse, böyle bir uygulamayı tasvip etmez. Bu uygulamadan dolayı kırgınım. Hatta benim uluslararası programlarıma da müdahale edildi” dedi.
GEZİ’DEN BU YANA
Bal, Taraf’a konuya ilişkin şu çarpıcı açıklamalarda bulundu: “Gezi’den bu yana, böyle bir uygulama olduğunu biliyorum. Ama bunu çıkıp da açıklamadım. İçinde bulunduğum partiyle alakalı böyle bir şey yapmanın doğru olmadığını düşündüm. Madem sizin tarafınızdan biliniyor, şunu açıkça söyleyebilirim: Ben, 13 yıldır medyayla bağı olan, arkadaşları olan bir insanım. Ortalama haftada iki-üç defa farklı medya kuruluşlarında mülakat veren, görüşümü paylaşan biriyim. Ama çözüm süreci ve Gezi ile alakalı kanaatlerimizi paylaştıktan sonra, ki ben o kanaatlerin demokrat bir insanın söylemesi gereken kanaatler olduğunu düşünüyorum, bizde partiler kurumsallaşmadığı, hazım kapasiteleri ve tahammül gücü olmadığı için bu yanlış algılandı. Neden İngiltere’de parlamenter sistem çalışıyor da, Türkiye’de çalışmıyor? Çünkü partiler kurumsallaşmalı, tahammül ve hazım kapasitesi artmalı, partiler kişi değil kurum, idealler, prensip üzerine kurulmalı.
Bu çerçevede bakıldığında, arkadaşların müdahale ettiklerini düşündüm. Medyada birçok dostum var. Bazıları sağolsun, kulağıma fısıldadı. Bizzat, bu hususta talimat olduğunu duydum. Uluslararası programlarıma da müdahale edildi. İngiltere’de bir konferansa gidecektim, organizatör arandı ve gitmemem için baskı yapıldı. Organizatör bana, ‘Üst düzeyde baskı geldi, çok üzgünüm’ dedi. Demokratik bir vizyonu olan, halkla devleti barıştırma çabasında olan bir yapıya bunları yakıştıramıyorum.”
MEDYA ÖZGÜR OLMALI
İdris Bal, sözlerine şöyle devam etti: “Bu partiye katkı vermek için geldim, sadece sorgulamadan oy kullanmak için gelmedim. Böyle bir şeyin olması hakikaten beni üzdü. Böyle bir şeye ihtimal bile vermezdim. Ben, demokratikleştirici, sorunları çözücü, dış siyasette barış diyen, radikal olmayan bir AK Parti’ye dahil oldum. Demokrasi bir taraftan çoğulcu partidir, serbest seçimlerdir ama aynı zamanda ifade hürriyetidir, düşünce hürriyetidir, medyada hürriyettir, sansürsüz medyadır, kontrol edilmeyen medyadır, bağımsız-tarafsız yargıdır. Medya geçmişte çok sıkıntılıydı. Ama bugün de tersine bir eğilimle, bu tür talimatlar doğru değildir. Orta yolu bulmalıyız. Ne geçmişteki gibi olmalı, ne de kendi arkadaşlarımıza yönelik talimatlar verilmeli.”
TABANIN SESİ
Bal ayrıca, “Ben, kendi birikimimle; çözüm süreciyle, Gezi’yle, dershanelerle ilgili bir şeyler söyledim. Bu tamamen tabanın sesi anlamında. Ben, bana yakışanı yaptım, yapıyorum. Ama yanlış algılayanlar varsa, onlar kendi vizyonlarını, siyaset ve demokrasi anlayışlarını sorgulamalıdırlar” dedi.