’Hazine yardımının kesilmesini’ isteyen beş üyeyse, AB’ye giriş çabası ve adaylık statüsü elde edildiği, idam cezası kaldırıldığı, azınlıklar ile kadın erkek eşitliği icraatları nedeniyle kapatılmaya karşı çıktı.
ANAYASA Mahkemesi, türbanın ardından AKP’ye verilen "Hazine yardımının yarı oranında kesilmesi" kararının gerekçesini, bugünkü Resmi Gazete’de yayınladı. Anayasa Mahkemesi’nin bazı üyeleri karar verilirken, AKP’nin AB yolundaki çabalarına vurgu yapıp, kapatma yerine hazine yardımının kesilmesi yönünde oy kullandı. AKP, "dini ve dinsel duyguları istismar" ile "dinsel konulardaki duyarlılıkları siyasi çıkar için araçsallaştırmakla" suçlandı ve kararda şu şok tespit yapıldı:
"Dinin ve dinsel duyguların istismarı nedeniyle laikliğe aykırı görülen davalı parti eylemlerinin toplumu, devlete ve siyasete yabancılaştırması yoluyla demokratik işleyişi engelleyebileceği ve anayasal düzenin meşruiyetinin sorgulanmasına yolaçabileceği inkar edilemez"
Türban kararı, kuran kurslarına yaş kısıtlaması, imam hatiplere katsayı düzenlemesi, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın, "Türban velev ki siyasi simge", "Türban konusunda ulemaya danışalım" sözleri, eski TBMM Başkanı Bülent Arınç’ın "Dindar Cumhurbaşkanı" tanımı, AKP’nin kurucu üyesi Cüneyd Zapsu’nun "Türbanını çıkar demek, sokaktaki kadına donunu çıkar demekten farksız" sözleri, Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’in eylemleri AKP’nin laikliğe karşı odak olduğunun kanıtı olarak kabul edildi. Ancak, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün eylemleri odak delili sayılmadı.
AKP’yi AB kurtardı
Kararda, AKP’nin laikliğe aykırı eylemlerin odağı haline geldiği ancak AB açılımı ve idam cezasının kaldırılması, Anayasa’da kadınlara yönelik pozitif ayrımcılık yapılması gibi demokratikleşme adımları dikkate alınarak, "Demokratik ve laik düzeni ortadan kaldırmak" amacı ve "şiddete" başvurma olmadığı için kapatma uygulanmadı.
Hazine yardımından kesme isteyen üyelerin görüşleri ana gerekçeyi oluştururken, kapatma isteyen altı üye ve "ret" diyen Başkan Haşim Kılıç karşı oy yazdı. Karar özetle şöyle:
Türban laikliğe aykırı
Davalı partinin demokratik ve laik cumhuriyet ilkesine aykırı bazı eylemleri belirlenmiştir. Üniversitelerde uygulanan başörtüsü yasağı, Kuran kurslarına yaş kısıtlaması, imam hatip liselerine uygulanan katsayı sınırlamasının kaldırılmasına yönelik toplumsal taleplerin bulunduğu, ancak davalı partinin bu doğrultudaki siyasal mücadelesini laiklik ilkesinin anayasanın somut kurallarında ortaya çıkan tercihe uygun biçimde yürüttüğü savunulamaz.
Toplumda ayrışmaya yol açtı
Bu sorunlar toplumda ayrışma ve gerginliklere yol açacak düzeyde siyasetin temel sorunu haline dönüştürülmüş, toplumun dinsel konulardaki duyarlıkları yalın siyasal çıkar amacıyla araçsallaştırılmış, toplumun temel, ekonomik, sosyal, kültürel sorunlarının siyasetin gündeminde yer alması güçleşmiştir.
Başörtüsünün serbest bırakılması amacını taşıyan ve laikliğe aykırı bulunarak iptal edilen düzenlemenin ardından parti, seçmen kitlesini eylem ve şiddet hareketlerine teşvik etmemiş, iktidar gücünü bu yönde kullanmamıştır.
Demokratik ve laik düzeni ortadan kaldırmak, anayasal düzenin temel esaslarını şiddet kullanarak ve hoşgörüsüzlükle tahrip etme amacı, bu amacı somutlaştıran eylemleri ve iktidar olanaklarını şiddet doğrultusunda kullandığına ilişkin veriler saptanamamıştır.