Oomen-Ruijten tarafından kaleme alınan Türkiye raporu taslağı, AP Dış İlişkiler Komisyonunda tartışıldı. Komisyon üyelerine ve siyasi grupların temsilcilerine hazırladığı raporla ilgili bilgi veren ve eleştirileri yanıtlayan Raportör Oomen-Ruijten, ''dengeli bir rapor hazırladığını ve eleştirilerin yanında olumlu yönlere de vurgu yapmaya çalıştığını'' söyledi. Türk hükümetinin reformlar konusunda kararlılık mesajları verdiğini, ancak artık geçirilecek zaman olmadığını belirten Oomen-Ruijten, ''TCK 301'de Türkiye artık ürününü ortaya koymalı'' dedi. Türkiye'deki son gelişmelere değinen Hollandalı AP Üyesi Oomen-Ruijten, ''Ordu ve yargıdan oluşan elit tabakası var. TBMM 3'te 2 çoğunlukla (üniversitelerde başörtüsünün serbest bırakılmasına) karar veriyor fakat uygulanmıyor. Ben dünyada böyle başka bir ülke bilmiyorum. Bunun örneği yok. Yargı bağımsızlığından yanayım. Ama Türkiye'de herkesin güvenebileceği bir yargı maalesef yok. Bu Türkiye'nin eksiği. Bu konuda çalışma yapılması gerekiyor'' şeklinde konuştu.
AK Parti ve DTP'ye kapatma davaları açılmasının bütünüyle karşısında olduğunu vurgulayan Oomen-Ruijten, ''sadece yargıyla ilgili hızlı reformlar yapılarak bu sorunun üstesinden gelinebileceğini'' vurguladı.
Oomen-Ruijten, son gelişmeler nedeniyle taslak raporda yargıya yönelik eleştirilerini sertleştirmeyi düşündüğünü dile getirdi.
Raportör Oomen-Ruijten, ''Orduya da güçlü mesaj vermek gerekiyor. İyi işleyen modern demokrasi istiyorlarsa kendilerini sınırlamalılar'' diye konuştu.
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın KKTC'yi ziyaret ederek ''çözümde ilk söz hakkı bizim'' mesajı verdiğini savunan Oomen-Ruijten, Kıbrıs sorununun çözümünde ordunun yapıcı davranmasını istedi.
-JOOST LAGENDİJK-
Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu Eşbaşkanı Joost Lagendijk ise ''doğru bir üslupla'' raporu hazırlayan Oomen-Ruijten'e teşekkür ederek, Türkiye'deki son gelişmelerle ilgili şunları kaydetti:
''AK Parti ve DTP'ye açılan davalar hala beklemede. Bu konuda çok açık olmalıyız. Türkiye'de siyasi sürece yargı darbesi yapılıyor. Yargı, halkın çoğunluğunun seçimine 'yanlış' diyor. Bu hiçbir şekilde kabul edilemez. Yargının verdiği imaj çok kötü. Türkiye'de yargı reformu talebi konusunda tutumumuz sert olmalı.''
Lagendijk, Oomen-Ruijten'in raporunda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Almanya'da yaptığı ''asimilasyona hayır'' konuşmasıyla Türkiye'deki Kürt kökenlilerin kültürel hakları arasında bağlantı kurmasını kabullenemeyeceğini ifade etti.
Taslak raporla ilgili söz alan diğer milletvekilleri ve siyasi grup temsilcileri de yargının ve ordunun siyasete müdahalelerini eleştirirken, AP'nin her iki kesime çağrı yapmaması ve demokratik yollarla seçilmiş Türk hükümetini muhatap alması gereğini vurguladı.
Değişiklik önergelerinin 3 nisana kadar verilebileceği Türkiye taslak raporunun, mayıs ayında AP Genel Kurulunda oylanması bekleniyor.
-''ERGENEKON SORUŞTURMASI KARARLILIKLA SÜRDÜRÜLSÜN''-
Taslak raporda, Ergenekon soruşturmasının kararlılıkla sürdürülerek örgütün ''devlet organlarındaki tüm bağlantılarının ortaya çıkarılarak örgütle ilişkisi olanların yargıya teslim edilmesi'' isteniyor.
Yeni sivil Anayasa hazırlığının ''insan hakları ve özgürlüklerin korunmasını anayasanın merkezine yerleştirme'' açısından çok önemli bir fırsat sunduğu anlatılan raporda, yeni anayasa çalışmasında sivil toplumun geniş katılımının sağlanması tavsiye ediliyor.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ''2008'in refom yılı olacağı'' taahhüdünün memnuniyetle karşılandığı belirtilen raporda, hükümetin parlamentodaki çoğunluğuna dayanarak reformlarda kararlı davranmasının Türkiye'nin modern demokratik refah toplumuna dönüşümünde hayati önem taşıdığı vurgulanıyor.
''2007 yılında ordunun siyasete müdahale çabalarının demokrasinin üstünlüğüyle sonuçlanmasından'' övgüyle bahsedilen taslakta, ''demokratik yollarla seçilmiş siyasi liderliğin iç ve dış politikayla güvenlik konularının şekillenmesinde tam sorumluluk üstlenmesinin ve ordunun demokratik sorumluluğa saygı göstermesinin garanti altına alınmasında'' ve TBMM'nin askeri ve savunma politikasında bu kapsamdaki tüm harcamalarda tam denetim yetkisinin tesis edilmesinde ''hükümetin yeni sistematik çabalar göstermesi'' talep ediliyor.
