Türkiye’nin 11 milyar dolar harcayarak almaya karar verdiği yeni nesil 100 adet F-35 uçağının, yazılım kodlarının olmadığı iddiası Ankara’yı karıştırdı. Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül süre istedi.

CHP milletvekilleri, ABD’nin uçakların yazılım kodlarını vermediğini ve milli yazılım olmayınca uçakların başta füzeler olmak üzere radar güdümlü tehditlere karşı savunmasız kaldığını vurguladı.Emekli büyükelçi ve CHP İstanbul milletvekili Şükrü Elekdağ, toplam 250 milyar dolarlık proje kapsamında 3 bin 173 adet F-35 uçağı üretileceğini ve Türkiye'nin bunlardan 100'ünü 10 milyar 700 milyon dolara alacağını vurguladı.

Bu uçakların filoya katılmasıyla Türk Hava Kuvvetleri’nin bölgede caydırıcılığının artacağını kaydeden Elekdağ, buna rağmen projeyle ilgili ciddi bir yazılım sorununun bulunduğunu savundu. ‘’Sorun, Amerika'nın uçaklara ilişkin yazılım kodlarını Türkiye'ye vermemesinden kaynaklanıyor’’ diyen Elekdağ şunları söyledi:

‘’ Savaş uçaklarını düşmanın radarlarına ve silahlarına karşı koruyan sistem, bu uçakların sahip oldukları elektronik karşı önlem sistemleri veya elektronik harp sistemleridir. Yazılım kodları da bu sistemlerin beynini oluşturuyor. Uygun yazılım kodlarıyla donatılmadan, bir savaş uçağının düşman füzelerini zamanında teşhis etmesi ve buna karşı anında önlem alması mümkün değildir. Türkiye savaş uçaklarının yazılım kodlarıyla ilgili ABD ile 4 kez sorun yaşadı. F-16'larda bunu gördük, savaş helikopterlerinde gördük. F-16 Blok 50'lerin alınmasında gördük. Türk tarafı hep Amerika’nın bu politikasının bir süre sonra değişeceği hayaliyle yaşadı. Fakat, 1986’dan bu yana 22 yıl geçmiş olmasına rağmen Amerika politikası değişmedi ve Türkiye de bu sorunu halledemedi”

İNGİLİZLER 34 UÇAK KAYBETTİ
Türkiye'nin ulusal çıkarları için yazılım değişimlerinin mutlaka yapılması gerektiğini vurgulayan Elekdağ, Falkland Savaşı’ndan örnek verdi:
“Falkland Savaşı'nın başında Arjantin füzeleriyle İngiliz uçakları peş peşe düşüyordu. Savaş boyunca İngilizler 34 uçak kaybettiler. Çünkü İngiliz avcı uçaklarının radar ikaz almaçları sadece Sovyet bloku ülkelerinin füzelerini düşman olarak algılıyordu. İngiliz uçaklarının yazılım kodları da buna göre ayarlanmıştı.

Arjantinlilerin elinde ise Batı'da imal edilmiş füzeler vardı. İngiliz uçaklarının elektronik harp sistemleri, yazılım kodları nedeniyle, Arjantin füzelerini dost olarak teşhis ediyor ve bundan dolayı tedbir alamıyor ve vurulup düşüyorlardı.”
CHP’li Onur Öymen de İngiltere’nin sadece yazılım konusunda istediğini alamadığı için 2006 yılının Aralık ayında projeden çekildiğini anımsattı.

İngiltere Savunma Bakanı Drayson’un ülkesinin hassasiyetini kamuoyuna açıkladığı hatırlatmasını yapan Öymen, “Sonra bizzat Başkan Bush ile o zamanki İngiltere Başbakanı Tony Blair buluştular, konuştular ve anlaşmaya vardılar” dedi. Öymen, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu proje bu Hükümet’in ömrünü aşacak bir projedir. O bakımdan, gelecek hükümetleri, gelecek kuşakları bağlayıcı kararlar alırken çok dikkatli olmak zorundayız. Bu yazılım o kadar önemlidir ki, bir F-35 uçağında tam 15 milyon kodlu bağlantı vardır. Bu kadar hassastır. Bu uçaklar için sınırlamalar gelecekse, bu sizin caydırıcılığınızı etkiler. Yani başkaları size, ne yapacak, siz ne kadar yapacaksınız, nerede yapacaksınız söyleyecekler, siz de ona hareket edeceksiniz, bunun için de 11 milyar dolar harcayacaksınız. BU konu en üst düzeyde, bizzat ABD Başkanıyla görüşülmeli ve çözüme bağlanmalı”

BAKAN'DAN CEVAP
“Yazılımla ilgili konuşmaları bizim mücadelemize verilmiş bir destek olarak görüyorum” diyen Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül ise zaman istedi. Gönül, şöyle konuştu:

“Buradaki kullanılan kodlar, buradaki bilgisayar sistemleri piyasadaki bilgisayar sistemleri değildir. Özel bir program ve özel bir bilgisayar sistemi uygulanmaktadır. Ayrıca, burada muhatabımız her ne kadar Lockheed Martin firması olsa da asıl yetki Kongrededir. Firmaları bağlayan kuralları Kongre koymaktadır. Nitekim, F-16'larla ilgili belli bir yere getirdiğimiz mücadelede de Rumsfeld'in yardımını almakla ulaşabildiğimiz bir mücadele olmuştur. Yoksa, firmanın bizim taleplerimizi yerine getirmesi mümkün değildi. Halen müzakereler devam ediyor, 2010’a kadar da devam edecektir”