Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik: Asker - medya ilişkilerinin bu süreci yaşaması gerekiyordu. Şu anda o süreç yaşanıyor. Teröristlerle nizami harp yöntemiyle mücadele edemeyeceğimiz nihayet anlaşıldı. Hâlâ şehit veriyor olmak çok acı. Şehit yakınlarımızı teselli edecek söz bulmakta zorlanır hale geldik. Ne diyeceğiz? Hadi birincisinde teselli ettiniz. Sonra ne diyeceksiniz? Artık söz bitti. Sözün bittiği yerdeyiz. İktidar partisi olarak şehit cenazelerine katılamaz hale geldik. Neticede basına yansıyan belgeler çok enteresan.
Kışlada konuşur gibiydi
Sedat Ergin (Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni): Bu kızgın üslup benim çok tasvip ettiğim bir üslup değil. İster sivil, isteri asker, ister de politikacı olsun, kamu görevlilerinin, kamuoyuna karşı, bu kadar çok yüksek ses perdesinden konuşmasını onaylayamam. Komutan, karargâhında maiyetindeki astlarına karşı böyle bir üslup kullanabilir. Bu üslubu kamuoyuna karşı, çok doğru bulmuyorum.
Emir verme, cevap ver
Yasemin Çongar (Taraf Gazetesi): Genelkurmay'ın en üst düzeyde Aktütün baskınından haberdar olduğu, hatta bu hazırlıkları insansız araçlardan gelen video görüntülerinden neredeyse naklen izledikleri doğru mu? Bunlar doğruysa gereği neden yapılmadı? Kamuoyu bunların cevabını bekliyor. Genelkurmay Başkanı'nın bunların cevabını vermeden 'doğru yerde durun' gibi emir vermesi kabul edilemez.
Birikmiş stresin dışa vurumu
Ahmet Hakan (Hürriyet Gazetesi): Açıkçası çok fazla yadırgamadım, birikmiş bir stresin dışa vurumu gibi geldi bana. Bu eleştiriler arasında makul olanlar da vardı, olmayanları da. Genelkurmay Başkanı, makul olmayan kısmını hedef alarak sert bir açıklama yaptı. Üslup biraz öfkeliydi. Bunlardan yola çıkarak bir değerlendirme yapılabilir belki ama metne baktığımızda orada sorun gözükmüyor.
Demokratik eleştiriye gelemiyor
Mehmet Altan (Star Gazetesi): Demokratik eleştiri niye saldırı olsun? Kapalı bir toplum olduğumuz için övgüye alışmış bir kurum. Eleştirileri saldırı olarak algılıyor. Ortada işin iyi yapılmadığına dair çok ciddi emareler var. Böyle kuvvet komutanlarıyla bir araya gelip toplantılar yapmak, üslubu, tonu yükseltmek, korkutmaya çalışmak olsa olsa insanları yadırgatır ve üzer. Samimi değiller.
Tehditkar üslup
Emekli Hakim Albay Ümit Kardaş: Normal bir demokrasi ortamında Genelkurmay Başkanı bu şekilde konuşamaz. Tehditkar tavra bir anlam veremedim. Terörle mücadele konusunda TSK başına buyruk anlayış içindedir.
Hukukçular Birliği Vakfı Başkanı Sinan Kılıçkaya: Yapılan her eleştirinin TSK’yı yıpratmak amaçlı olarak değerlendirilmesi doğru değil. Kimse eleştirilemez değildir. Genelkurmay’ın bu tip polemiklere girmesi doğru değildir.
Emekli Albay Erdal Sarızeybek: Basın yayın organları TSK’yı yıpratmayı amaçlıyor. Dünyanın hiçbir demokratik ülkesinde kendine ulusal medyayım diyen birtakım yayın organları o ulusun en büyük gücü olan ordusuna saldırmaz. Eğer hükümet tedbir almazsa ordu kendisini koruyacaktır.
Daha sakin olmalıydı
Emekli Korgeneral Salih Acarel: İlker Başbuğ, doğru konuştu, ancak sert konuştu. Buna gerek yoktu. Kendisi çok sevdiğim komutan ama daha sakin olabilirdi.
Emekli Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi: Türkiye'de 24 yıldır akan kan var. Millet bunun durmasını istiyor. Medya halka doğru bilgiler vermiyorsa bu eleştirilir, doğrusu açıklanır. Doğru bilginin karşısına bilgi ile çıkmak lazım.
Tepki normal, üslup yanlış
Oktay Ekşi (Hürriyet): İlker Başbuğ'un TSK'yı yıpratmayı amaçlayan kampanya nitelikli yayınlar nedeniyle tepki duyması normaldir. Bu yayınlara karşı, Silahlı Kuvvetler'imizin hukukunu koruması hakkı ve görevidir; ancak bu tepkinin medya dünyasını tedirgin etmeyi amaçladığı izlenimini veren bir üslupla dile getirilmesi doğru değildir. İfade özgürlüğüne herkesin saygı duyması lazım.
Bu tehdittir, kabul edilemez
Ahmet Abakay (Çağdaş Gazeteciler Derneği Başkanı): Bu müdahaleler basına 'görevini yapma' demektir. Bu bir tehdittir, ölçüsü kaçmış bir açıklamadır, bu tip tehditleri kabul etmiyoruz. Şu sıralarda herkes medyaya ders vermeye kalkıyor. Buna Başbuğ da dahil. Başbuğ 'herkes duracağı yeri bilmeli' diyor. Evet herkes duracağı yeri bilmeli. Buna Genelkurmay Başkanı da, hükümet de dahildir.
Çelişkileri açıklaması lazım
Sedat Laçiner: Ortada cevaplanması gereken basit sorular var. Aktütün'e saldırı ne zaman başladı? Uçaklar buraya ne zaman geldi? İstihbarat bilgilerine göre hareket edildi mi? Karanlıkta kalanların ortaya çıkması gerekiyor. Maalesef yetkililer konuştukça soru işaretleri artıyor. Yapılan açıklamalar birbiriyle çelişiyor. Çelişkilerin ortadan kalkması için ortadaki soruları cevaplamak gerekiyor.