-TCK 301'E ÖNCELİK-
Türk Ceza Kanunu'nun 301'inci maddesinin ''tekrar tekrar verilen taahhütlere'' bağlı kalınarak öncelikle değiştirilmesi istenen belgede, ifade özgürlüğü kapsamında yeni reformların yapılmamış olması eleştiriliyor.
Taslak raporda, ''Vakıflar Kanunu'nun onaylanmasını memnuniyetle karşılıyoruz. AB Komisyonunun metni tetkik ederek gayrimüslim azınlıklarca mülklerin idaresi, satın alınması ve 3. kişilere satılmış olanlar dahil geri alınmasının mümkün olup olmayacağını araştırması gerekir'' deniliyor.
Vakıflar Kanunu'nun kabulünün ardından Türk hükümetinin bu olumlu adımı değerlendirerek dini özgürlüklerle ilgili tüm taahhütlerini yerine getirmesi istenen taslak belgede bu kapsamda tüm dini toplumluluklara faaliyetleri için gerekli yasal statü, ruhani görevlilerin eğitimi, hiyerarşik seçim ve ibadet yerlerinin inşası konusunda yasal çerçeve sunulması, Heybeliada ruhban okulunun yeniden açılması ve ''ekümenik partik'' unvanının kullanımına izin verilmesi taleplerine yer veriliyor.
Belgede, ''Türk hükümetine, Kürt meselesinin kalıcı çözümü amaçlayan siyasi inisiyatifin öncelikli olarak başlatılması çağrısı yapılır'' ifadesine yer verilerek, DTP'li milletvekilleri ve belediye başkanlarından ''demokratik Türk devleti içinde Kürt meselesine siyasi çözüm arayışına yapıcı şekilde dahil olmaları'' isteniyor.
Taslak raporda, Başbakan Erdoğan'ın Almanya'da yaptığı ''asimilasyona hayır, entegrasyona evet'' konuşmasının not edildiği belirtilerek, bu kapsamda ''Türkçe dışındaki dillerde televizyon yayınına ve eğitime erişimde ve kamu hizmetlerinin verilmesine'' değiniliyor.
Kadına yönelik şiddetle mücadelede Türkiye'nin sağladığı ilerlemeden övgüyle bahsedilen belgede, ''eşit muameleyle kadınların eğitime erişimleri ve ekonomik açıdan güçlendirilmeleri Türkiye'nin daha fazla ekonomik kalkınması ve refahı açısından kritik önemdedir'' deniliyor.
''Türkiye ekonomisindeki olumlu gelişmeleri övgüye değer bulan'' raporda, kayıt dışıyla mücadele ve sosyal güvenlik sisteminde reform yapılması talep ediliyor.
Terör örgütü PKK'nın eylemleri şiddetle kınanarak ve terörle mücadelede Türkiye'yle dayanışmaya vurgu yapılan raporda, terör örgütünün ön koşulsuz olarak derhal silah bırakması isteniyor.
Raporda, ''Türkiye'ye karşı terörist eylemlerde topraklarının üs olarak kullanılmasına izin vermemeleri konusunda'' Irak hükümetine ve bölgesel Kürt yönetimine çağrı yapılarak, bu kapsamda Türkiye ve Irak arasındaki diyalogdan memnuniyet duyulduğu belirtiliyor.
-DIŞ POLİTİKA KONULARI-
Kıbrıs sorununa, BM gözetiminde kapsamlı çözüm bulunması gereğine vurgu yapılan taslak belgede, Ada'dan ''Türk askerlerinin çekilmesinin çözüm müzakerelerini kolaylaştıracağı'' savunuluyor.
AP'nin önceki Türkiye raporlarında yer bulan 1915 olaylarıyla ilgili Ermeni iddialarına değinilmeyen rapor taslağında, ''Türkiye'nin ekonomik ambargoyu sona erdirerek Ermenistan'la sınır kapısını yeniden açması, Türk ve Ermenistan hükümetlerinin geçmişteki olaylarla ilgili açık ve samimim tartışmaya izin vererek uzlaşma sürecini başlatması ve AB Komisyonunun bu süreci kolaylaştırması'' çağrıları yapılıyor.
''Karadeniz havzasında, Orta Asya'da ve daha geniş Orta Doğu'da AB dış politika hedeflerinin gerçekleştirilmesinde önemli bir ortak olarak Türkiye'nin rolü tasdik edilir'' denilen raporda, AB Komisyonuna ve üye devletlere çağrı yapılarak bu bölgelerde Türkiye ile işbirliği potansiyelinden daha iyi yararlanılması isteniyor.
Raporda, Türkiye'nin Bosna Hersek ve Demokratik Kongo Cumhuriyeti'ndeki Avrupa Güvenlik ve Savunma Politikası (AGSP) misyonları yanında Kosova ve Afganistan gibi NATO operasyonlarına katılımı övülürken, ''Türkiye'nin AB-NATO stratejik işbirliği anlaşmasının uygulanması engellemesinden üzüntü duyulur'' deniliyor.
Türkiye'nin ''Avrasya'nın enerji terminali olma hedefini ve Avrupa'nın enerji güvenliğine katkıda oynayacağı rolü tanınan'' taslakta, enerji faslının müzakerelere açılmasına destek veriliyor.
Oomen-Ruijten'in hazırladığı rapor taslağında, ''vize kolaylığı anlaşması müzakerelerine başlamaları'' için AB Komisyonu ve Türkiye'ye çağrı yapılıyor.